'Normalleşme' mevzusu: Herkes rest çekiyor, kimse pas demiyor, kimse elini açmıyor

Özel’in “normalleşme”, Erdoğan’ın “yumuşama”, Bahçeli’nin “ülkemizde anormallik yok” dediği süreç karmaşıklaşıyor.

Haber Merkezi

Siyaset, daha doğrusu kimilerinin oraya daraltmaya çalıştığı, "Ankara koridorları" denilen büyük siyaset, Özel'in “normalleşme”, Erdoğan'ın “yumuşama” dediği süreç sebebiyle gergin.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmeleri üzerine Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir dizi açıklaması, pek çok soru işaretini doğurdu.

Bahçeli önce açıktan rest çekti ancak bir yandan da “sadakat” hatırlatması yaptı. Fakat bugün yayımladığı bayram mesajında ateş püskürdü. Ülkede hiçbir anormal durumun olmadığı söyledi, “Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir” ifadelerini kullandı.

Bahçeli'den önce bayram mesajı yayımlayan Erdoğan, “Siyasette oluşan yumuşama ikliminin, milletimizin tekrar kucaklaşmasına katkı sağladığını memnuniyetle müşahede ediyoruz” demişti.

'İyi niyet çabası' olarak görüyor

"Yumuşama halk için, emekçiler için mi yoksa Şimşek programıyla daha da semirecek olan sermaye için mi?" sorusuna yanıt aramakta fayda var. İkinci görüşmenin hemen ardından “Biz adaletli bir vergi sistemi için Sayın Erdoğan’a dün teklifimizi sunduk” diyen Özel, “normalleşme” kapsamında atılan adımlarda sırada CHP'nin gölge ekonomi bakanı yani Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe ile Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek'in görüşmesi olduğunu duyurdu.

"Büyük siyaset"in yumuşama adımlarıyla ilerlemesi sokakta da öyle olduğu anlamına gelmiyor. Giderek yoksullaşan yurttaşlar hâlâ öfkeli ve tarafların amacına ulaşması için bu öfkenin soğumasının sağlanması gerek. CHP, seçimin de rüzgarıyla halkla ilişkilenmek adına çok uzun zamandır unuttuğu sokakla kurulan ilişkiyi "hatırlamış" olacak ki bir dizi miting tertiplemeye girişti. Çok etkisiz kalan mitinglerde yoksullaşan halkın talepleri güçlenmediği gibi AKP'yi de sıkıştırmıyor. Bunun nedeniyse ortada, CHP'nin esas politikası bu talepler değil yumuşama.

Söz konusu mitinglerden biri olan Buğday Mitingi için yola çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, T24’ten Murat Sabuncu ile söyleşti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve T24 yazarı Murat Sabuncu

Pek çok başlığın çıktığı bu söyleşide iki başlık kritikti. Birincisi; MHP ve Sinan Ateş cinayeti, ki Özel burada “MHP’nin iyi sınav vermediğini” söyledi. İkincisi, "normalleşme"nin şimdilik “iyi niyet çabalarından ibaret olduğu” tespitini yaptı.

Özel, adında dahi mutabakat sağlanamayan, bir tarafın “yumuşama” bir tarafın “normalleşme” dediği süreci ele aldı. Birinci parti ya da ikinci parti olmasından bağımsız olarak siyasilerin birbiriyle yan yana gelmediği, tokalaşmadığı bir fotoğrafta olmayı utanç verici bulduğunu da söyledi. Hiçbir zaman normalleşme adımı için pişmanlık duymayacağını dile getiren Özel, sürecin başlı başına bir kazanım olduğunu belirtti.

