Biden'la Trump canlı yayında kozlarını paylaştı: Ukrayna'dan İsrail'e kritik atışmalar

ABD'nin başkan adayları Trump'la Biden ilk kez canlı yayında karşı karşıya geldi. Biden'ın bocaladığı anlar içeriğin önüne geçse de, ikili iç ve dış meselelerde kritik başlıklarda atıştı.

Dış Haberler

ABD'nin başkan adayları Joe Biden ve Donald Trump, seçim yarışı kapsamında yapılan ilk canlı yayın tartışmasında karşı karşıya geldi.

Georgia eyaletinin Atlanta kentindeki CNN stüdyosunda yapılan canlı yayında Biden'ın sahneye adım attığı andan itibaren mırıldanarak sendelemesi, ilk sözü aldığında birkaç noktada görüşlerini dile getirmekte zorlanması ve kelimeleri seçerken bocalaması tartışmanın içeriğinin önüne geçti.

CNN'den Dana Bash ve Jake Tapper'ın moderatörlüğünde yapılan tartışmada Biden'ın Trump karşısında zorlanması, ABD kamuoyunda eleştirilere neden olurken, Demokrat Parti'nin adayını değiştirmesi yönünde birtakım çağrılar dahi yapıldı. Ancak Demokrat Partili yetkililer, buna karşılık Biden'ın adaylığı konusundaki kararlılıklarını dile getirdi.

Demokrat Partili Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, "Tek bir performans yüzünden sırtınızı dönmezsiniz. Bunu hangi parti yapar? Bu başkan görevini yerine getirdi. Şu anda biz de onun için görevimizi yerine getirmeliyiz" dedi.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris de, Biden'ın tartışma esnasındaki zayıflıklarını kabul etse de, başkanın nihayetinde iyi bir performans ortaya koyduğunu öne sürdü. CNN'e röportaj veren Harris, "Evet, başlangıç yavaştı, ama güçlü bir bitiş oldu" dedi.

ABD kamuoyunda bugün Biden'ın kötü performansı tartışılsa da, iki aday programda iç ve dış siyasette çok kritik meseleleri ele aldı.

Covid-19, ekonomi ve kürtaj tartışmaları

Gecenin ilk sorusunu yanıtlayan Biden, Trump'ın Covid-19 pandemisi sırasındaki yönetimini eleştirerek sert bir çıkış yapmış oldu.

Trump'ın Covid-19 önlemlerine direnmesini tiye alan Biden, Trump'ın hastalığa karşı yöntem olarak, "Koluna biraz çamaşır suyu enjekte et, iyi olacaksın" demesiyle dalga geçti.

Trump'sa buna karşılık Biden'ın ekonomi politikalarını hedef aldı. Kendi dönemindeki ülke ekonomisini öven Trump, açılış konuşmasında, "Ülkemizin tarihindeki en büyük ekonomiye sahiptik. Hiç bu kadar iyi olmamıştık. Herkes buna hayran kalmıştı. Diğer ülkeler bizi kopyalıyordu" dedi.

Biden'sa buna karşılık, "Serbest düşüşte olan bir ekonomimiz vardı. O ayrıldığında, her şey kaos içindeydi. Bu yüzden her şeyi tekrar toparladık" diye konuştu.

Biden ayrıca kürtaj erişimi konusunda Trump'ın çeşitli yalanlar ortaya attığını vurgularken, Trump, Biden ve diğer Demokratların "dokuzuncu ayda bebeği rahimden koparmaya istekli" olduğunu öne sürdü. Trump'ın iddiasına tepki gösteren Biden, "Yalan söylüyorsun. Bu kesinlikle doğru değil Biz geç dönem kürtajdan yana değiliz, nokta. Nokta" diye karşılık verdi.

Trump: Biden olmasaydı Putin Ukrayna'yı işgal etmezdi

Biden ve Trump, Rusya-Ukrayna savaşı, ABD'nin Kiev'e yaptığı yardımın kapsamı ve Washington'un NATO'ya katkıları konusundaki pozisyonu konusunda sert bir şekilde çatıştılar.

Biden Washington'un Ukrayna'ya dönük askeri ve mali yardımları savunurken, ABD'yi savaş sırasında Kiev'e uluslararası desteği toplamada küresel bir birleştirici olarak tanımladı. Biden, "Ukrayna'yı desteklemek için Japonya ve Güney Kore dahil olmak üzere dünya çapında 50 ülke daha var" dedi.

