Bayramda market emekçileri: 'Koyun da, köle de değiliz, işçiyiz!'

#işçikal! çalışma ekibi olarak market işçileri ile bayramdaki çalışma koşulları üzerine sohbet ettik…

Haber Merkezi

Bayramların hizmet sektörü işçileri için kutlanacak bir yanı kalmadı. Özellikle son birkaç yılda hızla hak kaybeden market işçileri, sektörün diğer emekçileri gibi, bayramlarda da çalışıyor. Üstelik olağan günlerden daha fazla iş olmasına rağmen daha az personelle. Oysa dinlenme hakkı, diğer pek çoğu gibi, patronların bahşettiği değil, işçilerin mücadele ederek kazandıkları bir hak. #işçikal! çalışma ekibi olarak “Koyun da, köle de değiliz, işçiyiz!” diyen market işçileri ile bayramdaki çalışma koşulları üzerine sohbet ettik…

'Koyun can derdinde, kasap et derdinde!'

Sorularımızı yanıtlayan market işçilerinden biri Beşiktaş'tan Şok çalışanı Gülşah'tı:

Bayramda çalışmanın bir avantajı var mı?

Bayramda çalışmak, kendimi ikinci sınıf insan gibi hissettiriyor, nesi avantaj olabilir ki! Bayramı ailemle geçirmek istiyorum ama buradayız. Birde de açılsa, beşte de açılsa ben bayramda çalışmak istemiyorum. Mecburuz ama. Ha, diyecekler ki “mesaisini veriyoruz” ama ben mesaisi olsa da bayramda çalışmak istemiyorum ki! Sevdiklerimle olmak istiyorum. Sadece birinci gün birde açıyoruz, dokuzda kapatıyoruz, diğer günler normal dokuzda açıp dokuzda kapatıyoruz. Üstelik ne kazanıyoruz ki? Bu bayram çok yoğunluk olmayacağını düşünüyorum mesela, burası tatil insanı semti, onlar yine tatile giderler ama biz temizlikle filan uğraşacağız. İşi bitmiyor buranın, her bayramda, iş yok diye temizlik yaptırıyorlar. Çalıştırmak için iş çıkartıyorlar, bayramda çalışmak zorunluymuş gibi. 

Eleman sayınız nasıl? 

Eksik eleman büyük sorun. Eksik elemanın işini de biz yapıyoruz, daha uzun çalışıyoruz, daha çok yoruluyoruz ama parasını almıyoruz, maaş yine aynı. Az eleman, az ücret, çok iş! Buranın olayı bu. Çoğu zaman üç kişinin yapacağı işi tek başıma yapıyorum. Sabah açıyorum, malı çekiyorum, temizliği yapıyorum, kasaya bakıyorum. Her işe bakıyoruz. 

Bize geliyorlar, diyorlar ki kampanyalı satışları yükseltin, ben o kadar iş arasında bir de kampanyayı mı düşüneceğim, sabahın köründe kalkmışım zaten buraya gelmek için. Koyun can derdinde, kasap et derdinde! Biz burada onların işini nasıl yetiştirebiliriz diye kırk takla atıyoruz, geliyor denetime, camları niye silmediniz? Önce bir kolay gelsin der insan! 

Günlük izin kullanabilecek misiniz peki bayram boyunca?

Bayramda normalde dört gün boyunca sadece bir gün izin kullanabiliyoruz. Bu bayram kendi içimizde ayarladık. Bir arkadaşımız bayramdan sonra yıllık izin kullanacak, o dört gün boyunca işe gelecek, onun sayesinde biz bayramda bir gün değil, iki gün izin kullanabileceğiz. Ama yazık değil mi, hakkı olan senelik izin için bayramda hakkı olan izinden vazgeçiyor. Biz yardımlaşıyoruz ama hepsi haksızlık sonuçta. 

İkramiye falan?

Ay tabii olmaz mı! Bayram harçlığı diye 350 lira yatırmışlar, çok yatırmışlar! Dilenciye versen kabul etmez. Ben bir soru sorayım mı? Mesela sendika niye yok burada? Örgütlü olmayınca bizi keyiflerine göre işten çıkarıyorlar, düşük ücret veriyorlar. Kemal Sunal’ın filmindeki gibi. Onlar sendikalı, ben de Harranlıyım! Oradaki ağa, aynı bizim patron! Hindistan’da kast sistemi varmış, Türkiye de aynı öyle! Kast sistemi sınıfsal bir şey. Zengin olan her şeyi serbestçe yapıyor, fakir olan insan sayılmıyor. 

Bayram için neler geçiyor aklından? 

Dinden imandan bahsediyorlar ama insana bu kadar eziyet edilmez. Alkol satmıyorlar ama kul hakkı yiyorlar sürekli. Dini kullanıyorlar bence. Biz çok bir şey istemiyoruz, sadece hakkımız olanı istiyoruz. Onların gözünde günaha giriyoruz hakkımızı arıyoruz diye, ben bunu kabul etmiyorum. Burada öyle çok hakkımız yeniyor ki, hakkımı da helal etmiyorum.

