ABD'nin Afrika'daki kolunda vergi reformu krizi: Kenya halkı hayat pahalılığına karşı sokakta

ABD'nin Afrika'daki başlıca müttefiklerinden Kenya'da halk, hükümetin vergi reformuna karşı bir haftadır ayakta. Hükümetin düzenlemede geri adım atmasına karşın genel grev çağrısı yapıldı.

Dış Haberler

Doğu Afrika ülkesi Kenya'da halk, hükümetin vergi reformlarına karşı bir haftadır ayakta.

Halk, parlamentoda görüşülen tartışmalı vergi reformları konusunda hükümete baskı yapmak için bugün yeniden Kenya sokaklarına çıkmayı planlıyor. Söz konusu reformlara karşı ülkede genel grev çağrısı da yapıldı.

Hükümet, protestocuları şiddete başvurmamaları konusunda uyararak gün batımında eylemlerini sonlandırmaları konusunda ısrar etti.

Ancak, ülkede şu ana kadar yapılan protestolarda yaşanan şiddetten Devlet Başkanı William Ruto’nun hükümeti sorumlu tutuluyor.

Geçtiğimiz hafta bir eylemci hayatını kaybetti

Kenya'da önerilen yasaya karşı geçtiğimiz hafta yapılan kitlesel gösteriler sırasında polisin ateş açması sonucu bir kişi hayatını kaybetti. İnsan hakları örgütleri, çatışmalarda en az 200 kişinin yaralandığını, 100'den fazla kişi tutuklandığını bildirdi.

Geçtiğimiz salı günü başlayan protestolara yoğunluklu olarak gençler katıldı. Gösteriler büyük ölçüde barışçıl şekilde başlasa da, perşembe günü, başkent Nairobi'de gösterilerin büyümesi sonucu polis, göstericilerin hükümet ofislerine girmesini engellemek için göz yaşartıcı bomba ve tazyikli su kullandı.

Başlangıçta Nairobi ile sınırlı olan protestolar zamanla ülke geneline yayıldı. Protestoların yapıldığı kentler arasında Nakuru, Kisumu ve Devlet Başkanı Ruto'nun memleketi Eldoret de var.

Kenya'daki protestocuların çoğunluğunu gençler oluşturuyor.

Tartışmalı vergi düzenlemesi

Parlamentoda tartışılan mali yasa tasarısı Mayıs ayının başlarında sunuldu. Tasarı, muhalefet milletvekillerinin protestocuları desteklemesiyle hafta boyunca yoğun bir şekilde ülke gündemine oturdu.

Tasarı, paraya dönüştürülebilen dijital içeriklerde yeni vergilerin yanı sıra, banka havaleleri ve dijital para ödemelerinde yüzde 5 vergi artışı gibi çok çeşitli vergi reformları ve artışları içeriyor. Bu, dijital bankacılığa bağımlı olan ülkede özellikle sert bir darbe niteliği taşıyor.

Ancak Kenyalıları en çok kızdıran planlar, ekmeğe yüzde 16 KDV ve yerel olarak üretilen çiğ ve rafine bitkisel yemeklik yağa yüzde 25 ÖTV getirilmesi önerileri oldu.

Ayrıca, düzenlemede, ülkenin ulusal sağlık sigortası planına kayıtlı maaşlı çalışanlar için yüzde 2,75 ek gelir ücreti getirilmesi öngörülüyor. Motorlu taşıtlara da yüzde 2,5 yıllık vergi eklenmesi planlanıyor.

Protestocular, özellikle ekmek ve bitkisel yağa uygulanan tüm bu vergilerin nihayetinde genel maliyetleri artıracağını vurguluyor. Halk, ayrıca yasa tasarısının Kenya'nın gelir makamlarına banka ve mobil para hesaplarına erişerek vergi tahsilatını uygulama yetkisi verecek olmasından dolayı da öfkeli.

Protestoların ardından hükümetten geri adım

Kenya parlamentosu, geçtiğimiz hafta protestoların başlamasının ardından, tasarıda acil durum değişikliklerini duyurdu. Parlamentonun Maliye Komitesi Başkanı Kuria Kimani, düzenlediği bir basın toplantısında, milletvekillerinin ekmek, yağ, motorlu taşıtlar ve mobil para ödemeleri de dahil olmak üzere finansal işlemler üzerindeki vergilerin geri çekileceğini bildirdi.

Kimani, bebek bezi, hijyenik ped ve telefon gibi plastik ürünlere uygulanacak önerilen "Eco Vergisi"nin de yalnızca ithal mallara uygulanacağını ve yerel üreticilere uygulanmayacağını belirtti. Bununla birlikte, maaşlı çalışanlar için sağlık ve konut sigortası vergileri de düşürüldü.

