Lisedeyken Bursa Ülkü Ocakları’na üye olmuş ve 16 yaşında getirildiği lise başkanlığı görevini iki yıl boyunca sürdürmüştü.
Çeşitli görevlerden sonra 2005 yılında Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı, 2019’da ise Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı…
Göreve getirilmesinin yıldönümünden kısa bir süre sonra ise aynı kısalıkta bir açıklama:
“Görevimden akademik çalışmalarım ve üniversitedeki görevim nedeniyle Liderimizin müsaadeleriyle ayrıldım. Bu can bu bedende oldukça Liderim Sayın Devlet Bahçeli’nin ve davamın emrinde olacağım.”
İstifanın ardından ortaya çeşitli iddialar atıldı. Hizipçiydi, “FETÖ”cüydü, Devlet Bahçeli ameliyat masasındayken o koltuk hesapları yapıyordu, yükselişinden dolayı önü kesildi…
Sürecin sonunda Ankara’nın bir sokağında beş kurşunla öldürüldü.
MHP'nin kurucusu ve eski Genel Başkanı Alparslan Türkeş ne demişti? "Bu davadan döneni vurun! Ben dönersem beni de vurun..."
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması 1 Temmuz’da görülecek. Sinan Ateş kimdi? Öldürülmesine giden süreçte neler yaşandı?
19 yılda genel başkanlığa
1984 yılında doğan Sinan Ateş, ülkücü geçmişe sahip bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendi deyimiyle babası “ülkücü gazi” olan Ateş’in, bir dayısı MHP’nin Bursa Yıldırım İlçe Başkanlığı, diğer dayısı ise MHP belediye meclis üyeliğinde görev aldı.
Çocukluğundan beri ülkücü olduğunu söyleyen Ateş, lise döneminde Bursa Ülkü Ocakları’na üye oldu. 2000 yılındayken de 16 yaşında Bursa Ülkü Ocakları Lise Başkanlığı görevine getirildi. Söz konusu görevi 2002 yılında Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümüne başlayana kadar sürdürdü.
Ateş lisans eğitimini tamamladığı 2006 yılına kadar sırasıyla Gazi Eğitim Fakültesi Başkanlığı, Ankara Ülkü Ocakları Üniversiteler Masası Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerini yürüttü. 2007 yılında Gazi Üniversitesi’ne bağlı Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimine başlayan Ateş, yine bu dönemde MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman’ın danışmanı oldu.
Ateş’in danışmanlığını yaptığı Büyükataman önce 2009 yılında MHP Genel Başkan Yardımcısı oldu, iki yıl sonra ise MHP Genel Sekreterliği’ne getirildi. Ateş ise 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde doktora eğitimine başladı ve programı 2018 yılında tamamladı. Ateş aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak da çalışmaya başladı.
2019 yılına gelindiğinde 7 yıldır Ülkü Ocakları’nın başında olan ve sonrasında Ateş cinayetinde de adı geçen Olcay Kılavuz, Bahçeli’nin isteği doğrultusunda görevden el çektirildi. Bahçeli, 1 Ocak 2019’da boşalan Genel Başkanlık koltuğuna 8 gün sonra Sinan Ateş’i oturttu.
Başkanlık kısa sürdü
Ancak liseden beri içerisinde olduğu oluşumun başına geçen Ateş’in liderliği kısa sürdü.
Ateş 2 Nisan 2020 tarihinde sosyal medya üzerinden yaptığı kısa bir açıklamayla görevden ayrıldığını duyurdu:
“Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanlığı görevimden akademik çalışmalarım ve üniversitedeki görevim nedeniyle bugün itibariyle Liderimizin müsaadeleriyle ayrıldım.”
Ateş bir sonraki açıklamasında, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığının ömrü boyunca taşıyacağı en kutsal unvan olacağını belirtti ve “Bu can bu bedende oldukça Liderim Sayın Devlet Bahçeli’nin ve davamın emrinde olacağım" diye ekledi.
