DEDAŞ ve Valilik 'anız' diyedursun, savcılık raporu köylüleri doğruluyor: Yangın elektrik kaynaklı

15 kişinin yaşamını yitirdiği yangına Diyarbakır Valiliği “anız yangını” dedi, köylüler DEDAŞ’ı işaret etti, şirketse köylüyü hedef aldı. Savcılık ön raporu ortaya koydu: Yangın elektrik kaynaklı...

Haber Merkezi

Diyarbakır’ın Çınar ilçesiyle Mardin’in Mazıdağı ilçesi arasında 20-21 Haziran’da on binlerce dönüm arazide çıkan yangında yaşamını yitirenlerin sayısı 15’e yükseldi. 

Yangının çıkış nedenine ilişkin Diyarbakır Valiliği’nin “anız yangını” açıklamasına görgü tanıkları “elektrik tellerinden çıktı” diyerek itiraz etmişti. Diyarbakır Valisi dün akşam saatlerinde taziye evine yaptığı ziyarette protesto edildi. Mardin Valisi ve beraberindeki AKP'liler de bugün katıldıkları taziyeden protesto edildikleri için ayrılmak zorunda kaldı.

Özelleştirme sonrası bölgedeki elektrik iletim hatlarında gerekli bakım, onarım ve altyapı çalışmalarını yapmadığı için tepkilerin hedefindeki Dicle Elektrik A.Ş. ise yangının elektrik tellerinden çıktığını söyleyen görgü tanığı yurttaşla ilgili suç duyurusunda bulunmuştu.

Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi bir açıklama yaparak yangın bölgesinde anız olmadığını ve hatların geçtiği güzergahlarda yangına karşı bir önlem alınmadığını tespit ettiklerini duyurdu.

15 kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin yaralandığı, binin üzerinde hayvanın öldüğü yangına havadan müdahalenin yapılmaması da köylülerin tepkilerine yol açtı.

Savcılık ön raporu: Yangın elektrik kaynaklı

Fotoğraf: ANKA

Öte yandan bugün yangınla ilgili savcılığın bir ön rapor hazırladığı ve raporda çıkış nedeninin elektrik kaynaklı olduğu tespitinin yer aldığı ortaya çıktı.

Yangının başladığı nokta olan Çınar ilçesine bağlı Köksalan köyünde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında, jandarma olay yeri inceleme ekipleri çalışmalar yaptı. 

Sabah gazetesinin haberine göre köylülerin ve görgü tanıklarının ifadesiyle elde edilen deliller kapsamında savcılık tarafından yangın felaketiyle ilgili ön rapor hazırlandı.

Raporda, yangının elektrikli kaynaklı olduğu tespitine yer verildi. 

Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında, detaylı raporun ilgili kurumlar da dinlendikten sonra önümüzdeki günlerde hazırlanacağı belirtildi.

Diyarbakır Valiliği’nden yapılan açıklamada yangının "anız yakılması" nedeniyle meydana geldiğini öne sürülmüş, İçişleri Bakanı Yardımcısı Münir Karaoğlu ise yangına dair henüz bir kesin bir sebebin bulunamadığını ifade etmişti.

Taziye evlerinde vali ve AKP'lilere tepki

Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Yücebağ köyünde kurulan taziyeyi Mardin Valisi Tuncay Akkoyun ve AKP'li Milletvekili Faruk Kılıç ziyaret etti.

Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, taziyede bulunanlar, Vali Akkoyun ve Kılıç’a tepki gösterdi. Taziye sırasında DEM Parti Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz ile Vali Akkoyun arasında tartışma yaşanması üzerine başlayan tepkiler nedeniyle Akkoyun ve beraberindekiler taziye evinden ayrıldı. 

Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su ise Çınar ilçesi Köksalan köyünde dün akşam saatlerinde yaptığı bir taziye ziyaretinde köylülerin tepkisiyle karşılaştı. Köylüler yangının “anız yakmaları” nedeniyle çıktığını söyleyen valiye tepki gösterdi. 