Ancak hükümetin bu geri adımı, protestocuları yatıştırmadı. Gösteriler, 200'den fazla kişinin tutuklanmasına rağmen devam etti. Eylemcilerin birçoğu yasa tasarısının tamamının geri çekilmesini istediğini vurguladı.

Göstericiler, geçtiğimiz perşembe günü, yasa tasarısının görüşülmesine dair ikinci oturum sırasında Parlamento Binalarını işgal etmeye çalıştı. Gençler sosyal medyada #RejectFinanceBill2024 ve #OccupyParliament etiketleriyle kampanya başlattı. Avukatlar ve doktorlar da gözaltına alınanları serbest bırakmak ve yaralıları tedavi etmek için harekete geçti.

Güvenlik görevlileri, protesto etme anayasal hakkına saygı duyduklarını ancak hükümet kurumlarını korumaları gerektiğini öne sürerek başkent Nairobi'deki polis şiddetini savundu. Diğer şehirlerdeyse protestolar barışçıl kaldı.

Artan gıda ve yaşam maliyetleri

Protestocular, Kenya'da artan gıda ve yaşam maliyetleri ve 2023'teki vergi artışlarının ardından gelen bu yeni mali yasa tasarısı nedeniyle öfkeli.

Göstericiler, Ruto hükümetinin 2022'de yemin etmesinden bu yana giderek daha fazla vergilendirildiklerine ancak kamu hizmetlerinin gözle görülür şekilde iyileşmediğine işaret ediyor.

Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren bir mali yasa da, maaşlı çalışanların brüt geliri üzerinden yüzde 1,5 oranında konut vergisi getirmişti. Yasayı o dönem protesto eden gruplar, bunun yurttaşların yükünü daha da artıracağını vurgulamıştı. Ancak tüm tepkilere karşın, aynı yasa kapsamında petrol ürünlerindeki KDV de yüzde 8'den yüzde 16'ya çıkarılmıştı

Kenya'da “işçi sınıfı için hayatı kolaylaştırma” vaatleriyle iktidara gelen Ruto, ülkenin 11,1 trilyon Kenya şilini (82 milyar dolar) tutarındaki kamu borcunun ödenmesinin gerekli olduğunu söyleyerek son vergi artış önerilerini savundu.

Çin'e büyük borçlanma

Kenya, borçlarının çoğunu Çin'den aldı. Ruto'nun başkan yardımcısı olduğu Uhuru Kenyatta'nın son hükümeti, Nairobi'yi liman kenti Mombasa'ya bağlayan Standart Ölçülü Demiryolu (SGR) hattı da dahil olmak üzere büyük altyapı anlaşmaları imzalayarak bir Çin’e büyük bir borçlanma içerisine girmişti.

Ruto ayrıca vergileri kullanarak 2024 gelir hedefi olan 3,3 trilyon Kenya Şilini'ni (26 milyon dolar) karşılamak için daha fazla fon toplamaya çalışıyor.

1 Temmuz'da yürürlüğe girecek

Milletvekilleri, toplumsal öfkeye ve halkın Parlamento'yu basma girişimlerine rağmen yasa tasarısını ilerletmeye devam ediyor.

Perşembe günü, Ruto'nun müttefiki parlamento üyeleri değişiklikleri büyük bir çoğunlukla destekledi. 359 milletvekilinden 204'ü lehte oy kullanırken, 115'i aleyhte oy kullandı.

Evet oyu veren Ruto'nun müttefikleri, yasa tasarısının daha fazla öğretmen istihdam etmek, yerel yönetimlere daha fazla fon ayırmak ve genel altyapıyı iyileştirmek için gelir sağlayacağını iddia ediyor. Muhalefetse, bunun yalnızca Kenyalılara yük olacağına işaret ediyor.

Yasa tasarısı bu hafta üçüncü ve son okuma aşamasına geçecek. Tasarının Ruto'nun imzalamasının ardından 1 Temmuz'dan itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Bu arada protestocular, yasa tasarısı reddedilene kadar protestolardan geri adım atmayacaklarına söz verdiler. Göstericilerin bugün, Parlamento oturumu sırasında yeniden bir araya gelmesi bekleniyor.

ABD'nin Afrika'daki en önemli müttefiklerinden

Doğu Afrika ülkesi Kenya, ABD'nin kıtadaki en önemli müttefiklerinden biri.

Kenya'nın bağımsızlığını kazanmasının ardından ABD, ülkeyle iyi ilişkiler içerisine girmişti. Kenya, Soğuk Savaş döneminde de Sovyetler Birliği'ne karşı ABD safında kalmayı tercih etti.

Ancak, 2013'te Uhuru Kenyatta'nın yeni hükümetinin seçilmesinin ardından, yeni devlet başkanının geleneksel batılı müttefiklerden uzaklaşarak doğuya bakan yeni bir dış politika oluşturmasıyla ilişkiler biraz geriledi.