Sabuncu’nun netlik arayışı üzerine Özel “normalleşme”nin tanımı şöyle yaptı:

“Şekli işlerin dışında bir iletişim içinde olmak ve ülke için iktidarıyla muhalefetiyle belli konularda birlikte çalışabilmek, belli konularda anlaşamadığın konularda muhalefet etmek, muhalefetin de önce yol gösterici, yapıcı, yıkıcı değil ama gerektiğinde de son derece dirençli olması. Bunu sağlayabilmek istiyoruz, isterim ama bu o kadar kolay olmuyor.”

Özel'e göre karşı çıkanlar: 'AKP kandırırsa'cılar ve kavgadan beslenenler

Özel, “normalleşme” adımlarına karşı çıkanları iki gruba ayırdı. Birinci grupta “AKP ya kandırırsa” diyenler olduğunu, ikinci gruptakilerinse siyasette gerginlikten ve kavgadan beslendiğini söyledi. Hemen üzerine verdiği örnek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle görüşmesi oldu:

“Son derece yapıcı bir görüşme geçti ama görüyorsunuz ki o günden bugüne iki isim MHP’de bu normalleşmeyi baltalamak için elinden geleni yapıyor, çünkü rahatsız oluyor. Çünkü Türkiye normalleşsin istemiyor.“

Sabuncu, yazısında Özel’in kastettiği iki ismin Ulvi Yönter ve Semih Yalçın olduğunu not ediyor.

MHP'li Yalçın ve Yönter'den, Özgür Özel'e tehdit ve hakaret - Turkish Post

MHP Genel Başkan Yardımcıları Semih Yalçın ve ve İzzet Ulvi Yönter (soldan sağa)

Özel bu iki ismi vermediğini söylese de bu iki kişinin reaksiyon verdiğini söyleyerek konuyu detaylandırdı, aynı zamanda da Bahçeli’den beklentisini anlattı:

“Bunlar artık zıvanadan çıkmış arkadaşlar. Bizimle kavga ederek, bize hakaret ederek, olmadık sözler söyleyerek tek niyetleri var; 'Aman bu normalleşmenin MHP dışında kalsın.' Devlet Bey ilk genel başkan olduğunda, o zamanlar birtakım mafyatik ilişkiler vardı. Ülkü Ocakları’nı ve MHP’yi sokaklardan ve bu mafya temasından çok hızla ve çok başarıyla uzak tuttuğunu görmüştüm. Belli halleri, tavırları, simgeleri dahi belli bir dönem kullandırtmayarak o MHP’nin sokaktaki kötü algısına müdahale etmişti. Bence şimdi de benzer bir operasyona ihtiyaç var; işine karışmak gibi olmasın ama. Ben Devlet Bey’in böyle bir şeyi yapma ihtimalini görüyorum. İlk fırsatta yapacağını düşünüyorum ve Devlet Bey’in bu ikisiyle aynı düzlemde bir siyasetçi olmadığını düşünüyorum, buna inanmak istiyorum. Aksine inanmak istemiyorum.”

'Normalleşenler' kim?

Öte yandan “normalleşme”nin kimseyi kapsamadığını söyleyen Özel, “Normalleşme şu an bir tek 28 Şubat generallerini kapsadı” sözleriyle devam etti söyleşiye. “Normalleşme” adına atılan adımlar olarak CHP’li gölge bakanlarla AKP’li bakanların 4-5 randevuda buluşmasını, Erdoğan’ın Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le görüşmesini ve ileri yaşlarından dolayı adli tıp raporları bekleyen 28 Şubat generallerinin tahliye olmasını gösterdi. 

Erdoğan Ayşe Ateş ile görüştü

Ayşe Ateş, Recep Tayyip Erdoğan ve Sinan Ateş'in kızları. (soldan sağa)

Şöyle devam etti:

“Bunun dışında ne normalleşmesi? Mesela Gezi mi normalleşmiş? Yani Anayasa Mahkemesi ya da AİHM kararları mı uygulanmış? Ekonomi mi normalleşmiş? ODTÜ’nün festivali, liselerin mezuniyet törenleri mi normalleşmiş? Yani şu anda Türkler için de bir normalleşme yok Kürtler için de bir normalleşme yok. Normalleşme bizim iyi niyetli çabalarımızdan ibaret şu anda. Normalleşme başlayacaksa kayyum siyasetinin terk edilmesiyle başlamalı Kürtlerin nezdinde.”

