İş cinayetlerinde göçmen işçiler kayıt dışı: Şanslı olan mezar yeri bulabiliyor

Her gün işçi cinayetlerinin işlendiği Türkiye'de göçmen işçilerin takibi de maalesef yapılamıyor. Konya'daki Ahmet El İbrahim bunlardan biri. Ahmet şanslı sayılıyor en azından mezarı var diye.

Çağdaş Übeyit Büyükdalda

Çoğu göçmen işçinin yaşam alanları, barınma koşulları açısından elverişli değil, tıpkı Türkiye'de benzer koşullarda çalışan diğer işçiler gibi. Kimi zaman Avrupa'ya tehdit olarak kullanılıyor ya da milliyetçiliğin tırmandırılmak istendiği anlarda hedef gösteriliyorlar. Özellikle de ekonomik kriz zamanlarında ve emekçilerin patronlardan hesap sormaya niyetlendikleri anlarda. Herkes göçmen işçilere düşman gibi davranıyor ama bir yandan mülteci, göçmen düşmanlığı yapılırken diğer yandan da patronlar daha ucuz iş gücü buldukları için ellerini ovuşturuyor.

İş cinayetlerinde göçmen işçiler kayıt dışı

Oturdukları mahallelerde insanlardan yalıtılmış bir hayat sürmeye çalışıyorlar. Çalışma hayatları da bir o kadar zor. İş bulmak için tek seçenekleri kimsenin çalışmak istemediği ağır işler kalıyor geriye. Patronun da canına minnet. Çünkü bu sayede iş koşullarını iyileştirmekten kurtuluyor ve kârlarına kâr eklemiş oluyorlar. İşçi güvenliğinin neredeyse hiç olmadığı, ağır iş koşullarında iş kazaları kaçınılmaz bir son oluyor. Böylesi sektörlerde patronların tercihi ise genelde göçmen/mülteci işçi oluyor. Neredeyse her gün işçi cinayetinin işlendiği Türkiye'de göçmen işçilerin bu açıdan takibi de maalesef yapılamıyor. 

Bu cinayetlerin bir yenisi Konya’da meydana geldi. Konya merkeze yaklaşık 50 km uzaklıkta Ladik ilçesinde oturan, diğer göçmen işçilerden kısmen korunaklı şartlarda çalışan bir işçiydi Ahmet El İbrahim. 

Konya Organize Sanayi Bölgesi 6. Sokakta bulunan Akış Makina'da 5 Haziran günü 08.00-16.00 vardiyasından iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yeterince alınmadığı bir CNC makinasında çalışırken cinayete kurban gitti Ahmet El İbrahim.

Bu tür örneklerde "yabancı" dedikleri işçilerdenseniz işler daha zor. Hatta şansı olan göçmen işçiler belki bir mezara sahip olabiliyor. Çünkü patronlar böylesi "sorunlarla" uğraşmak istemiyor. Küçük yerlerde yaşanan iş cinayetleri çoğu zaman kimseye duyurulmadan işçinin bedenini ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanıyor. Şehir merkezinde yaşanan iş kazalarının haber yapılmaması, yapılmışsa da yayından kaldırılması patronların günlük mesai tanımları arasında yer alıyor. 

Ahmet El İbrahim'de de öyle oldu. Önce Konya'nın yerel basını olayı servis etti, sonrası malum; "Üzgünüz böyle bir sayfa yok".

Göçmen işçinin cenazesine katılmak da yasak

Konya'da yaşanan örnekte de cinayetin ardından yerel basına çıkan haberler kaldırılmış ve mülteci işçinin iş arkadaşlarının cenazeye katılması patron tarafından engellenmiş. Gerekçe ise "Ölen işçinin ailesi çok öfkeli, olay çıkmasın" olmuş.

Ahmet El İbrahim'in ölümünün ardından sadece bulunduğu bölümde bir gün üretime ara veriliyor. Ardından da çarklar dönmeye devam etmiş.

soL'a konuşan işçilerin aktardığı bilgilere göre, daha önce de ölümlerin olduğunu, Ahmet'in öldüğü günden 1 hafta önce de yine benzer kazanın yaşandığını öğrendik. Mülteci olmak sadece kayıtsız, güvencesiz ya da daha düşük ücrete çalışmak değil aynı zamanda insani olmayan koşullarda barınmanızı da beraberinde getiriyor.

Çobanlık yapıyorsanız bir ahırda uyumanız normal bir durum. Fabrikada çalışıyorsanız, gözden çıkarılan ilk işçi oluyor ve en tehlikeli işleri yapıyorsunuz. 

