Parkta dans edenlere yapılan saldırıya gericiler sahip çıktı: 'Dansta cinsel içerik var'

Diyarbakır'da bir parkta dans gösterisine yapılan tekbirli saldırıya gericiler sahip çıktı. Yerel basında, dans edenler LGBT ve "sapkın topluluk" olarak tarif edildi.

Özkan Öztaş

Dün akşam saatlerinde Diyarbakır merkezde Kayapınar ilçesi Nâzım Hikmet Caddesi üzerinde bulunan Tema Park’ta Swing Amed adındaki özel bir dans kursunun açık alanda düzenlemek istediği dans etkinliğine gericiler saldırdı. Yapılan saldırıya kamuoyundan, sanatseverlerden ve siyasilerden tepkiler gelirken gericiler ise sahip çıktı. 

İki kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığı saldırının ardından dans etkinliğini düzenlemek isteyen grup saldırganlardan şikayetçi oldu. 

Gericiler saldırıya sahip çıktı, sanat okulunu sapkın ilan etti

Konuya dair haber yapan Güneydoğu Güncel Gazetesi haberleştirdiği saldırıyı bir "vatandaş tepkisi" olarak yorumladı. Haber metninde "Etkinlik sırasında ailelerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirdiği yeşil alanda, topluluk üyeleri tarafından çıplak ve cinsel içerikli dans figürleri sergilenmeye başlandı" diyen gazete saldırıya sahip çıktı, gösteriyi yapan sanat okulu içinse "Eşcinsellik, LGBT gibi çeşitli ahlaksız çalışmalara ev sahipliğini sanat adı altında yapıldığı iddia edilen sanat okulu" ifadelerine yer verdi. 

'Linç ve kayyım politikalarına toplumsal bir rıza yaratmaya çalışıyorlar'

Saldırıya sahip çıkan gericilerin öne çıkardığı ayrıntılardan biri de DEM Parti konusuydu. Yapılan açıklama ve haberlerde DEM Parti'nin izin verdiği vurgulanan dans gösterisi için kayyım hatırlatması yapıldı.

DEM Parti'nin 31 Mart yerel seçimlerinde Diyarbakır'ı kazanmasının ardından bu tür örneklerin arttığı belirtildi.

Dansa saldırıya ve ardından gericilerin kayyım hatırlatmasına ilişkin soL'a konuşan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, "Kayyım atamalarına toplumsal rıza yaratmaya çalışılıyor. Bunun için de dini değerleri kullanmaya çalışıyorlar" dedi.

Kaya soL'a verdiği demeçte şöyle konuştu: 

"Böylesi bir etkinlik için DEM Parti'den alınmış bir izin yok. Çünkü böyle bir izne gerek yok. Bu şehirde herkes istediği yerde istediği gibi dans edebilir. Kimsenin de buna karışma hakkı yoktur. Ancak AKP iktidarı kitleleri bölmek için ve bu açıdan da dini değerleri kullanmak, LGTBİ+ bireyleri hedef göstermek gibi denemeler yapıyor. HÜDA-PAR'ın meclise girmesinin temel sebebi de budur. Burada böylesi faaliyetleri yürütecek araçlara ihtiyaçlar duyuluyor çünkü. 

Çok açık bir gerçek var. Kayyım hatırlatması ya da 'kayyım zamanında böylesi şeyler olmuyordu, her şey DEM Parti'nin yeniden belediyeyi almasıyla başladı' tarzında göndermelerin temel amacı kayyım politikalarına toplumsal bir rıza yaratmak. Çünkü gerek Van'da gerek Hakkari'de gerekse Diyarbakır'da halk artık kayyım istemiyor. Buna hiç olmadığı kadar büyük bir toplumsal direnç var. Toplumun dindar kesimlerinde de var bu direnç ve hassasiyet. Dolayısıyla da buradaki direnci kırmaya çalışıyorlar." 

'Ailenin kutsallığı söylemi üzerinden baskı yapılıyor'

Saldırıyı kınayan ve benzeri örneklerin yaşanmaması adına toplumsal bilincin ve muhalefetin yükseltilmesi gerektiğine dikkat çeken Adalet Kaya ailenin kutsallığı söylemi üzerinden yapılan baskıları hatırlatıyor:

"Sayın Erdoğan'ın yarattığı iklim İslami kitleleri harekete geçirmek için kullanılıyor. 'Türbanlı bacıma saldırdılar' söylemleri, ailenin kutsal olduğuna dair üretilen içerikler, LGBTİ+ bireylere dönük dışlama ya da hakaretlerin geldiği sonuç bugün İstanbul sözleşmesinden çıktığımız yerdir. Böylesi kazanımların tasfiyesinde birer argümana dönüştürüldü bunlar.  

