Yangınlar aldı başını gidiyor, müdür koltuğu boş: 1 yılda 5'e katlanan alevler nasıl söndürülecek?

Orman yangını sayısı 1 yılda 5'e katlandı. Ancak hâlâ birçok yangının kaynağı bilinmiyor, bilinen için de gerekli önlemler alınmıyor. Önümüzdeki ayların daha zor geçeceği tahmin ediliyor.

Emre Alım

Diyarbakır, Manisa, Uşak, Çanakkale... Mevsim normallerin üstünde seyreden hava sıcaklıklarıyla birlikte ormanlardan yangın haberleri peş peşe gelmeye başladı. Üstelik istatistikler bu yaz yaşanan yangın saysının geçen yıla kıyasla katlandığı gösteriyor.

Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre, 2023’te 1-19 Haziran tarihleri arasında 74 orman yangını yaşanmıştı. Bu yıl aynı tarihlerde 352 orman yangını kaydedildi.

İki yıl arasında 5 kata ulaşan fark, yangının etkilediği alana bakıldığında 13 kata yükseliyor. 19 günlük periyotta geçen yıl 36 hektar, bu yılsa 466 hektar ormanlık alan küle döndü.

'Yangınlar aldı başını gidiyor, Çanakkale'de müdür yok'

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara'ya göre veriler, temmuz ve ağustosun çok daha zor geçeceğinin habercisi.

“Hem hava sıcaklığı ortalamaları 40 dereceleri bulacak hem de orman yangınlarında çok önemsediğimiz bağıl nem yüzde 20’nin altına düşecek. Böyle bir tabloyla mücadele edebilmeniz için yangın öncesi hazırlıklarınızı her alanda yapmış olmanız lazım.”

Ancak sahadaki durum Orman Genel Müdürlüğü'nün hâlâ hazır olmadığına işaret ediyor. Özkara, Çanakkale'ye bir süredir şube müdürü atanmadığını, yangın sayısı artarken koltuğun boş kaldığını söylüyor. Çanakkale'de sadece son iki günde iki orman yangını yaşandı, bir köy boşaltı. 

'Ekipman ve kadro, organizasyon varsa anlamlı'

Yangın sayısı arttıkça büyük yangınların yaşanma ihtimali de artıyor. Mevcut kadro ve ekipmanların yetişemediği veya eksik kaldığı noktalarda yangınlar büyüyor.

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı yangınla mücadelenin planlı ve bütünlüklü yürütülmediği sürece etkisiz kalacağının altını çiziyor:

"Sayın Bakan çıkıyor hava aracı sayısı şu kadar, kara aracı sayısı şu kadar… Bu sayıları organizasyonla bütünleştirdiğiniz zaman bir anlamı var.

Örtü yangını tepe yangınına dönüşürse istediğiniz hava aracını kullanın söndüremezsiniz. Yangın belirli bir enerjiyi toparladıktan sonra 300-400 hektara yayılıyorsa artık doğal yolla söner. Sahadaki yanıcı maddenin ortamdan çıkarılması gerekiyor. Nedir o yanıcı maddeler: Kuru otlar, çalı, ağaççık. Bunlar normal ağaçlara merdiven teşkil ediyorlar."

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara

Müdahale edilecek yangınların kaynağı bilinmiyor

Orman yangınlarının yüzde 90’ı ihmal, kaza, kasıt gibi insan kaynaklı sebeplerden meydana geliyor. İnsan kaynaklı yangınların da yüzde 50’si “bilinmeyen yangın” olarak kaydediliyor. 

Ahmet Hüsrev Özkara, bu boşluğun yol açtığı sorunları şöyle anlatıyor:

"Anızdan mı, piknik ateşinden mi… Hangi nedenle yandığını bileceksin ki kadrolarını hazırlayacaksın. Mesela yangın enerji nakil hatlarından mı çıktı, onun ilgili kurumuna 'gerekli denetimi al yoksa yasal düzenlemeyi yaparım, oluşacak bütün zararı sen öndersin' demen lazım."

Özkara'nın verdiği örnek son olarak Diyarbakır ile Mardin'de arasında yaşanan ve 12 kişinin yaşamını yitirdiği yangınla gündeme geldi.

Valilik "anız yangını" dese de İçişleri Bakanlığı kesin bir sonuç olmadığını, soruşturmanın sürdüğünü açıkladı. soL'un konuştuğu köylüler yangının elektrik nakil hatlarından kaynaklandığını tahmin ediyor.

'Davul bizim boynumuzda, tokmak özel sektörde'

Orman yangınların yaklaşık yüzde 4’ü enerji nakil hatlarından kaynaklanıyor. Bu yangınlarda yanan alansa toplam yanan alanın yüzde 20’sine denk geliyor.