Görevden alınmasına dair iddialar
Ateş’in beklenmedik istifasının ardından kimi iddialar gündeme geldi.
İlk iddiaya göre Ateş’in görevden alınmasının nedeni, gerici yazar ve gazeteci Yavuz Bahadıroğlu’na yönelik açıklamalarıydı.
TRT 1'de yayınlanan "Ya İstiklal Ya Ölüm" isimli diziyi hedef alan Bahadıroğlu, söz konusu dizinin benzer dönemlerde yayınlanan Osmanlı Devleti'ne dair dizilere karşı Kemalistlerin rövanşı olduğunu iddia etmişti. Dizinin Mustafa Kemal Atatürk'ü övmek için yapıldığını öne süren Bahadıroğlu, "TRT'ye bu dizi kimler tarafından dayatıldı bilmiyorum ama hesabı iktidardan sorulur" demişti.
Ateş ise sosyal medya üzerinden “FETÖ’nün alternatif tarih tezlerinin savunucusu olan Yavuz Bahadıroğlu, hiçbir zaman Türk tarihini bütün olarak görmemiş ve romanlarında genç zihinlere gizli nifak tohumları ekmeyi vazife bilmiş bir yazar müsveddesidir. Bir ticani kalıntısı olan Bahadıroğlu’nu memnun edebilmek için Türk tarihinin önemli bir bölümünü yok sayacak değiliz” açıklamasında bulunmuştu.
Ateş’in söz konusu açıklamasından yalnızca 4 gün sonra istifa etmesi, kimi iddiaları gündeme getirdi. İddiaya göre, Sinan Ateş’in bu tepkisi üzerine Bahadıroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın isimlere ulaşıp Ateş ve ülkücüler tarafından tehdit edildiğini söyledi. AKP kanadının bu şikayeti Bahçeli’ye ilettiği, Bahçeli’nin de Sinan Ateş’i görevden aldığı öne sürüldü.
'Bahçeli hastaneden çıkamazsa ne olur?'
Ateş’in görevden alınmasına dair bir diğer iddianın ise iki farklı versiyonu bulunuyor.
Devlet Bahçeli’nin sağlık sorunu nedeniyle hastaneye kaldırıldığı süreçte dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, iddiaya göre bir ortamda “Bahçeli’ye bir şey olursa kim genel başkan olacak” sorusunu ortaya atıyor. Ve bu sorusunun Bahçeli’ye iletilmesi neticesinde Ateş görevden alınıyor.
Söz konusu iddianın diğer versiyonunda ise Bahçeli’nin hastaneye kaldırıldığı dönemde bu sefer Ateş’e "Bahçeli hastaneden çıkamazsa ne olur?" sorusu yöneltiliyor. Ateş’in verdiği "Başbuğ Türkeş öldü. Yerine Bahçeli seçildi. Emr-i hak vaki olursa yerine başka bir ülkücü seçilir. Unutmayın ki Fatih, İstanbul'’u fethettiğinde 21 yaşındaydı" cevabının Bahçeli’ye iletilmesi, Ateş’in görevden olmasına neden oluyor.
Ekibin tasfiyesi mi?
Son iddia da Ateş’in, Bahçeli’den sonra MHP Genel Başkanı olmayı hedefleyen MHP Milletvekili İzzet Ulvi Yönter ve ekibi tarafından tasfiye edildiği.
Eski MHP’li Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bahse konu iddia hakkında şöyle konuşmuştu:
“İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, bunlar bir ekiptir. Birlikte hareket ederler. Amaçları da İzzet Ulvi Yönter'in Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanlığına taşınmasıdır. Bunun için bu ekip şu ana kadar ülkücü hareket üzerinde, MHP üzerinde etkili olabilecek bütün eski ülkü ocakları genel başkanlarını sırası ile partiden tasfiye etmiştir. Sinan Ateş, bu ekiple birlikte hareket etmediği için bu ekip tarafından hedef alındı. Neticede görevden alındı. Görevden alındıktan sonra da bu arkadaşla ilgili her zaman yapmış oldukları iftira kampanyasını yapmaya başladılar.”