Köylülerin tepkisi üzerine tartışma büyürken, yurttaşlardan Ş.Ç. yaşananları cep telefonuyla kayıt altına almak istedi. Bu sırada valinin korumaları Ş.Ç.’yi darp ederek, telefonundaki görüntüleri sildi. Tepkilerin artması nedeniyle Vali Su taziye yerinden ayrılmak zorunda kaldı.

Diyarbakır Valiliği ise Vali Ali İhsan Su’nun ziyareti sırasında “Yalan söylüyorsunuz” diyen kişinin korumalar tarafından darp edildiğine yönelik haberlere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Valilik sözkonusu açıklamada “Sayın Valimizin korumaları ile S.Ç. arasında herhangi bir darp olayı yaşanmamıştır” ifadelerine yer verdi.

Yangından sonra köylere giden, yaşadıklarını ve temaslarını soL’dan Özkan Öztaş’a anlatan Zülküf Hatunoğlu da Köksalan köyünde yangının ilk nereden başladığını sordukları köylülerin Yücebağ köyüne bakan tarafı gösterip "İlk burada çıktı” dediklerini aktarmıştı. Köylüler yangının elektrik direklerinden kaynaklandığını, sonra 10 dakikada her yeri sardığını söylemişti.

DEDAŞ'ın hakkında suç duyurusunda bulunduğu yurttaş konuştu: Biz derdimizi anlatmaya çalışıyoruz

Diyarbakır Valisinin taziye ziyaretinde valiye tepki gösterenler arasında yer alan ve yaptığı açıklamalar nedeniyle Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (DEDAŞ) hakkında suç duyurusunda bulunduğu İbrahim Eren yaşananları Mezopotamya Ajansı’na anlattı.

Valinin belge ve bulgulara baktıktan sonra açıklama yapması gerektiğini söyleyen Eren, yapılan incelemelerin ardından çıkan yangından ya köylünün ya da DEDAŞ’ın sorumlu olduğunun açığa çıkacağını ifade etti. Köyün tamamının yangının elektrik tellerinin birbirine çarpması sonucu düşen kıvılcımların toplanmamış buğday tarlasına düşerek çıktığına şahit olduğunu kaydeden Eren, “Bunu söylediğimiz için tepki gösteriyorlar. DEDAŞ bana dava açmış. Yanlış bilgi yaydığımı iddia ediyorlar. Köylülerimiz de ulusal yayınlar dahil olmak üzere verdiğim röportajları Valiye gösterdi. Yangının çıkış sebebinin teller olduğunu söyledim. Teller yıllardır bu halde ve çürümüş durumda. Yıllardır DEDAŞ’a bu tellerin bakımının yapılması için başvuruda bulunuyoruz ama gelmediler” dedi. 

'Vali ve korumalarının taziyeyi terk etmesini istedik'

Eren vali ve kaymakamın açıklamalarına “yalan söylüyorsunuz” şeklinde tepki gösteren Ş.Ç.’nin vali korumaları tarafından darp edildiğini aktardı ve "Bunun üzerine vali ve korumalarının taziyeyi terk etmesini istedik. Darp edilen yurttaş konuşmaya çekiniyor. Acımız var ve travma yaşıyoruz. Ama buna rağmen baskı altındayız. Yaşadıklarımıza rağmen gelip, ‘Devleti karalamayın’ diyorlar. Biz devleti karalamıyoruz, derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. DEDAŞ’ın suçlu olduğunu bütün köylüler biliyor” diye belirtti. 
 
Kendisinin AKP’nin resmi üyesi olduğunu ve “devleti karalamaya yönelik herhangi bir çaba içerisinde olmadığını” kaydeden Eren, DEDAŞ’ın köylüleri suçlayarak sorumluluktan kaçmaya çalıştığını söyledi. Eren, “DEDAŞ, köylülerin zararını karşılamamak için, ‘köylüler yaptı’ diyor. Devlet yetkilileri de halkın değil DEDAŞ’ın sözünü dinliyor. Söylemimiz ne siyasi ne de ideolojiktir. Canlarımız gitti ve trilyonlarca zararımız var. Köyde her şey yandı ve artık yaşanacak gibi değil. Buna rağmen kalkıp bizi suçluyorlar. Köylerde araştırma yapacak devlet yetkililerine taraf tutmadan, belge ve bilgilere bakarak objektif bir şekilde araştırma yaparak açıklama yapmaları çağrısında bulunuyoruz” diye konuştu. 