"Normalleşme"nin ardında yatan gerekçe ne?

Asgari ücrete zammı teke düşüren, emekliye kaynak yok diyen, ülkedeki ağır ekonomik krizi emekçilerin sırtına yükleyen, tüm sermaye kesiminin uzlaştığı Mehmet Şimşek programı aslında yumuşama eğiliminin ana nedeni. 

Siyasetteki sertliği 1 Mayıs tutuklamalarından, Kobane davasındaki kararlardan, bir türlü pazarlığı bitmeyen Yargıtay seçimlerinden görebiliriz. Siyasetteki etkisizliği görmek için de anayasa tartışmalarına ya da CHP’nin mitinglerine bakmak yeterli olabilir. Tüm bunların arka planında işleyen tek çark, sermayenin kurtulması için emekçilere karşı dönen çark.

Toplumun bu çarka ses çıkarması sermaye, iktidar ve muhalefet için risk. Yumuşamanın ya da normalleşmenin de etkisi olmayan mitinglerin de altında yatan sebep bu. Tüm bu tablo Özgür Özel'in de görüntüyü kurtarma derdinde olduğuna işaret ediyor.

Bahçeli hem rest çekti hem sadakat vurgusu yaptı

CHP Genel Başkanı Özel’in dikkat çektiği ve üstünde durduğu bir diğer nokta Sinan Ateş cinayeti. Burada MHP’nin sınıfta kaldığını, AKP’nin henüz sınıfta kalmadığını söyledi. Özel’e göre Erdoğan’ın Ateş’le görüşmesi bu durumda bir gelişme yaratmış. İddianamenin gecikmesine, savcı değişikliğine ve iddianamenin Adalet Bakanı tarafından sahiplenilmesine de “lüzum yoktu” değerlendirmesi yaptı. Ateş ve çocuklarıyla verilen pozla sınırlı kalınırsa AKP’nin de sınıfta kalacağını belirtti.

Devlet Bahçeli, Özel-Erdoğan görüşmesinin yaşandığı gün ve sonrasındaki gün iki açıklama yayımlamış, “normalleşme-yumuşama” konusunu ele almıştı.

Açıklamada, “MHP'nin siyasette normalleşmenin önünde engel olduğu” iddialarına ilişkin “Normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde bariyersek gereğini yaparız” ifadelerini kullanmıştı.

Bahçeli, "AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da Altılı Masa'nın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir. Buna rağmen Cumhur İttifakı’na bağlılığımız kararlılıkla devam edecek" mesajı vermişti.

Bahçeli ayrıca, Sinan Ateş davasıyla ilgili "Milliyetçi Hareket Partisi mezkur davanın 1 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak duruşmasında mutlaka hazır bulunacak, karanlık oyunlarla ve bu oyunların figüranlarıyla Türk yargısının huzurunda hesaplaşacaktır" demişti.

Özel, Bahçeli’nin bu açıklamalarını değerlendirirken iç içe geçen beş-altı metin olduğunu söyledi:

“Orada aynı anda hem tehdit var hem sadakat var hem strateji var hem sitem var. Hem de kendisi üzerinden bir sınırsız kredi tahsisiyle ne olursa olsun arkandayım deyip olası bir dışarıda kalma durumunda geri dönüşün veya her halükârda bir destek verme taahhüdüyle hep meselenin sadece AKP’nin siyasi duruşu, yapısıyla ilgili değil; Türkiye siyasetini kurgulayan bir başka aklın da verdiği bir görevin de ifadesi ve itirafı var. O yüzden, yani bir kısmına bakarsan tehdit ediyor, bir kısmına bakarsan sitem ediyor, bir kısmına bakarsan bir şey teklif ediyor, bir kısmına bakarsan kırılganlığını ifade ediyor falan ama bir kısmında da 'Sen istesen de ben senden ayrılmam, sonuna kadar seni desteklerim' diyor. Bunun da siyasi bir karşılığı yok. Siyasi partiler birbiriyle böyle ilişkiler kurmazlar. Demek ki başka bir büyük planın içinde, büyük bir yapının içinde bir konumda demek ki. Onun da itirafı var orada.”