'FETÖ' iddiaları ve 'FETÖ Komisyonu' başkanlığı
15 Temmuz darbe girişimi sonrası kamu kurumlarından çok sayıda kişi "FETÖ'cü" oldukları iddiasıyla çıkartılırken, bunların arasında kimi MHP’liler de vardı. Bu kişiler yaşadıkları il ve ilçelerde MHP örgütlerine başvurarak, ülkücü olduklarına ilişkin referans buluyor ve MHP il/ilçe teşkilatı ise bu isimleri listeleyerek genel merkeze gönderiyordu.
MHP Genel Merkezi de talepleri karşılamak için Büyükataman başkanlığında komisyon kurdu. Ancak Büyükataman ilgilenemediği için komisyonun başkanlığını Ateş üstlendi. Ateş, iki yıl boyunca başvuruları kabul etti ve generalleri, emniyet müdürlerini, yüksek bürokratları dinledi. Bakanlıklara ve OHAL komisyonlarına listeler yolladı. Ateş’in yazı ve listeleri doğrultusunda çok sayıda kişi işe geri döndü.
Ancak görevden alındıktan sonra siyasete devam etmeye yönelik hazırlıklar içine giren ve çeşitli şehirlerde, çeşitli isimlerle bir araya gelmeye başlayan Ateş hakkında “FETÖ" bağlantılı olduğuna dair iddialar gündeme gelmeye başladı.
Ateş'in sosyal medya üzerinden paylaştığı fotoğraflara ve içeriklere yorum yapan ülkücüler, onu "FETÖ'cülükle" suçlamaya başladı.
Orhun haber: Bir ihanet ateşi...
Ateş'in hedef gösterildiği bu dönemde MHP'ye yakınlığıyla bilinen Orhun Haber, 4 Mart 2022'de bir haber yayımladı. Haberin ismi "Bir ihanet ateşi..."ydi. Ateş haberde açıkça hedef gösterildi.
Haberde, Ateş'in ülkücü camia arasında fitne çıkartan kişilerle yakınlaştığı, toplumun sinir uçlarına dokunan konularda Cumhur İttifakı aleyhinde paylaşımlar yaptığı ve Ankara, Bursa, İstanbul üçgeninde yeni oluşumlar kurmak için çalışmalar gerçekleştirdiği yazdıldı.
Ateş’in Meral Akşener, Atila Kaya, Koray Aydın, Mansur Yavaş, Ümit Özdağ, Yavuz Ağıralioğlu, Sinan Oğan gibi isimlerle birlikte aynı kalemden çıkmışçasına eski MHP'li Sadi Somuncuoğlu'nun ölümüne dair paylaşım yaptığına dikkat çekildi. Söz konusu durum da haberde "Milliyetçi Ülkücü Hareketin net tavır aldığı Sadi Somuncuoğlu gibi isimlerle ilgili paylaşımlar yapması Ateş hakkındaki iddiaları doğruladı" şeklinde yorumlandı.
Öte yandan "FETÖ" iddiaları bu haberde de yer aldı:
"Sinan Ateş’in İP ve FETÖ bağlantıları sebebiyle Ülkü Ocaklarına girişinin geçtiğimiz yıllarda Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yasaklandığı belirtildi. Ateş’in birçok konuda Milliyetçi - Ülkücü camiaya karşı hasmane tavır sergileyen bir çok kişiyle aynı kanaatleri dile getirmesi Ülkü Ocaklarının tavrının nedenleri arasında gösterildi."
Haberden sonra ilk kan döküldü
Söz konusu haberin yayımlanmasından sadece 11 gün sonra ülkücüler arasında da ilk kan döküldü.
