"Devlet Bahçeli (...) bayram mesajında 'Ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur' diyebiliyor! Bahçeli’ye 'Ülkemizde normal olan ne var' diye sormak gerekiyor."

Her şey normal mi?

Milyonlarca emekli 10 bin lira dolayında maaş alırken, 2024 yılı ‘Emekli Yılı’ olarak ilan ediliyor! 

Asgari ücretin 17 bin lira olduğu 2024 yılında dört kişilik bir aile için açlık ve yoksulluk sınırı her ay artıyor; Haziran ayında açlık sınırının 18 bin 489 TL ve yoksulluk sınırının da 63 bin 955 liraya çıktığı açıklanıyor!

Milyonlarca aile, çocuklarına bayram harçlığı bile veremiyor!

Ev kiraları en az 10-15 bin liradan başlıyor!
 
Bugün 1 TL ile alınan şey yarın 1,5 TL oluyor!

Üç yıl önce 8,6 TL olan dolar, bugün 32 lirayı aşmış bulunuyor!

Ülke maliyesini, aynı zamanda İngiliz yurttaşı olan kişi yönlendiriyor! Her ekonomik karar zengine yarıyor ve emekçinin aleyhine işliyor!

Buğday, çay ve fındık gibi tarımsal ürünlere, üretim giderleri üç birim artmışken bir birim taban fiyatı veriliyor! 

Hemen her gün bir kadın katlediliyor ve bir yerlerden cinsel istismar haberleri geliyor!

Ülke uyuşturucu baronlarının sığınma yeri haline gelmiş bulunuyor! İçişleri bakanlığı ikide bir, “bilmem ne çetesinin çökeltildiğini ve bilmem kaç kişinin yakalandığını” açıklıyor! 

Bir yandan hiçbir somut kanıt olmadan Fetöcülerin açtığı davalarda ya da gizli tanık ifadeleriyle suçlanan insanlar tutuklanıyor. Öte yandan da rektörü demokratik yolla protesto eden öğrencilerin yaşamı karartılırken, Berkin Elvan’ın, Sinan Ateş’in, Tarık Elçi’nin, … katilleri bir türlü bulunmuyor!

Bazı mahkemeler, cinsel istismarda bulunanlara ‘iyi halden’ ceza indirimi yapıyor!

Masum insanlar işverenin yeterli önlem almadığı inşaatlarda, madenlerde, … canlarını yitirirken, sorumlulara dokunulmuyor!
 
Belediye başkanı adayları, yargı organlarının incelemesi sonucunda aday olabiliyor. Yargı açısından bir sakıncası olmadığı için aday olup belediye başkanı seçilenler, iktidarın hoşuna gitmeyen kişiler ise görevden alınabiliyor. Yetmiyor onun yerine belediye meclisinin seçim yapmasına izin verilmeden iktidarın bir adamı kayyım olarak atanıyor!

Devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uyacağımıza dair imza vermiş olsak da, bu mahkemenin “din kültürü ve ahlak bilgisi zorunlu ders olamaz” ve “S. Demirtaş ile O. Kavala serbest bırakılmalıdır” gibi kararlarına uyulmuyor!

Anayasaya göre, herkes ve tüm diğer yargı organları Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymak zorundayken, mahkemelerin, Yargıtay’ın ve iktidarın hoşuna gitmeyen kararlara uymadıkları görülüyor!

Bir hakim elinde tüfekle poz veriyor!

Ülkede tarikatlar kol geziyor, eğitimde, sağlıkta, … her yerde kadrolaşıyorlar! 

Tüm devlet kurumları yandaşlar tarafından yönetiliyor!

Yandaş belediyelerin gerici kuruluşları beslediği ortaya çıkıyor!

Urfa’da bir imam açıkça hilafeti savunuyor ve Hatay’ın bir Arap kenti olduğunu söylüyor!

Şeriatı savunanlarla şeriat isteyenlere dokunulmazken, şeriatı eleştirenler tutuklanıyor!

İmam hatip okullarının sayısı artarken, tüm askeri okullar kapatılmış bulunuyor. 

Diyanet, akıl-almaz fetvalar verirken resmi bayramlarda bile Atatürk’ün adını anmaktan kaçınıyor!

Bakanlık yalnız laik eğitim karşıtı kuruluşlarla işbirliği yapıyor! Yetmiyor ÇEDES uygulamasıyla, yasalara karşı olsa da imam ve hafızlara ders verdiriyor!

4-6 yaştaki çocuklara, okudukları kurumlarda türban/fes takılıyor!

Tarikatlarla tarikat niteliğindeki oluşumlar, resmi ve kaçak okullar (!) açıyor. Kaçak olan okullardan hafızlık icazeti alanlar takke, türban ve çarşafla sokaklarda gösteri yapıyor!

Tarikatçı okullar, diyanetin okulları, müftülüklerin açtığı ve “çocuk akademisi” dedikleri ne idüğü belirsiz okullar, bakanlığın okulları, özel okullar, özel yabancı okullar ve Maarif Vakfı’nın açtığı okullar ile Anayasa’nın koruması altında olan Öğretim Birliği Yasası tarumar ediliyor!

Meslek liselerinde çocuklar staj yaparken ölüyor!

Çocukların önemli bir bölümünün okula aç gittiği biliniyor! 

İmam hatip lisesini değil, bir Anadolu lisesini bitiren kızlar, askılı elbise giydiler diye mezuniyet törenine alınmıyor! Daha da vahimi milli eğitim bakanı olan kişi bu durumu “Basit bir olay” olarak değerlendiriyor!

Öğrencileri imamhatipleştirmeyi hedefleyen ve ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ denen müfredat, uygulamaya konuyor! Hemen arkasından AKP anlayışında öğretmen yetiştirecek ‘Milli Eğitim Akademisi’nin kurulması gündeme geliyor!

Türkiye'nin Maldivleri olarak bilinen ve bembeyaz kumlara sahip Salda Gölü kumluğunda yol açılıp simsiyah asfalt dökülüyor!

Arada bir “Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir” ya da benzeri ifadelerde bulunan Devlet Bahçeli, yukarıda özetlenenlerin yaşandığı ülkede yaşamıyormuşçasına, hem de bayram mesajında, “Ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur” diyebiliyor! 

Bahçeli’ye “Ülkemizde normal olan ne var” diye sormak gerekiyor.  

[email protected]