Diyarbakır'da ise bu tür operasyonlar Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen siyasiler ya da taraftarlar tarafından yeniden üretiliyor. Bunların en yoğun yaşandığı, insanların gündelik yaşamına müdahale edildiği yıllar 1990'lı yıllardı. Hizbullah vahşetini herkes anımsar. Ben o yıllarda bir lise öğrencisiydim. Kadınların ve gençlerin yaşadığı o korkuyu bizzat yakından hatırlıyorum. 

Şimdi bu örneğe bakınca ne görüyoruz peki? Bir dans kursunun etkinliğinde bir araya gelmiş insanlar. Aileleri var, çocukları var orada top oynuyorlar, piknik yapıyorlar. Aslında ortada tertip edilen bir etkinlik dahi yok. Aynı kursa giden insanlar bir piknikte bir araya gelmişler. Dans etmişler. Buna saldırmak için bir gerekçe yok ortada. Bahsedildiği gibi sapkınlık falan da yok. 

Ama bu saldırıların bir amacı var bir sonucu var. Yaşam tarzına müdahale var mesela. Ailenin kutsallığı söylemi üzerinden kadınlara yönelik yapılan baskılar var. Dışlama var. Saldırı var. Bunlara müsaade edemeyiz, görmezden gelemeyiz" 

HÜDA PAR'dan şeriat yasaları: 'Etkinlik camiye yakın yerde yapıldı hukuki süreç başlatılsın'

Yaşananların ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, parkta yapılan etkinliğin camiye yakın yerde olduğunu dolayısıyla da ilgili kişiler hakkında hukuki soruşturma başlatılması gerektiğini ifade etti.

"Diyarbakır’da kamuya açık olan bir alanda sözde 'dans etkinliği' adı altında, toplumun değer yargılarının hedef alınarak teşhircilik yapılması halkımızı rahatsız etmiş ve tepkisini çekmiştir. Peygamberler ve Sahabeler Şehri Diyarbakır’da halka açık alanlarda, Kürt halkının örf ve adetlerine uygun olmayan, değerlerimizden uzaklaştıran, neslimizi ifsat eden bu asimilasyon projelerine karşı yetkililer gereken hukukî tedbirleri almalıdır. Camiye yakın yerlerde, çocuklarımızın oyun oynadığı alanlarda gençliği hedef alarak ifsat çalışmaları yapanlar ve bunun arkasında duranlar her kim ise haklarında derhal yasal işlem başlatılmalıdır" ifadelerine yer verilen açıklama "Sapkınlığa hayır" başlığıyla yayınlandı.

Swing Amed: 'Yaşam tarzına müdahale kabul edilemez'

Saldırıya dair açıklama yapan Swing Amed dans topluluğu ise yaşanan saldırıya dair hukuki süreç başlattıklarını ifade etti. Yaşam tarzına müdahalenin kabul edilemez olduğunu belirten dans topluluğu yaptığı açıklamada "Bebekli ailelerin, hamile kadınların ve çocukların bulunduğu barışçıl bir sosyal etkinlikte yaşanan bu olay asla kabul edilemez. Kamusal alanların; yaşam tarzı, kimlik, kültürel çeşitlilik, ifade özgürlüğü güvencesi altında, şehirdeki tüm kurum, inisiyatif, sanatçı ve şahısların özgürce kullanımına açık olduğu görüşündeyiz. Kent Koruma ve Dayanışma Platformu'ndaki tüm kurumları ve kentteki tüm sivil toplum örgütlerini kısa ve uzun vadede gerçekleştirilecek kültürel etkinliklerle kentin kamusal alanlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verdi.

Ne olmuştu?

Diyarbakır'da 9 Haziran'da Tema Park'ta düzenlenen dans gösterisine gerici bir grup saldırmış ve saldırıda sanat okulundan dansçılar yaralanmıştı. Tekbir getirerek gruba saldıran gericiler Hizbullah taraftarı olarak yorumlanırken, saldırganlar etkinliğe izin veren belediyeyi ve DEM Parti'yi hedef göstermişti.