Öğretmen atamalarına yeni şart: 2 sene asgari ücretle sigortasız çalışma

Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi atamaların önüne mülakattan ağır bir engel getiriyor: Milli Eğitim Akademisi. Burada geçen süre hizmet süresine sayılmayacak, asgari ücret tutarında ücret alınacak.

Burcu Günüşen

Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi AKP Grubu’nca dün Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Öğretmenlerin tepkilerine yol açan yeni kanun teklifine karşı Eğitim-İş 1 Temmuz Pazartesi günü saat 11.00’de TBMM önünde olacaklarını duyurdu. 

Meclis’e sunulan kanun teklifiyle Milli Eğitim Akademisi’nin kurulması planlanıyor. Teklif bu şekilde yasalaşırsa öğretmenler sözleşmeli olarak atanmak için bir de yeni kurulacak bu akademinin eğitiminden geçecekler. 

Akademiye KPSS puanına ve atama ihtiyacı sayısına göre alınacak olan öğretmenler 3 ya da 4 dönemlik eğitim boyunca “öğretmen adayı” sayılacaklar.

Öngörülen ücret şu anda 14 bin liraya denk düşüyor

Öğretmen adaylarının Akademi’de geçirdikleri süre hizmet süresine sayılmayacak, yalnızca genel sağlık sigortalısı olacaklar.

Daha önce kanun teklifinin basına sızan taslağında Milli Eğitim Akademisi’nde eğitime alınacak öğretmen adaylarına ödenecek ücret, aylık yaklaşık 23 bin liraya tekabül ediyordu. Meclis’e sunulan kanun teklifindeyse bu ücret bugünkü tutarla 14 bin 175 liraya tekabül edecek şekilde düşürüldü. 

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay “Demek ki bu da Mehmet Şimşek’e takılmış” yorumunu yaptı. 

Teklifin 14. maddesinde “Öğretmen adaylarına, hazırlık eğitimi sürecinde her ay (18.650) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılır” deniliyor.

Özbay bunun “sineğin yağını çıkarırcasına bir hesap” olduğunu söylüyor:

“Sanırım şöyle bir hesap yapmışlar. Bu kanun geçerse ve Temmuz ayında yapılacak yüzde 19 küsurluk zam olursa tam 17 bin 2 liraya (asgari ücret) denk geliyor. Sineğin yağını çıkarırcasına bir hesap yaptılar herhalde” dedi.

'İyileştirme yok, yeni görev tanımları, tehdit ve sopa var'

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay

Meclis’e sunulan teklifle öğretmenin diplomasının geçersiz saydığını ve öğretmene “Bir de benim Akademimden geçeceksin” denildiğini belirten Özbay, eğitim fakültesinden mezun olup KPSS’de yüksek puan alan bir öğretmenin Akademi’de başarısız sayılabileceğine ya da disiplin cezasıyla ihraç edilebileceğine dikkat çekti.

Teklifte 19 sayfayı disiplin hükümlerinin kapsadığını vurgulayan Özbay “Öğretmenlerin hakları açısından bir iyileştirme olmadığı gibi tehdit var, sopa var, yeni görev tanımları var. O yüzden öğretmenliği bitirme kanunu olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Öğretmenler geri hizmete alınabilecek

Teklifin kamu personel rejimi açısından da köklü bir değişiklik anlamına geleceğini dile getiren Özbay, “Bu akademiden geçersen ancak seni öğretmen olarak kabul edebilirim deniliyor. Bu da mülakattan daha beter, tam kendi memurunu yaratma anlamında tehlikeli. Mevcut öğretmenler açısından da müfettişlerin hazırladığı raporlarla tekrar akademiye alınmaları ve orada beğenmezlerse geri hizmete alınmaları gibi bir tehdit de var. Bu nedenle Cumhuriyet tarihinin en büyük kıyımı niteliğinde olacaktır” dedi.

Öğretmen, yazar Maksut Balmuk ise “Bu kanuna Öğretmenlik Meslek Kanunu demek mümkün değil. Bu kanunla öğretmenler hangi yeni hakları kazanıyor biri açıklasın” diyerek tepki gösterdi.

Şiddetin sorumlusu AKP'nin politikaları

Öğretmen, yazar Maksut Balmuk

Teklifte öğretmene yönelik şiddetle ilgili bir madde yer alıyor. Buna göre öğretmenlere karşı görevleri sebebiyle işlenen Türk Ceza Kanunu kapsamındaki kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılacak. Bu suçların işlenmesi halinde hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak.

Maksut Balmuk “Bakın bu ülkede öğretmenlik hep vardı. Bugüne kadar öğretmenleri yasalar korumadı. Bugüne kadar öğretmenleri öğretmenlik mesleğinin itibarı korudu. Bugün öğretmene karşı şiddetle ilgili yasal düzenleme yapmak zorunda kalıyorsak bu, AKP iktidarlarının milli eğitim politikalarında öğretmenleri itibarsızlaştırmalarının bir ürünü ve sonucudur” dedi. 

Milli Eğitim Akademisi’ne ilişkinse “Bu, yükseköğretimi hiçe saymaktır" diyen Balmuk "Sonuç itibariyle ben öğretmenlik diplomasını yükseköğretimde almışım. Bana akademide neyin eğitimini vereceksiniz?” diye sordu.

'Şu anda eğitim fakültelerinin ayaklanması gerekiyor'

Öğretmenlerin ihtiyaçları doğrultusunda hizmet içi eğitimlerin yapılabileceğini ancak burada başka bir durumun sözkonusu olduğuna işaret eden Balmuk “Şu anda eğitim fakültelerinin ayaklanması gerekiyor aslında. Bu kanun taslağı karşısında… 'Siz bunu bize sordunuz mu' diyerek. Müfredatı nasıl sormadılarsa bunu da sormadılar. Onların verdiği eğitimi, diplomayı tamamen hiçe sayan bir yapı kurulmaya çalışılıyor. Burada da kadrolaşılacak. Daha önce mülakata karşı çıkıyorduk. Neredeyse mülakata razı hale getirecek bir şey bu. O akademide kimler eğitim verecek, kimlerin süzgecinden geçeceğiz, gece sohbetleri mi yapılacak oralarda? Bu bir muamma” dedi.