EMO Diyarbakır Şubesi: Yangının çıktığı yerde anız yok

Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, yangının çıkış yerindeki Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş ekiplerinin müdahaleleri sonrasında incelemelerde bulundu. EMO Diyarbakır Şubesi incelemeleri sonucunda yaptığı tespitleri 10 madde halinde sıraladı. Tespitler arasında yangının çıktığı yerde anız olmadığı, ekili tarım alanlarında kullanılması uygun olmayan ağaç direklerin bulunduğu, direk diplerinde süs beton olmadığı,direklerin etrafında yangına karşı önlem alınmadığı da yer aldı:

Fotoğraf: EMO Diyarbakır Şubesi

“1- Yangının çıktığı yerin ekili olduğu anızın olmadığı görülmüştür.

2- İletim hatlarında birçok noktada eklerin ve liflenmelerin olduğu tespit edilmiştir.

3- Direkteki OG sigortalarının yerinde olmadığı, bunun yerine iletkenlerle bypass edildiği ve bu bağlantıların gevşeklikten dolayı arka sebebiyet verebileceği tespiti yapılmıştır.

4- Birçok direkte kırık izolatörlerin olduğu bu durumun atlamalara sebebiyet verebileceği teknik açıdan bir veridir.

5- OG hatlarda ekili tarım alanlarında ağaç direkleri mevcudiyeti görüldü. Bu ağaç direklerin kullanılması uygun görülmemektedir.

6- Hatların geçtiği güzergahlarda direklerin etrafında yangına karşı bir önlem alınmadığı gözlemlenmiştir. (Direk diplerindeki otların mevcudiyeti vs.)

7- Direk diplerinde süs betonu olmadığı, otların direk dibinde biçilmediği tespiti yapılmıştır.

8-OG (orta gerilim) hatlarının dibindeki ağaçların atlamaya sebebiyet verebileceği gözlemlenmiştir.

9- İzolatörlerdeki gevşek ve sıkı bağların tekniğine uygun yapılmadığı gözlemlenmiştir.

10- Şebekelerin bakım onarımı yapılmadığı teknik işletme sorumluluğu hizmetlerden yararlanılmadığı gözlemlenmiştir.

11- Parafudr olmayışı aşırı gerilimlerin oluşmasına dolayısıyla ark oluşumuna sebebiyet vermektedir. (Hat başlarında hat sonlarında ve Trafo girişlerinde mutlaka parafudr kullanılmalıdır.”

Özelleştirmeyle gelen felaket: 'Devlet sorumluluk almalı'

Hem görgü tanıklarının ifadeleri hem savcılık ön raporu hem de EMO Diyarbakır Şubesi’nin tespitleri DEDAŞ’ın sorumluluğuna işaret ediyor.

Orman yangınlarının da yaklaşık yüzde 4’ünün enerji nakil hatlarından kaynaklandığı, bu yangınlarda yanan alanınsa toplam yanan alanın yüzde 20’sine denk geldiği bilinirken, hatları işleten elektrik dağıtım şirketleri gerekli bakımları yapmıyor.

soL’dan Emre Alım’a konuşan Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara "Davul bizim boynumuzda, tokmak özel sektörde” demiş ve alınabilecek önlemlere iki örnek vermişti:

“Ayrım direkleri bağlantı noktalarından kıvılcım atar. Onun altına yarıçapı en az 3 metre olacak şekilde beton döşenmeli ya da çakıl olmalı ki kıvılcım yangına sebebiyet vermesin. Hâlâ bazı köy yollarında ahşap direkler kullanılıyor. Bunların da bakımı yapılmıyor."

