Kârlarından taviz vermeyen ihracatçı patronlar dümeni yurt içine kırdı.
Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "yol ve dava, kader arkadaşım" dediği ihracatçı patronlar taleplerini güncelledi, niyetlerini açık etti. Kârlarından taviz vermeyen patronlar dümeni yurt içine kırdı.
Önce pandemi, ardından kur krizi birçok şirkete ihracatın kapılarını daha da açtı. Yaklaşık 4 yılın sonunda birim maliyetler artmaya, dış pazarlar daralmaya başladı. Buna döviz kurundaki artışın yavaşlaması da eklenince ihracat kapıları yeniden eski pozisyonuna dönmeye başladı. Hızlı büyümenin tadını alan patronlar bugünlerdei elde ettikleri rekor kâr düzeylerini korumanın yollarını arıyor.
Bu arayışlarını Cumhuriyet'e anlatan sermaye temsilcileri, kârdan ettikleri zararı iç pazarda telafi ettiklerini yani yurttaşı kazıkladıklarını itiraf etti.
'Yurt dışına zam yapınca 'ne oluyor' diye soruyorlar'
İstanbul Hububat İhracatçıları Birliği Başkanı Kazım Taycı, rekabet nedeniyle yurt dışındaki bir alıcıya istediği fiyatı teklif edememekten yakınıyor. Yurt içindeyse böyle bir kısıtın olmadığını şu sözlerle anlatıyor:
"Yurt dışında 10 dolara sattığımız bir ürüne, 12 dolar dediğiniz zaman ‘Ne oluyor?’ diye soruyorlar. Biz ‘enflasyon, artan maliyet’ desek de onlarda bunlar fazla değil. İhracatta kârlılık düştü. Yurt içi ise bu konuda daha avantajlı.”
Dolar kurunun 20 lirayken 25 lira olmasını, 25 lirayken de 30 lira olmasını isteyen ihracatçı patronlar bu konuda talepkar olmayı sürdürüyor. Taycı, kendileri için "özel kur" istiyor: “Enflasyonla mücadelede kurların bu seviyesi otorite için önemli elbette fakat ihracat pazarlarında rekabet için teşvikler verilmeli."
'Hedeflerimizin üstüne bile çıkıyoruz'
Benzer talepleri yineleyen Teksan Yönetim Kurulu üyesi Ebru Ata Tuncer, bardağa dolu tarafından bakıyor:
“İhracatta sipariş iptalleri alınıyor artık. Eskiden hiç dikkat çekmezdi bu iptaller, şimdi ön ödemeler vs. almaya başladık müşteriden. İç pazar şu an ihracattan daha hareketli. İçeride hedefler yakalanıyor hatta üstüne bile çıkılıyor.”
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Çetin Tecdelioğlu, hammadde girdilerinin dolar bazlı olduğunu bu nedenle ihracattan vazgeçemeyeceklerini söylüyor.
"Ayrıca önemli olan sadece kur konusu değil" diyen Tecdelioğlu, taleplerini şöyle sıralıyor: "Onunla birlikte vergi, işçi ücretleri gibi başlıklarda destek beklentimiz bulunuyor."
Halka yük, patronlara teşvik
Patronlar yakınıyor, peki veriler ne söylüyor?
Patronların ortak taleplerinden biri kur kaynaklı kayıplarının çeşitli teşviklerle telafi edilmesi.
Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı sadece bu yılın ilk dört ayında 314,8 milyar liralık yatırım için 3 bin 882 adet " Teşvik Belgesi" düzenlendi. Devlet vergi muafiyetinden, SGK prim desteğine onlarca kalemde patronlardan alacağı milyarlarca liradan vazgeçti. Ayrıca doğrudan teşvikler de sağlandı. Bu teşviklerin ağırlığı ihracata dayalı imalat sektörüne verildi.
Dolar tutuluyor ama tersten
Dolar kuru mart ayının başından bu yana 32 lira civarında seyrediyor. İhracatçı patronlar bu seviyenin aşılmasını, doların "serbest bırakılmasını" istiyor.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek doları ters yönde baskıladıklarını söylemiş, ihracatçı patronları koruduklarını şu sözlerle itiraf etmişti: "Şu anda biz piyasadan döviz almasak lira belki 30'un altına düşerdi."
İhracatçıya ucuz kredi yağıyor
Patronların yakındığı başka bir konu yüksek kredi faizleri. Ucuz kredi isteyen patronların bu talepleri Eximbank aracılığıyla veya reeskont kredileriyle yerine getiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kredilerdeki son durumu 2 hafta önce ihracatçılarla buluşmasında şu sözlerle özetlemişti:
"Son dönemde yapılan tüm düzenlemelerle, reeskont kredilerinin günlük limitini 10 kat artışla 3 milyar liraya çıkardık. Reeskont kredilerinin toplam maliyetinin Merkez Bankası politika faizi seviyesini aşmamasını temin ettik. 360 gün vadeli reeskont kredisinin maliyet oranı yüzde 25,93'e sabitlendi.
Eximbank kredilerinin yanı sıra yatırım taahhütlü avans kredilerinin kapsamını, katma değeri yüksek ihracatı artıracak şekilde genişlettik. Yıllık 100 milyar lira olmak üzere, üç yıl süreyle toplam 300 milyar liralık limit tahsis edilmesini planlıyoruz. Merkez Bankası tarafından ticari bankalar aracılığıyla kullandırılan bu krediler cari dengenin iyileşmesine ve fiyat istikrarına katkı verecek. Ayrıca verimliliği yüksek yatırımların uygun koşullarda uzun vadeli ve Türk lirası cinsinden finansmanını mümkün kılacak."