Ankara müdahalesiyle 'Ekümenik Patriklik' imzası çıkarıldı: Fidan toplantıdan ayrıldı

Ukrayna Barış Zirvesi ortak bildirisinden "Patrikhane" ismi Ankara'nın tepkisi üzerine çıkarıldı, Fidan toplantıdan ayrıldı.

Haber Merkezi

İsviçre’de 15-16 Haziran'da düzenlenen, Rusya’nın davet edilmediği, Çin’in katılmadığı “Ukrayna Barış Konferansı”na Türkiye’den iki katılımcı vardı. Biri Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, diğeri Fener Rum Patriği Bartholomeos.

İsviçre Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde halen imzaya açık olarak bulundurulan ve ilk olarak 16 Haziran’da yayımlanan ortak bildiriye Fener Rum Patrikliği’nin imzası “Ekümenik Patriklik” olarak eklenmişti.

Ortak bildiriye Fener Rum Patrikhanesi'nin isminin zirveden günler sonra 18 Haziran'da eklendiği, Ankara'nın buna tepkisi sonucu Patrikhane'nin isminin olmadığı yeni liste yayınlanmasının sağlandığı ortaya çıktı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da zirvede moderatörlük yapması planlanan gıda güvenliğiyle ilgili panele İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) davet edilmesi üzerine zirveden ayrıldı.

Söz konusu metin

ANKA'da yer alan haberde üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin aktardığına göre, 15-16 Haziran zirvesinde Fener Rum Patrikhanesi isminin ortak bildiriye eklenmesine Ankara, eleştirilerin aksine kısa sürede tepki gösterdi.

Üst düzey yetkili, Ukrayna Barış Zirvesi'nde yaşananların arka planı hakkında bilgi verirken Patrikhane'nin isminin toplantıdan günler sonra bildiriye eklendiğini, Dışişleri Bakanlığı'nın da buna zaman geçirmeden itiraz ettiğini söyledi. Buna göre, Türkiye'nin ismi bildiriye eklendiğinde Patrikhane'nin ismi listede yoktu. Ayrıca ortak bildiriye Patrikhane isminin eklenmesi gözlemci sıfatı nedeniyle mümkün değildi.

Zirve toplantısından sonra ismin eklenmesi üzerine Dışişleri Bakanlığı'nın tepkisi sonucu liste yenilendi. Aynı yetkili "Neticede İsviçre ve Ukrayna makamları Patrikhane’nin isminin yer almadığı yeni bir liste yayınlamak zorunda kaldı" dedi. 

Bakan Fidan toplantıdan ayrıldı

Zirve kapsamında Cumartesi günü yapılan ana oturumun ardından Pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gıda güvenliği konulu panele katılacak ve Kenya Dışişleri Bakanı ile beraber moderatörlük yapacaktı. Bakan Fidan, zirvenin ana oturumunda konuştuktan hemen sonra toplantı salonundan ayrıldı ve o akşam yapılan diğer faaliyetlere katılmadı. Ayrıca eş moderatörlük yapacağı panele toplantıdan bir gün önce İsrail ve GKRY’nin de davet edildiği öğrenilince Fidan panele katılmaktan vazgeçerek Türkiye'ye döndü.

Dışişleri yetkilisi, zamanında tepki gösterilmediği yönündeki eleştiriler üzerine de "Esasen Türkiye, zirveye katılımla ilgili tüm hassasiyetleri etkinliği organize eden Ukrayna ve İsviçre’ye zirve öncesinde ve zirve sırasında aktardı. Türkiye’nin zirveye katılımla alakalı hassasiyetlerinin dikkate alınmaması üzerine gecikmeksizin tepki verildi" ifadelerini kullandı.

Ekümenik Patriklik ne demek? Neden tartışma yaratıyor?

Yunanca "dünya" veya "yaşanan yer" anlamına gelen anlamına gelen “oikoumene” sözcüğünden türeyen ekümenik terimi, evrensel veya bütün Hristiyanları kapsayan anlamına geliyor.

"Ekümenik Patrik" sıfatı, Bizans İmparatorluğu döneminde özellikle 6. yüzyıldan itibaren İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi'nin lideri için, patriğin tüm Hıristiyan dünyası üzerindeki otoritesini vurgulamak amacıyla kullanıldı.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Rum cemaatinin evlenme, cenaze gibi işleri, hukuki ve cezai işlerinde, bürokraside yetkileri olan Rum Ortodoks Patriği'nin "Ekümenik" unvanı, patrik ve cemaat tarafından geleneksel olarak kullanılmaya devam edilmişti. 

İstanbul'daki Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin “Ekümenik Patriklik” unvanını kullanarak tüm Ortodoks Hristiyanları temsil ettiği iddiası bazı Ortodoks kiliseler tarafından tartışmalı bulunuyor.

Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının ardından Patrikhane’nin yetkisi yalnızca İstanbul, Bozcaada ve Gökçeada’daki Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı tutulmuştu.

Azınlıklara özel bir imtiyaz verilmeyen Lozan Antlaşması’nın ve Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesi sonrası patrikhanelerin dünya işlerinde ve azınlıkların şahsi işlemlerinde de hiçbir yetkileri kalmamıştı.