Önlemler basit ve düşük maliyetli gibi görünse de yıllardır atılmayan her adım sorunu bir yük haline getirirken devletin sorumluluk almasının öneminin altını çizen Özkara bunu depremle mücadeleye benzetmişti:

"Basit bir iş ama biriktirirseniz maliyetli oluyor. Deprem hazırlığında olduğu gibi bir yerden başlarsanız, destekler ve yasal olarak zorunlu kılarsanız kaçacak bir yeri kalmaz. Bunu baştan kurgulamazsanız yükünüz her geçen gün artar. Devletin sorumluluk alması lazım. Önünüze 5 yıllık bir program koyarsınız, bir yerden başlarsınız ve herkes bu işten sorumlu olur."
Ben de devlette uzun yıllar görev yaptım. Empati yapıyorum, zor bir görev ama bir yerden başlayacaksın. Bunlar başlamıyor. Başlamadığı gibi mevcut sorunlar giderek artıyor
.”

Mardin'de yanık tedavi ünitesi yok

Öte yandan 15 yurttaşın yaşamını yitirdiği Diyarbakır-Mardin yangınında 74 kişi de yaralandı. Yaralılar arasında durumu ağır olanlar var.

Mardin Tabip Odası’nın yangınla ilgili ön inceleme raporunda kentteki hastanelerde yanık tedavi ünitesinin bulunmadığına dikkat çekildi.

Yangına havadan müdahale edilmemesinin yaşanan kayıpların artmasına sebep olduğunun düşünüldüğü belirtilen raporda “İlimizde yanık tedavi ünitesi bulunmaması sebebiyle çok sayıda hastanın civar illere sevk edildiği ve bu durumun yanık gibi acil müdahale gerektiren bir durum için yaşanan kayıpların artmasına sebebiyet verebileceği düşünülmüştür” denildi.
  
Yangın sonrası soğutma çalışmalarının yetersiz olduğu, bu durumun yeni yangınların çıkması açısından risk teşkil ederken, yangın dumanındaki ince partiküllerin de ağır/kalıcı kalp ve akciğer hastalıkları, kanser ve erken ölümlere neden olabileceği vurgulandı.

Özellikle astım, KOAH, bronşit gibi kronik akciğer hastalıkları ve kalp-damar hastalıkları olanlar, yaşlılar, çocuklar, hamileler, şeker hastalığı (diyabet) tanısı bulunan kişilerin daha büyük risk altındam olduğu ifade edilen raporda şöyle denildi:

“Özellikle yangından etkilenmiş yapılar veya yakınlarında duman ve kül kalıntısı olan yerlerde temizlik yapılırken, külü ve kalıntıları dağıtıp tekrar havaya karıştıracak eylemlerden uzak durmak, yeterli havalandırma ve diğer koruyucu önlemlerin alınması hususlarına dikkat edilmesi önemlidir. Bu nedenlerle yangının halk sağlığını ilgilendiren boyutlarıyla ilgili çalışmalar yapılması önemli görülmüştür.”

Mardin Tabip Odası’nın raporunda da edinilen ilk bilgilerin yangının elektrik tellerinden çıktığı ve rüzgarın etkisiyle hızla yayıldığı yönünde olduğu kaydedilirken kriz masası kurularak bölgenin afet bölgesi ilan edilmesinin önemli olduğu belirtildi.

Yaşamını yitirenlerin isimleri

Diyarbakır’ın Çınar ve Mardin’in Mazıdağı ilçeleri arasındaki köylerde çıkan yangında yaşamını yitirenlerin isimleri şöyle:

Abdurrahman Buğdaycı, Ubeydullah Buğdaycı, İsmail Yardımcı, Hasan Demir, Nuri Demir, Resul Yılmaz, Mezher Demir, Şehmus Demir, Taliha Demir, Sinan Deviren, Azad Yılmaz, Remzi Yılmaz, Fadıl Demir, Kerime Erdenli ve Zekiye Erdenli.

Bakan Yumaklı: 15 bin dekar tarım alanı yandı

Fotoğraf: ANKA

Öte yandan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın açıklamasına göre yangın nedeniyle Diyarbakır’da 7 bin 900, Mardin’de ise 7 bin dekar tarım alanı yandı. Yumaklı, Diyarbakır’da 924 küçükbaş hayvanın can verdiğini, 83 küçükbaş hayvanın Et ve Süt Kurumu’na (ESK) kesime gönderildiğini açıkladı.