Bahçeli'den yüzük paylaşımı: Allah bana yeter - Güncel Haberler Milliyet

Bahçeli, "Allah bana yeter" yazan yüzükle grup toplantısına katılmış, sonrasında da bu kareyi Instagram üzerinden paylaşmıştı.

Çelik'ten 'İttifakımız Cumhur İttifakımızdır' çıkışı

AKP cephesinden de Bahçeli’nin açıklamalarına yanıtı önce AKP Sözcüsü Ömer Çelik verdi. Çelik, Bahçeli’nin AKP-CHP ittifakı göndermesine “CHP ile ittifak kurmayacağız. Ne AK Parti AK Parti olmaktan çıkacak, ne CHP CHP olmaktan çıkacak” yanıtı verdi. Cumhur İttifak’ının baki olduğunun altını çizen Çelik, “Ne biz politikalarımızı savunmaktan vazgeçeceğiz, ne onlar bizi eleştirmekten vazgeçecek, ne de bir ittifak kuracağız. Bizim ittifakımız Cumhur İttifakı” dedi.

Özel de yine bu çıkışla ilgili, “Devlet Bey’in bize yaptığı teklif bize yapılacak teklif değil. Bir sürü mesele var ve sadece bir normalleşme söylemi üzerinden 'Hadi siz birlikte olun, hayırlısı olsun.' Öyle bir şey yok. Onun sorumluluğunu alacaklar hesabını da hep beraber verecekler siyaseten. Öyle bugüne kadar benleydi alın siz birlikte olun. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Milliyetçi Hareket Partisi gibi halk muhalefet görevi vermişken kendimizi iktidarlaştırma hevesine hiçbir zaman girmeyiz” ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik, Bahçeli'nin "AK Parti içindeki gayri memnun kesim..." ifadesinin sorulması üzerine de “Buradaki ifadelerin manasını yorumlamak, izah etmek daha çok MHP'deki arkadaşlarımız takdirindedir. Her partide belli siyasetler konusunda partinin yüzde 100'ü böyle düşünüyor deme garantisini hiçbirimiz veremeyiz” dedi ve Cumhur İttifakı'nın birlik ve beraberliği konusunda en ufak çatlak olmadığının altını çizdi.

Erdoğan’dan 'yumuşama'lı bayram mesajı

Erdoğan, “Siyasette oluşan yumuşama ikliminin, milletimizin tekrar kucaklaşmasına katkı sağladığını memnuniyetle müşahede ediyoruz” dedi. Erdoğan, enflasyonun ise Temmuz ayıyla birlikte düşüşe geçeceğini iddia etti.

Mesajda şu ifadeler yer aldı:

Millet olarak her zamankinden daha fazla gönül birliğine, kalp birliğine, dayanışmaya ihtiyacımız olan günlerden geçiyoruz. Siyasette oluşan yumuşama ikliminin, milletimizin tekrar kucaklaşmasına katkı sağladığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. İnşallah hep birlikte gönül gönüle vererek bu bayramı tam anlamıyla bir kardeşlik şölenine dönüştüreceğimize inanıyorum."

Geride kalan bir yıl içerisinde üst üste üç seçim yaşandığını hatırlatan Erdoğan, bu seçimlerin hepsinden de “demokrasinin güçlenerek çıktığını” söyledi.

