Veteriner hekimler Diyarbakır’da: Müdahale yetersiz, ilgi yok, tablo daha vahim

Diyarbakır'da çıkan yangınlarda sahaya giden veteriner hekimler soL'a konuştu. Tablo vahim, kamuoyu yeterince ilgi göstermedi görüşü hakim. "Bu tablo hafızamızdan hiç gitmeyecek" diyorlar.

Özkan Öztaş

Diyarbakır ve Mardin'de meydana gelen yangınların ardından yurttaşlarımız yaralarını sarmaya çalışıyor. Köylerde matem havası hakimken yakınlarını kaybedenler yanmış arazilerinde ortasında taziye çadırlarını kuruyor. Resmi rakamlara göre hayatını kaybedenlerin sayısı 15. 

Yüzlerce hayvan yangında yanarak can verirken yine bir o kadarı da ya ağır yaralı ve yaşama devam etme şansı bulamadı ya da çevre illere gönderilerek tedavi altına alındı. Yangın bölgesine farklı şehirlerden birçok gönüllü ekipler giderek hem yangından geriye kalan yaraları sarmaya çalışıyor hem de yangından zarar gören köylülere destek oluyorlar. 

Belki de en önemlilerinden birini veteriner hekimlerin yer aldığı ekipler oluşturuyor. 

Beşiktaş Belediyesi'ne ait veteriner hekimler ve ilgili ekipler yangından hemen sonra yola çıkarak Diyarbakır'daki ulaştı. Yaralanan hayvanları tedavi etmeye başlayan ekip sahada karşılaştığı tabloyu soL'a anlattı. 

'Yangından 24 saat sonra buradaydık'

soL'a konuşan Beşiktaş Belediyesi'nden Veteriner Hekim Özgür Karadeniz olayı herkes gibi önce basından öğrenmiş. Durumun ciddiyeti anlaşılınca Beşiktaş Belediyesi'nin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile irtibata geçerek bölgeye yaralanan hayvanların tedavisi ve bakımı için destek ekipleri göndermiş.

Yangından 24 saat sonra bölgeye ulaştıklarını ve karşılaştıkları durumu anlatıyor:

"Yangından etkilenen gerek sahipli hayvanlar olsun koyun, keçi gibi gerekse doğada yaşayan yabani hayvanlar ya da sokaklarda yaşayan kediler köpekler olsun bunların tedavilerine destek olmak için bölgeye doğru yola çıkıp geldik." 

Ekipler ilk 24 saatte yaşananlara doğrudan temas edememiş. Dolayısıyla büyük felaket görece durulunca olay yerine vardıklarını ifade ediyorlar. Yani geriye kalan yıkımın gün yüzüne çıktığı ilk saatlerde.

"İlk geldiğimizde büyük felaketin kalıntıların rastlamak mümkündü. Mesela Diyarbakır İl Tarım Müdürlüğü hekimlerince durumu kötü olan hayvanların nakledilmek üzere yüklendiğine şahit olduk. İlk onları gördük ve onları muayene ettik. Maalesef durumlar genel olarak çok kötüydü. İleri derecede yanıklar söz konusuydu. Yangının çıktığı gün yangında can veren yaklaşık 600 küçükbaş hayvan olduğu söyleniyor. Ancak bir o kadar daha etkilenen, yaralanan hayvan var. Bunların bir kısmının yaşama şansı yoktu diğer kısmıysa gönüllü ekipler, bazı STK'ler ve yerel ekipler tarafından çevre illere gönderilerek tedavi altına alındı. Çünkü ileri derecede yanıkları olan hayvanlar vardı. Burada kalanlar daha çok artık daha hafif yaraları olan hayvanlar. Biz de şimdi onlara müdahale ediyoruz, destek veriyoruz."

Yangın bölgesine desteğe giden veteriner hekimler ve onlara bağlı ekipler köy köy gezerek yangından zarar gören hayvanların tedavisiyle ilgileniyor.

'Tablo sanıldığından daha korkunç'

Karşı karşıya kaldıkları tablonun ne denli büyük olduğunun anlaşılamadığını ifade eden veteriner hekimler özellikle kamuoyuna yansıyan haberlerin bu süreci iyi yansıtamamasından şikayetçi.

"Geldiğimizde yaşananların çok vahim olduğunu görmüş olduk. Daha önce de benzer deneyimlerimiz olmuştu. Ekipten arkadaşlarımız geçtiğimiz yıllarda meydana gelen Köyceğiz ve Fethiye'deki yangınlarda görev almıştı fakat burada tablo daha korkunç.

"Her şeyden önce bir vatandaş olarak buradaki müdahalelerin yetersiz kaldığını ve bunun sonucunda bir felakete sebep olduğunu söyleyebilirim. Ben de bu bölgenin insanıyım aynı zamanda. Diğer kentlerde yaşanan örneklerde görece daha koordineli ve planlı hareket edildi. Ama buraya gelince, diğer illerdeki gibi koordineli ve planlı bir müdaheleyi ne yazık ki göremedim. Düşünün kaç gün oldu hâlâ elektrikler kesiliyor. Burada bir gündür elektrik yok mesela. Durum çok ciddi. Durumun, yaşanan felaketin kamuoyunda da yeterli ilgiyi görmediğini düşünüyorumKuyrukları, meme lobları yanmış bir sürü canlı gördük. Unutulmaz şeyler yaşadık. Hayvanların ağızları hep şiş ve ödemli. Bu tablo sanırım hafızamdan hiç gitmeyecek."

Ekiplerin ilgilendikleri canlılar sadece ahırlarda bulunan ve "sahipli hayvan" adı verilen canlılar değil. Aynı zamanda doğada zarar gören canlılar için de benzer bir desteği veriyorlar. 

Dinlenmeden çalışıyorlar: Veteriner hekimlerin gözleri şiş, sesleri zayıflamış durumda

Ne yazık ki haberde kullanmamızın uygun olmayacağı birçok video ve görsel de mevcut. Hayvanların yaşadığı felaketi tüm çıplaklığıyla gösteren bu kayıtlar canlıların da ormanın da ne kadar zarar gördüğünü tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Ancak videolarda dikkat çeken bir başka detay var. Veteriner hekimlerin gözlerinde kızarıklık ve şişlik, seslerinde bitkinlik mevcut. Doğrudan hekimlere sormaktansa, görüşmeyi sağlayanlardan öğreniyoruz bu ayrıntıyı. Veteriner hekimlerin, asistanların ve yardımcılarının gözlerinin şiş, kırmızı ve seslerinin bitkin olduğunu doğruluyorlar. Gün doğarken başlayan çalışmalar hava kararıncaya kadar devam ediyor. Köy köy gezip yaralanan hayvanlarla ilgileniyorlar ve ihtiyaçlarını karşılıyorlar. 

Yangının üzerinden geçen her saat, her ortaya çıkan yeni bilgi ya da konuşan biri yaşanan felaketin boyutlarının daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.