Çin’deki Türk gemisi krizine dair muamma sürüyor, sorular artıyor

Uluslararası krize yol açan olaya dair Savunma Bakanlığı hâlâ suskun. Ne yaşandığı açıklanacağına, Tayvan Boğazı’nın “serbest geçişe açık” olduğu tezi savunulmaya başlandı.

Haber Merkezi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin ziyareti sırasında Tayvan Boğazı’ndan bir Türk askeri gemisinin geçmesi ve bu sırada Çin Deniz Kuvvetleri’nin teyakkuza geçip takip hareketi yapmasıyla ilgili belirsizlik sürüyor.

soL, konunun dünkü Milli Savunma Bakanlığı basın toplantısında gündeme gelmesini bekledi. Ancak toplantıda başta NATO Savunma Bakanları toplantısı olmak üzere çeşitli başlıklara değinildi, ancak Çin’de tam olarak ne yaşandığına değinilmedi.

İki ülkenin ilişkilerini geliştirme çabalarının tam ortasında yaşanan bu “tatsızlığa” dair muamma halen sürüyor.

Ne olmuştu?

Fidan, 3-5 Haziran tarihlerinde Çin’deydi. Fidan’ın ziyaretinin sona ermesinden birkaç gün sonra Çin, Tayvan ve Rus basınında, bir Türk gemisinin yol açtığı krize dair haberler çıktı. soL da konuyu haberleştirdi.

Haberlere göre, TCG Kınalıada korveti olan Türk gemisi Tayvan Boğazı’nı güneyden kuzeye geçmiş, bu geçiş sırasında Çin Deniz Kuvvetleri’ne bağlı gemiler Türk gemisinin peşine takılmıştı.

Bu sırada bir “ilk” de yaşanmıştı. Çin gemileri, fiili sınır olan Boğaz’ın orta koridorunun Tayvan tarafına, yani doğusuna geçmişti.

Tayvan Boğazı’ndan geçişler niye gerilime yol açıyor?

Çin, İkinci Dünya Savaşı sona erip Japon işgali bitince bir devrimci süreç yaşadı. Çin Komünist Partisi iktidarı aldı, karşılarındaki milliyetçi güçler, Çin’in parçası olan Tayvan Adası’na çekildi. 

Ada, o zamandan beri ABD himayesinde. Çin, adanın Çin’e ait olduğunu savunuyor, buna da “tek Çin” politikası diyor. Hakan Fidan da Çin ziyareti sırasında Türkiye’nin “tek Çin” politikasını desteklediğini duyurdu ve bu tavır Çin kamuoyunda takdirle karşılandı.

Çin ana karasıyla Tayvan arasında kalan boğaz, 180 kilometre genişliğinde. Çin’in tanımadığı ancak batılı devletlerin tanıdığı Tayvan’la Çin arasında boğazın ortasından geçen hat, fiili sınır kabul ediliyor.

ABD’nin sürekli destek verdiği Tayvan’ın siyasi durumu hep tartışmalı oldu. Ancak son yıllarda Pasifik bölgesinde askeri gerilim iyiden iyiye arttı.

Boğazın hukuki statüsü nedir, boğaz serbest askeri geçişe açık mı?

Tayvan Boğazı’nın hukuki statüsü tartışmalı. Çin Halk Cumhuriyeti’nin pozisyonu açık: Tayvan Adası da Çin’in parçası olduğu ve burası tek bir ülke olduğu için, Boğaz da Çin karasuları. Dolayısıyla her türlü askeri geçiş Çin iznine tabi olmak durumunda.

ABD ve müttefikleriyse Tayvan’ın bağımsızlığını tanıdıkları için, Boğaz’ın doğu yakasının Tayvan karasuları olduğunu savunuyor. ABD ayrıca iki ülkenin deniz sınırlarının arasında, Boğaz’ın orta kısmında bir “uluslararası koridor” da olduğunu savunuyor. 

Nitekim ABD sık sık bu orta koridordan askeri gemilerini geçiriyor ve her seferinde bu gemilerin geçişi kriz oluyor, Çin ordusu gemileri takibe alıyor.

Tayvan Boğazı’nın ‘seyrüsefere açık’ olduğu iddiasının kaynağı kim?

soL’un Türk gemisinin geçişi krizini gündeme getirmesinin ardından Milli Savunma Bakanlığı doğrudan bir açıklama yapmadı, ancak OdaTV’de bir haber yayımlandı. Haberde, TCG Kınalıada korvetinin seyir bilgileri paylaşıldı ve “aslında hiçbir kriz yaşanmadığı” iddia edildi.

Ardından soL, yeni bir haber yaparak, olayın gerçekten yaşandığına dair Çin ve Rus medyasındaki kaynakları paylaştı.

Bunun üzerine OdaTV, kendi haberine ekleme yaparak, Boğaz’ın seyrüsefere açık olduğunu öne sürdü:

“soL'un son haberinde sorduğu ‘Dinamiti yerleştiren Yeni Şafakçılar veya Çin'deki ABD yanlıları mı, yoksa Çin medyasında çıkan haberlere yol açan olayın sorumluları mı?’ sorusu evet, yanıtlanmayı bekliyor... Fakat açıklama yapması veya yanıt vermesi gereken uluslararası seyrüsefere açık olan Tayvan Boğazı'nda planlı bir seyir yapan Türk Deniz Kuvvetleri değil bu iddiayı ortaya atanlardır.”

Haberden, Tayvan Boğazı’nın askeri seyrüsefere açık olduğu yolundaki ABD tezini OdaTV’nin Türk Deniz Kuvvetleri’nden kaynaklara yaslanarak yazdığı anlaşılıyor. Oysa Türkiye Cumhuriyeti, Tayvan’ı tanımıyor. “Tek Çin” politikasına destek, Hakan Fidan’la birlikte ortaya çıkmış değil. Türkiye uzun süredir bu pozisyonu savunuyor.

Öte yandan, ortada Çin ve Rus basınında çıkan, Türk gemisinin geçişinin krize yol açtığını aktaran haberler duruyor. Haberde, Boğaz uluslararası seyrüsefere açıksa niye bu haberlerin çıktığına yanıt verilmiyor.

MSB’nin dünkü toplantısında konuya hiç değinilmedi. OdaTV’deki haberde önce olayın hiç yaşanmadığı, sonra da Tayvan Boğazı’nın seyrüsefere zaten açık olduğu öne sürüldü.

Gerçekte ne olduğu hâlâ soru işareti… Çin ve Rus medyası, aslında olmayan bir kriz mi uydurdu? Kriz yaşandıysa, Türkiye’nin karar ve inisiyatifiyle, bilinçli olarak mı planlandı? Böyle değilse, krize sebep olan ve OdaTV’ye yanıltıcı bilgi veren kaynaklar kim? Belki de, Çin ve Türkiye ortak bir şekilde olayı planladı ve Çin, gemilerini Boğaz’ın doğusuna geçirerek bir “ilk adım” atmak konusunda bu olaydan mı yararlandı?

Hem Türkiye’de iktidar içinde farklı uluslararası politikaları savunan taraflar arasında bir sürtüşme sürerken hem de Pasifik Denizi’nde çok boyutlu bir uluslararası gerilim hızla tırmanırken yaşanan olaya dair hükümetin suskunluğu, soruların artmasına yol açıyor.