DEDAŞ’ın ilk sabıkası değil: Geçen yılki yangında ‘asli kusurlu' bulundu

Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) yangının "anız yakımı" nedeniyle çıktığını iddia edip görgü tanığı yurttaş hakkında suç duyurusunda bulunurken, şirketin geçen yıl Haziran ayında Köksalan köyüne 20 kilometre uzaklıkta bulunan Karabudak kırsal mahallesinde çıkan yangınla ilgili “asli kusurlu” bulunduğu ortaya çıktı.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Karabudak kırsal mahallesinde 8 Haziran 2023 tarihinde çıkan yangında 167 dönüm arazi yandı. Tarla sahipleri DEDAŞ hakkında şikayette bulundu. Şikayet üzerine hazırlanan bilirkişi raporunda, DEDAŞ "asli kusurlu" bulundu. DEDAŞ’ın çıkan yangında sorumluluğu yüzde 70 olarak rapora yansıdı. Diyarbakır 10. Asliye Hukuk Mahkemesi de mahalle sakinlerini haklı bularak, tazminat ödenmesine hükmetti.

Konuya dair konuşan Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu Genel Sekreteri Ahmet İnan, bu yıl yangın çıkan bölgedeki sistem ile geçtiğimiz yıl yangın çıkan bölgedeki DEDAŞ sisteminin aynı olduğuna işaret etti. İnan, "Bölge komple yıllardır DEDAŞ’a karşı mücadele veriyor. Bu olay savcılığa da intikal etmiş. Mahkeme de DEDAŞ'ı suçlu bulmuş. Yani bu DEDAŞ'ın ilk sabıkası değil. 2023 yılında DEDAŞ aynı elektrik tellerinin bulunduğu bölgede 2-3 yan köyde yangın çıkıyor. Köylü kendi imkanlarınca söndürüyor. Fakat bu seferki yangında yüzlerce hayvan, onlarca insan, binlerce dönüm arazi yok oldu" dedi.

Köylerde sadece elektrik direklerinin bakımıyla meselenin çözülmeyeceğini vurgulayan İnan, "Geçtiğimiz yıl yaşanan olayda DEDAŞ bilirkişi tarafından sorumlu tutulmasına rağmen bu yıl o bölgede çıkan yangında onlarca kişi yaşamını yitirdi. Burada göz göre göre gelen bir facia var. Burada artık taksirle ölüme sebebiyet vermek değil olası kast söz konusudur. DEDAŞ'ın sorumluluğu raporlarla, mahkeme kararlarıyla sabit olmasına rağmen bir çözüm üretilmemesi bugün yaşanan ölümlere neden oldu" ifadelerini kullandı.

Urfa'da da 2 hafta önce çıkan yangın sonrası DEDAŞ onarım yapmıştı

Bir başka yangınsa iki hafta önce 9 Haziran akşamı Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesine bağlı Alkanlı kırsal mahallesinde elektrik trafosu ve elektrik tellerinden çıkan kıvılcım nedeniyle çıkmıştı.

Tarım Orman Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Urfa Şubesi'nin yangına dair yaptığı açıklamada, mahalle sakinlerinin geçmiş dönemde yaptığı şikayetlerin dikkate alınmadığı belirtilerek “Tarla sahiplerinin 2021 yılında DEDAŞ’a başvuru yaptığı tarla içinde bulunan trafondan ateş çıktığı, yangına sebep olduğu, DEDAŞ’ın keşif yapmasını talep ettiklerini yapmış olduğumuz görüşmelerde sendikamıza ilettiler. 2021 yılından bu yana hatların ve trafonun tamiri, onarımı yapılmadığı gibi verilen dilekçelere de dönüş yapılmamıştır" ifadelerine yer verildi. Köylüler ancak 56 dönüm buğdayın yandığı yangının ardından şirketin gelip onarım yaptığını dile getirdiler.