Ateş'in görevden alınmasına karşı çıkan ve ardından Ateş gibi görevden alınan Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel, Mersin'in Toroslar ilçesinde bir banka şubesinden çıktıktan sonra 11 kişinin saldırısına uğradı. Saldıranlar ise ülkücülerdi.
Saldıranlar, Ünel’i dövüp videoya almaya çalışırken Ünel de ruhsatsız silahıyla ateş açtı. Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgüllü'nün korumalığını yapan Emrullah Kaplan, Ünel'in silahından çıkan kurşunlarla öldü.
Mersin Ülkü Ocakları tarafından yapılan paylaşımda, bıçaklı bir saldırı olmadığı ileri sürülerek, "Kavganın ardından uzaklaşan kişiye arkasından ateş ederek, sırtından vurup öldüren kişinin eski ocak başkanı olması eline bulaşan ülkücü kanını temizlemeyecektir" denildi.
Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ise "Bu alçak saldırıyı azmettirip destek olan tüm odaklardan hukuki süreci de yakından takip ederek, her türlü hesabı soracağız" dedi. Tüm Ülkü Ocakları'nda Kaplan için Kuran okutuldu.
Özdağ olaylardan sonra yaşananları şöyle anlattı:
"Efendi Barutçu, MHP'nin önemli eski isimlerindendir ve hala MHP üyesidir Efendi Barutçu. Sinan Ateş'in de ağabeyi. Küçüklüğünden beri beraberler. Mersin'de Sinan'a çok yakın eski Mersin Ülkü Ocakları başkanına bir saldırı düzenlettiler. Ailesinin yanında bankadan para çekerken 3 kişi saldırıyorlar. O da çekiyor birisini yaralıyor, birisini öldürüyor. Bu olay olunca bir kanlı çatışmaya dönüşeceğini herkes gördü. Efendi Barutçu, mektup yazdı Devlet Bahçeli'ye ve dedi ki, 'Olcay Kılavuz'la Sinan'ı bir araya getirin. Çünkü bu iş artık kanlı bir hesaplaşmaya doğru gidiyor'. Rahmetli Sinan Ateş de, 'Benim kalemimi kırmışlar ama Devlet Bey benim öldürülmeme izin vermez' diyor yakın bir arkadaşına."
'Davamızın aksaçlılarıyla' fotoğrafı
Ateş, Mersin'de yaşananların ardından MHP'liler tarafından daha fazla hedef gösterilmeye başlandı, ancak Ateş ülkücü camia içerisinde yeni ilişkiler kurmaya ve görüşmlerine devam etti.
Ateş, 29 Ocak 2022 tarihinde sosyal medya üzerinden bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta İYİP'in kuruluş sürecinde yer alan Mahmut Korkmaz ve İbrahim Sungur vardı. Ateş fotoğrafı, "Ülkücüyüm demenin zor olduğu günlerde ülkücülük davası uğruna mücadele veren davamızın aksaçlılarıyla" notuyla paylaşmıştı.
Ateş’in görüştüğü kişilerin 12 Eylül’de ülkücü hareket içinde önemli isimleri olduğu ve Ateş’in verdiği fotoğrafın da gelecekte atmayı planladığı adımlar için onu güçlendireceğine dair yorumlar yapıldı. Öte yandan MHP'liler fotoğrafı tepkiyle karşıladı.
5 kurşun
Ateş, fotoğraftan bir gün sonra cuma namazı çıkışında Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik ile Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı Kızılırmak Mahallesi'nde yürürken silahlı saldırıya uğradı.
1456. Sokak'ta tetkçi Eray Özyağcı'nın silahından çıkan 1 kurşun Bozkurt'a, 5'i ise Ateş'e isabet etti. Ateş ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede öldü.
30 Ocak 2022'de gerçekleşen Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması 1 Temmuz’da görülecek.