Trump'sa, Biden'ın Ukrayna'yı işgal etme konusunda "Rusya'yı teşvik ettiğini" ima ederek, Rusya'nın askeri harekatını Biden yönetiminin Mayıs 2021'de Afganistan'dan kaotik bir şekilde çekilmesinin bir sonucu olduğunu öne sürdü. Trump, "Biden Afganistan konusunda o kadar kötüydü ki, çok korkunç bir utançtı. Gerçek bir başkanımız olsaydı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından saygı duyulan bir başkanımız olsaydı, asla Ukrayna'yı işgal etmezdi" diye ekledi.

İkinci bir dönem için seçilmesi durumunda, göreve başlamadan Rusya'yla Ukrayna arasındaki savaşı "çözme" taahhüdü veren Trump, NATO'ya karşı çıkarak, Rusya'nın savunma harcama hedeflerine ulaşamayan NATO üyelerine dönük "istediğini yapması" yönündeki tehditlerine devam etti. Trump, NATO için, "Herkesin faturalarını biz ödüyoruz" dedi.

Trump, ayrıca Biden yönetiminin tutumunun ABD'yi başka bir savaşa iteceğini ilan ederek, "Biz Üçüncü Dünya Savaşı'na kimsenin hayal edemeyeceği kadar yakınız ve bizi oraya sürükleyecek" dedi.

Biden'sa Trump'ın bu sözlerine, "Üçüncü Dünya Savaşı mı istiyorsunuz? Trump kazansın ve Putin'e NATO'ya ne yapmak istiyorsa onu yapmasını söylesin" diye karşılık verdi.

Trump'ın İsrail'e keskin desteği dikkat çekti

Her iki aday da Gazze'deki savaş konusunda İsrail'e farklı derecelerde ve farklı şekillerde tam destek verdi.

Biden, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun İsrail'le Hamas arasındaki çatışmayı çözme planını desteklediğini söyleyerek, Netanyahu'nun Washington'ın İsrail'i yeterince desteklemediği yönündeki suçlamasını reddetti. Biden, İsrail'e reddettiği tek silahın "nüfuslu bölgelerde pek işe yaramayan" ve "çok sayıda insanı öldüren" 2 bin poundluk bombalar olduğunu ifade etti.

"Savaşın devam etmesini isteyen yalnızca Hamas" diyen Biden, örgütün "büyük ölçüde zayıflatıldığını" ve "ortadan kaldırılması gerektiğini" ileri sürdü. Biden, bununla birlikte İsrail'in "nüfuslu bölgelerde dikkatli olması" yönünde uyarı yaptı.

Biden'ın bu açıklamalarının ardından söz alan Trump'ın İsrail'e olan daha sivri bir şekilde destek vermesi dikkat çekti. 

İsrail'in aslında savaşa devam etmek istediğini belirten Trump, "Onlara işi bitirmeleri için izin vermeliyiz" ifadelerini kullandı. Trump, ayrıca Biden'ın İsrail'e olan desteğinin sessiz ve yetersiz olduğunu iddia ederek, kendisini "Bir Filistinli gibi oldu" diye suçladı.

Beyaz Saray'da olması durumunda Putin'in Ukrayna'yı işgal etmeyeceği yönündeki önceki iddiasını yineleyen Trump, savaşın başladığı dönemde başkan olması durumunda Hamas'ın İsrail'e saldırmayacağını da ileri sürdü.

Moderatör Dana Bash'in Filistin devletinin kurulmasını destekleyip desteklemeyeceği sorusuna ise Trump, sadece "Bakacağız" yanıtı vermekle yetindi.

ABD'nin 'küresel imajı'na dair atışmalar

Her iki aday da ABD'nin dünyadaki itibarının azaldığı yönündeki algıları nedeniyle birbirlerini eleştirdi.

Trump, Biden'a ABD'nin Afganistan'dan kaotik bir şekilde çekilmesi konusunda defalarca yüklendi ve bundan "ülke tarihindeki en utanç verici gün" olarak bahsetti. Trump, Biden'ın buradaki hamlelerine "Afganistan korku filmi" adını verdi.

Trump, Biden için "Bu adamın liderliğinde ABD'nin itibarı korkunç bir hale geldi" dedi.