Bayram mesajında ‘ülkede anormallik yok’ çıkışı: Bahçeli ‘yalan kampanyası’ ilan etti

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Kurban Bayramı mesajı yayımladı. İktidara yönelik göndermelerde bulunan Bahçeli, muhalefete yüklendi. Erdoğan’ın kullandığı “yumuşama”ya ters açıklamalar yaptı, “Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir” ifadelerini kullandı. 

“Dünyanın kaotik bir çıkmaza sürüklenmesine karşın Cumhuriyet’in yeni yüzyılında Türkiye’miz müessir ve müstesna bir görüntü çizmektedir” diyen Bahçeli, “Türkiye Yüzyılı” programına övgüde bulundu. Ekonomiyi toparlama sürecinin "ufukta göründüğünü" savunan Bahçeli, "Bu nedenle ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur, hatta normalleşme safsatalarıyla milletimizin sinir uçlarını tahriş edecek gizli gündem teşrifatçılarına ikna olacak ve itibar edecek de olmayacaktır" dedi.

Bahçeli, sözlerinin devamında, Türkiye’de “anormal hiçbir şey olmadığını” ifade ederek şunları kaydetti:

“Toplumsal ve siyasal istikrarı tahkim ve takviye edecek ekonomik toparlanma ve serpilme dönemi de çok şükür ufukta görülmüştür. Bu nedenle ülkemizde anormal hiçbir şey yoktur, hatta normalleşme safsatalarıyla milletimizin sinir uçlarını tahriş edecek gizli gündem teşrifatçılarına ikna olacak ve itibar edecek de olmayacaktır.”

'Yumuşama mesajlarına özenle saklanan iftira kampanyası'

“Gerçekleri çarpıtarak, fason teklifleri sıcak tutarak, fiyaskoya dönmüş anlayışlarını münafık taktiklerle kapatmaya çalışarak kendilerine siyasi nefes borusu açmaya heveslenenlerin gayeleri boş, gayretleri boşunadır” ifadelerini kullanan Bahçeli, “yumuşama” meselesine ilişkin ise şu sözleri sarf etti:

“Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir. Bir yanda yumuşaklık pozu veren, diğer yanda meşrep ve müktesebatında taşıdıkları nefret ve öfkeyi sağanak halinde yağdıran siyasi hasis ve hırçın zihniyetlerin ikiyüzlülüğü bugünlerde utanç verici düzeylerdedir. Kutuplaşmayı törpülemek yerine kurnazca tahrik edenler, husumeti örselemek yerine bayağı şekilde taçlandırıp tasdikleyenler elbette milletimizin gözünden ve gönlünden kaçamayacak aciz ve acıklı durumdadır.”

Bahçeli'ye yanıt verdi, Özel'e 'üzdü' dedi

Tayyip Erdoğan, İtalya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını değerlendiren Erdoğan, "Devlet Bey'in açıklaması devlet adamı yaklaşımıyla, sakin, bir tartışmaya fırsat vermeden yapılmıştır. Konuyu bu şekilde kapatmış olması gayet isabetlidir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşmesiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, Özel'in görüşmeden sonraki yeni Anayasa konusundaki eleştirel açıklamalarının kendilerini üzdüğünü söyledi. Özel'in Bahçeli'nin ittifak çağrısına verdiği yanıtta, "Suç ortağını bize itmesin" ifadesine tepki gösteren Erdoğan, "İki gün sonra ortaya maalesef arzu etmediğimiz bir yaklaşım çıkınca bu durum da bizi üzmedi değil" dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"İade-i ziyaretle siyasete yumuşama getirelim dedik ama bundan anlamayanlar İstanbul'da basın toplantısı yaptı ve belli ki birilerinin etkisi altında kaldılar. Eğer bu iade-i ziyaretimizi CHP'nin başındaki arkadaş hazmedebilseydi, bu tür bir açıklamayı yapmaya gerek duymazdı."