İkili ilişkiler, "terörizme karşı iş birliği" mutabakatı ve eski ABD Başkanı Barrack Obama'nın babasının memleketi olan Kenya'yı ziyaret etmesiyle yeniden iyileşti.

İçeride iç karışıklık, Haiti'de Washington'un vekilli

Bugünkü Kenya Devlet Başkanı Ruto, geçtiğimiz ay Washington'a resmi ziyaret gerçekleştirdi. ABD Başkanı Joe Biden, Ruto'nun ziyareti sırasında, Kenya'yı NATO Dışı Büyük Müttefik (MNNA) olarak belirleme sözü verdi.

ABD'nin Doğu Afrika'da bugün önemli bir güvenlik ortağı haline gelen ülke, ayrıca Kenya polisini çete krizi yaşayan ada ülkesi Haiti'ye gönderme sözü vererek Washington'u memnun etti. Bugün toplumsal huzursuzlukların büyüdüğü Kenya, bu hamleyle ABD emperyalizminin Haiti'de bir bakıma vekilliğini üstlenmiş oldu.

Ruto, geçtiğimiz ay resmi ziyaret kapsamında Beyaz Saray'daydı

Kenya Komünist Partisi'nden hükümete: 'ABD kuklası olduğunu ispatladı'

Kenya'da protestoların başlamasının hemen ardından Kenya Komünist Partisi bir açıklama yayımlayarak hükümeti sert bir dille eleştirdi.

Ruto'nun, son eylemleriyle Batı emperyalizminin hizmetkar bir ajanı olduğunu ortaya koyduğu belirtilen açıklamada, devlet başkanının Washington'a yaptığı ziyaretin ve G7 zirvesindeki konuşmasının, kendisinin yabancı güçler tarafından esir tutulduğunu doğruladığı kaydedildi. Açıklamada, "Bu artık bir spekülasyon değil, apaçık bir gerçek: Başkan Ruto, her fırsatta Kenya halkına ihanet eden Batılı egemen sınıfın bir kuklası" ifadeleri kullanıldı.

Ruto'nun yurtiçindeki politikalarının ABD emperyalizmine doğru yönelmiş şekilde, ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri sürdürdüğü belirtilen açıklamada, kendisinin İsrail'e olan desteğinin de, onu uluslararası vahşetlere daha da fazla dahil ettiği vurgulandı. Ruto'nun Ukrayna'da NATO'nun vekalet savaşına da destek verdiği anımsatılan açıklamada, "CIA tarafından yazılmış propagandanın sözcüsü olarak rolünü vurguluyor. Bu ihanet, IMF ve Dünya Bankası ekonomistlerinin emirlerinin mali politikalarımızı yönlendirdiği, Kenya egemenliğinden çok yabancı çıkarlara fayda sağlayan popüler olmayan mali yasaları dayattığı ekonomik cepheye kadar uzanıyor" denildi.

Kenya'nın yakın zamanda NATO dışı bir müttefik olarak belirlenmesinin de, ülkeyi küresel askeri çatışmaların çapraz ateşine soktuğu belirtilen açıklamada, "Ruto'nun yönetimi altında, Wajir'de yasadışı bir ABD askeri üssünün kurulmasının ve Nanyuki'deki İngiliz askeri üssünün genişletilmesinin, ülke egemenliğinin tamamen teslim edildiğini gösterdiği ifade edildi. Açıklamada, ABD askeri operasyonları için Lamu'daki Manda Adası'nın tamamen devredildiği de hatırlatılarak, Ruto'nun ABD'nin bir aracı olarak ülkenin ulusal güvenliğini ve egemenliğini yabancı çıkarlar için tehlikeye attığı vurgulandı.

Ruto en büyük ihaneti işlediği belirtilen açıklamada şöyle devam edildi:

"Bir zamanlar vatansever ve halkın haklarının savunucusu olduğuna inanılırken, kendisine güvenenlere sırtını döndü. Değişim söylemi boştu; fakirleri yüceltmek yerine, zenginleri zenginleştirdi, bölünme ekti ve yolsuzluğu sürdürdü. Bu yalnızca politik bir yanlış adım değil; aynı zamanda derin bir ahlaki başarısızlık, tarihin kolay kolay unutamayacağı mirasına leke süren bir leke.

Kenya halkı, refahını önceliklendiren, gücünün halktan geldiğini ve halka hesap vermesi gerektiğini kabul eden liderleri hak ediyor. Ruto'nun ihaneti, ilke yerine güç, kamu hizmeti yerine kişisel hırs seçimi olarak hatırlanacak. Tarih onu bu yüzden sert bir şekilde yargılayacak."