Resmi veriler buzdağının görünen kısmı 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin açıkladığı veriler kadın ve çocuk göçmen işçi demeden özellikle de tarım sektöründe bu tür sorunların sıkça yaşandığını gösteriyor. Yayınlanan raporlarda yer alan veriler kayıt altına alınabilenleri kapsıyor. Yani başka bir deyişle buz dağının görünen yüzü ve gerçek rakamlardan çok uzak.

Konuya ilişkin soL'a konuşan ve sektördeki örnekleri yakından takip eden Mühendis Hande Tunca, göçmen işçi cinayetlerinin özellikle de en çok iş cinayetinin yaşandığı sektörlerde artış gösterdiğini ve bu alanda yaşanan örneklerdeki kayıtların ve bilgilerin manipüle edilebildiğini ifade ediyor.

"Başta tekstil, inşaat, tarım olmak üzere göçmen nüfus artışı görülürken zaman içerisinde sığınmacıların yerleşim ve çalışma hayatında düzenlemelere dair adımlar geciktikçe; lokanta-gıda-kurye-market gibi kent içi sektörlerde de göçmen emeği artış göstermeye başladı. Kontrolün görece daha yüksek olduğu maden, metal-çelik sektöründe yer alan işlerde göçmen emeği daha az karşımıza çıksa dahi hurda işleri gibi yerlerde yoğunlaşma mevcut. Bu saydığımız sektörler zaten ülkemizde işçi cinayetlerinin en yüksek olduğu yerlerden olduğunun da altını çizmek gerekiyor.

Kayıt dışı istihdam ise göçmenlerin çalışma hayatında alternatifsiz bir durum haline geleli çok zaman oldu. Patronların onayı ve bürokratik adımı ile başlanabiliyor kayıt altına alınabilme süreçleri ve elbette bunu yapan patron sayısı çok az. Net bir rakam verilemese de tahmini 1-1,5 milyon göçmen işçi kayıt dışı istihdam ediliyor."

'Göçmen işçiler kimsesizler mezarlığına gömülüyor'

Hande Tunca soL'a verdiği demeçte şu sözlere yer verdi:

"Son yıllarda özellikle Türkiye’nin işçilere dönük en kapsamlı ihlallerini yaşatmış olan 3. havalimanı şantiyesi döneminde göçmen işçi ölümleri çok gündeme gelmişti. Bazen kanalizasyon kanalında dahi cansız bedenine ulaşılan göçmen işçilerin, çalışma izinleri alınmadan çalıştırıldıklarını okumuştuk. Yol kenarlarında bulunan inşaat ve tarım işçisi; yaralı ya da hayatını kaybetmiş göçmen işçilere dair haberler daha fazla karşımıza çıkar olmuştu. Çalışma hayatında zaten yasal hakları, diğer iş arkadaşlarına göre sınırlı olan göçmen işçiler üstüne üstlük bir de kayıt dışı olmaları durumunda kendileri ve yakınları için dipsiz bir kuyuya dönüyor. Tazminat hakları, iş kazası sonrasında iş göremezlik maaşı ve devlet tarafından verilecek olan diğer sağlık hizmetlerinden yoksun kalıyorlar. Ölümleri halinde ise en iyi senaryo vicdanlı birilerinin ailelerine ve yakınlarına haber vermesi. Bu büyük bir insanlık suçu. Sayısını bilemediğimiz kadar çok göçmen işçi Türkiye’deki patronların işlerini yaparken canından oldu ve naaşları memleketlerine dahi ulaştırılamadı. Büyük bir çoğunluğu kimsesizler mezarlığına gömülüyor. Patronların, çalışma ortamında almadığı iş güvenliği önlemlerinden dolayı yaşanan kaza ve cinayetlerin hesabı ise yasal olarak da sorulmadığı için aynı koşullarda çalışmaya devam ediliyor. 

Bunun yanında sadece erkekler değil, kadın ve çocuk göçmen emeğine özellikle tarım sektöründe sıkça rastlanıyor. İSİG Meclisi çalışma hayatında yaşanan iş cinayetlerine dair aylık ve yıllık raporlar yayınlıyor. Bu raporlarda yer alan veriler kayıt altına alınabilenleri kapsıyor. Gerçek rakamlardan elbette çok uzak. Tüm kayıt dışı istihdam, iş cinayeti kaydındaki eksiklikler yanında buna rağmen 2023 senesinde yaşanan iş cinayetleri içerisinde göçmen işçilerin oranının yüzde 6 civarında olduğu görünüyor."

*Haber Kapak Fotoğrafı: Ergün Karadağ (@ergun.karadag)