Sorun günden güne büyürken, hatları işleten elektrik dağıtım şirketleri gerekli bakımları yapmıyor.

"Davul bizim boynumuzda, tokmak özel sektörde" diyen Ahmet Hüsrev Özkara, alınabilecek önlemlere iki örnek veriyor:

"Ayrım direkleri bağlantı noktalarından kıvılcım atar. Onun altına yarıçapı en az 3 metre olacak şekilde beton döşenmeli ya da çakıl olmalı ki kıvılcım yangına sebebiyet vermesin. Hâlâ bazı köy yollarında ahşap direkler kullanılıyor. Bunların da bakımı yapılmıyor."

Geçtiğimiz günlerde Uşak'ta yaşanan orman yangının sebebi bilinmiyor

'Bir yerden başlayacaksın, bunlar başlamıyor'

Önlemler basit ve düşük maliyetli gibi görünse de yıllardır atılmayan her adım sorunu bir yük haline getirmiş. Özkara, bunu depremle mücadeleye benzetiyor:

"Basit bir iş ama biriktirirseniz maliyetli oluyor. Deprem hazırlığında olduğu gibi bir yerden başlarsanız, destekler ve yasal olarak zorunlu kılarsanız kaçacak bir yeri kalmaz. Bunu baştan kurgulamazsanız yükünüz her geçen gün artar. Devletin sorumluluk alması lazım. Önünüze 5 yıllık bir program koyarsınız, bir yerden başlarsınız ve herkes bu işten sorumlu olur."

Ben de devlette uzun yıllar görev yaptım. Empati yapıyorum, zor bir görev ama bir yerden başlayacaksın. Bunlar başlamıyor. Başlamadığı gibi mevcut sorunlar giderek artıyor."

'Devlete göre ormanlar bir arka bahçe'

Ahmet Hüsrev Özkara'nın bahsettiği sorunların başında orman alanlarının maden sahası, taş ocağı, atık tesisi, maden kaynağı, otoyol ve daha birçok faaliyet için kullanılması geliyor.

Türkiye’de son 10 yılda 40 bin hektara yakın alanda bu faaliyetlerin yapılmasına izin verildi. Özkara'ya göre yangınla mücadeleyi zorlaştıran bir başka sebep de bu.

"Devlete göre ormanlar bir arka bahçe. Buraları istediği gibi verebiliyor. Orman içinde insan faaliyetlerinin bu şekilde artmasıyla sizin orman yangınlarını kontrol edebileceğiniz iddiası ne kadar örtüşür? Yasalarla da tedbir değil, hep kullanma kararı çıkarıyorsunuz."

Uşak'taki yangın büyük hasar bıraktı

'Yangın azsa böbürleniyor, çoksa 'iklim krizi' diyorlar' 

Ahmet Hüsrev Özkara yangınla mücadeleyi kolaylaştıracak adımlara da değiniyor. Yurttaşların ve personelin müdahalesini hızlandıracak unsurların başında eğitim geliyor.

"Yangına hassas bölgeler Türkiye’nin yüzde 16’sına denk düşüyor. Burada, kırsalda yaşayanlara teyakkuzu öğretmemiz gerekiyor.

İlk müdahalenin daha kısa sürede yapılmasını sağlayacak organizasyonlara ihtiyacımız var. Yangına ulaştığınızda arazözü kullanan ekibinizin tam olması gerek. Genelde 6 kişinin yarısının orada konuşlandırıldığını görüyoruz. 

Orman yangınlarında savaşı kara ekibi sonlandırır. Hava, katkı sağlar ve zaman kazandırır ama yangını söndürecek olan kara ekibidir. Onun için kara ekibinin iyi kadrolardan oluşması lazım.

Buca’da bir eğitim merkezi vardı. Çok zor parkurlarda arazözleri, kepçeleri, iş makinalarını kullanabilecek insanlar eğitilirdi. 2018 yılında kapatıldı. 

Arazide bu araçları kullanmak zor. Rüzgar döndüğü anda alevlerin arasında kalabilirsiniz. Bunu birkaç kere yaşamış, tecrübeli insanların eğitiminden geçmiş kadrolar yangını söndürmede çok etkili oluyor. Ayrıca orman köylüsü işçiler de etkili oluyor."

Orman yangınlarıyla mücadelede bekleyen görev çok. Fakat yeni tedbirler alınmadığı gibi mevcut tedbirler de etkili uygulanmıyor. Bu durumda yangınla mücadele o günün hava koşullarına yani şansa kalıyor. Öte yandan bu yaz hava koşulları ne olursa olsun Orman Genel Müdürlüğü'nün bir cevabı var. Ahmet Hüsrev Özkara alışıldık tavrı şu sözlerle özetliyor:  

"O yıl yangın az olduysa böbürleniyorlar. Yangın çok olursa da çözümü buldular: İklim krizi."