Trump'ı NATO'dan çekilmek istemekle suçlayan Biden'sa, Trump'ın Virginia'daki aşırı sağcı göstericilere ve hatta Adolf Hitler'e daha önce verdiği desteğin ABD'nin küresel itibarını zedelediğini savundu. Biden, Trump için "Bu adamın Amerikan demokrasisi hakkında hiçbir fikri yok" ifadelerini kullandı.

Biden daha sonra Trump'ın ABD'nin küresel imajı hakkındaki olumsuz sözlerini sert bir şekilde eleştirdi. Biden, "Bir şekilde başarısız bir ülke olduğumuza dair fikri daha önce hiçbir başkandan duymadım. Dünyanın bizi kıskandığı bir noktadayız" diye konuştu.

Trump'sa bu sözlere, "Joe, sen ve ben burada oturup bu tartışmaya çok zaman harcarken ülkemiz yok ediliyor" yanıtını verdi.

Çin konusuna neredeyse hiç girilmedi

İkilinin Ukrayna, Gazze ve NATO başlıklarına nazaran Çin'den daha az bahsetmesi dikkat çekti.

Trump, Çin meselesinden yalnızca opioid kriziyle ilgili bir soruya beklenmedik bir yanıt vererek söz etti. Trump bu soruya yanıt olarak, Biden için "Bu adam döneminde Çin ile en büyük açığımız var. Çin tarafından maaş alıyor, o bir Mançurya adayı. Çin'den para alıyor" dedi. Trump ayrıca Biden'ın kendisinin Çin'e uyguladığı tarifeleri kaldırmadığını, çünkü bu tarifelerin ülkeye "çok fazla para" kazandırdığını savundu.

Biden'sa, ABD'nin Çin ile ikili ticaret açığını 2010'dan bu yana en düşük seviyeye getirme başarısını örnek göstererek,Trump'a  "Çin konusunda hiçbir ilerleme kaydetmediniz" diye karşılık verdi.

İki adayın Çin hakkında çok fazla konuşmaması, Çin politikası konusunda Trump ve Biden'ın diğer dış politika konularında olduğundan daha yakın yaklaşım göstermelerinin bir sonucu olarak değerlendirildi. Biden, Trump döneminde başlayan Çin'e karşı sert tavrını sürdürdü ve hatta bazı durumlarda daha da artırdı. Trump'ın Çin ithalatlarına uyguladığı tarifelerin çoğunu devam ettiren Biden, özellikle yarı iletkenler ve elektrikli araçlar üzerindeki kısıtlamaları artırdı.

Göçmenler konusunda alevli tartışma

Tartışmanın en alevlendiği bölümlerden biri, Trump ve Biden'ın ABD göç politikası konusundaki atışması oldu.

Biden'ın politikalarına saldıran Trump, Biden'ı ABD'nin güney sınırındaki göçmen akınını durduramamakla suçlayarak, kayıtsız göçmenlerin ülkeyi suçların "fare yuvasına" dönüştürdüğünü iddia etti. Trump, "ABD şimdi kelimenin tam anlamıyla medeniyetsiz bir ülke ve insanlar gelip vatandaşlarımızı öldürüyor" ifadelerini kullandı.

Trump, Biden'a dönerek "Ona, milyonlarca insanın hapishanelerden, cezaevlerinden ve akıl hastanelerinden ülkemize gelip ülkemizi mahvetmesine neden izin verdiğini sormak isterim" dedi.

Buna karşılık, Trump'ın göç politikasının bıraktığı mirasa sert tepki gösteren Biden, eski başkanın aile ayırma politikası kapsamında bebekleri annelerinden ayırıp kafeslere koyduğunu hatırlattı. Trump yönetiminin bu politika kapsamında yaklaşık 2 bin 600 çocuğu ebeveynlerinden ayırdığını anımsatan Biden, kendi yönetiminin göç konusunda "iki partili bir anlaşmaya varmak için çok çalıştığını" sözlerine ekledi.

Biden, "Yasayı değiştirdiğimden beri yaptığım şey... Bunu, şimdi sınırı yasadışı yollardan geçen insanların yüzde 40 daha az olduğu bir durumda olmanızı sağlayacak şekilde değiştirdim. Bu, Trump'ın görevden ayrıldığı zamandan daha iyi" diye konuştu.

Trump'ın başkanlık dönemi, bazıları bugün Biden yönetimi altında hâlâ yürürlükte olan, katı ve tartışmalı göç politikalarıyla hatırlanıyor.