 

'Ayrımcı diyorlar ama kimle kimi ayırıyoruz ki, patronla işçi bir olur mu?' 

Sorularımıza yanıt veren bir diğer market işçisi Kadıköy’den A101 çalışanı Mustafa'ydı:

Bayram için planın ne?

Bayramın ilk günü kapalı mağaza, sabahtan akşama kadar uyuyacağım. Üç haftadır hiç izin yapmadım çünkü tek başımayım. Sabah dokuz akşam dokuz. Zaten o yüzden açılmıyor bayramın ilk günü de, eleman yok. Kişisel bakımıma bile zaman ayıramıyorum üç haftadır. Sekiz buçukta mağazada olman gerekiyor, POS fotosu gönderiyorsun. Dokuzu iki  gece bile gelsem laf yemişliğim var. İnsanlık hali ama. Bu günler de geçecek biliyorum ama geçene kadar bizden neler götürecek mesele o.

Bayramın ilk günü kapalısınız ama sonra devam değil mi?

Evet ilk gün kapalıyız. Bazı firma iki gün kapalı, biz tek gün kapalıyız. Geçen bayram ilk gün açık açık marketler gördük çok. Bölgesel olarak değişiyor. Yanlarındaki marketlerin açık veya kapalı olmasına göre belirleniyor marketlerin açılması. Bayramda ilk gün kapalı ama sonraki günler çalışmak zorundasın.

Sevdiklerini ne zaman göreceksin?

Sevdiklerimle bayramlaşmayı geçtim artık, bu sene planlamalarımı da yapamıyorum. Bilmiyorum o yüzden. Evim buraya yakın, ailemle yaşıyorum ilk gün ailemin, ama gelen hiçbir akrabamla görüşemeyeceğim. Çalışıyorum diyorum dükkana geliyorlar. Ama ben neden şubede formayla bayramlaşayım? İş yükünün yanında manevi zorluğu da fazla. Mağazalarda yoğunluk oluyor, mola yapılamıyor, bayramlaşma telefonunu bile açmaya fırsatın olmuyor bölgeye göre. Bu nasıl hırs ama, değil mi? Patron illa kâr etmek zorunda mı, insanlar çılgınca alışveriş yapmak zorunda mı? 

Bayramda çalıştığın günler ücrete yansıyor mu?

Personele bire iki yazıyor. Ama fark eder mi? Zaten az eleman var, burnumuzdan geliyor. Öyle yoruluyorum ki, mesela içerde su akıyor, bakmadım ama bakmak da istemiyorum çünkü bakarsam temizlemek zorunda kalacağım. Kapattıktan sonra bakacağım artık. Ona da ben baktığım için kapattıktan sonra da buna çalışacağım anlayacağın. Bir de kurban hissesi satıyorlar ya marketlerde, sırf o yüzden uzuyor çalışma, vaktinde kapatıp çıkamıyoruz. 

İş arkadaşlarınla aran nasıl? 

Kimiyle çok iyi. Ama bazen bozuluyorum kimine, çünkü hak, hukuk deyince patrondan önce celallenenler oluyor bazen. Maaşın eksik yatarsa ne yapacaksın? Mesain yatmazsa ne yapacaksın? İnsanlardaki bu korku bizim karşımıza çok çıkıyor. Öğrenilmiş bir şey. Ben de ailemden bazı şeyler gördüm ama ne olursa olsun mücadele, dayanışma bunlar benim yararıma, bunu biliyorum yani. Onlar ayrımcı diyor mesela ama kimle kimi ayırıyoruz ki? Patronla işçi zaten ayrı, bir olur mu? “Asıl ayrımcı sensin” diyorum o zaman. İşçiyle işçiyi ayırıyor çünkü.  

Ben öğretmenim mesela. Özel okul öğretmenlerinin hali bizden farklı mı? Hatta devlettekiler bile işinden olacak belki. 65 kişilik sınıfta ders yapıyor, bizim her işi yapmamız gibi… Hepimiz aynı yere doğru gidiyoruz. 

Hizmet işçilerinin güncel sorunları ve mücadele olanaklarına odaklanan Patronların Ensesindeyiz çalışması #İşçikal! geçtiğimiz günlerde sahaya çıktı. 

Kampanyanın çıkış metninde ““Biz bir aile” değiliz, işçiyiz. “Kendi kendinin patronu” değiliz, işçiyiz. Köle değiliz biz, İŞÇİYİZ!” ifadelerine yer verilirken “İŞÇİ KALMANIN 5 YOLU” karikatürlerle aktarılıyor. 

Sahada karşılaşılan sorunları ve işçilerin sorularını merkeze alan kampanya, işçilerle birebir yapılan görüşmelerin yanı sıra, sosyal medya üzerinden yayınlanan bilgilendirme videoları, hukuk izleme faaliyetleri, dayanışma toplantıları, sosyal/ kültürel etkinliklerle güçlenerek hak gasplarına ve örgütsüzlüğe karşı yürütülecek etkin bir mücadeleyi hedefliyor.