En büyük sanayi şirketleri açıklandı: İşçi düşmanı patronlar yine zirvede

Ülkenin en büyük 500 sanayi patronu belli oldu. Emek düşmanı politikalarla iktidara sırtını yaslayıp kârlarını katlayan patronların varlıkları arttı.

Haber Merkezi

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından yapılan 'Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması'nın 2023 yılı sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, üretimden satışlarda en büyük kuruluş, 484 milyar liralık satışla Tüpraş oldu. 

Tüpraş'ı, 238 milyar liralık satışla Ford Otomotiv ve 227 milyar liralık satışla Star Rafineri takip etti.

En büyük 500 sanayi şirketinin üretimden satışları 2023'te yıllık 42,1'lik artışla 6 trilyonu aştı. Bu oran enflasyondan arındırıldığında net satışlar reel olarak yüzde 13,8 geriledi. 2023’te 500 şirketin faaliyet kârı yüzde 39,7 oranında artarak 671 milyar liradan 937 milyar liraya çıktı. 500 şirketin aktif toplamıysa yüzde 126 artarak 3,9 trilyon liradan 8,8 trilyon liraya yükseldi.

Kamuya alımı garanti edilen TOGG da listeye 42. sıradan giriş yaptı. TOGG fabrikasının inşaatında çalışan işçiler geçtiğimiz aylarda maaşlarını alamadıkları için eylem yapmıştı.

Patlamanın yaşandığı fabrika 43 basamak birden atlamış

Türkiye Varlık Fonu yöneticisi Fuat Tosyalı'nın sahibi olduğu Tosyalı Holding’e bağlı 5 şirket de listeye girdi. Bunlardan Tosyalı Demir Çelik A.Ş. 100. sıradan 57. sıraya yükseldi. Kârlarını katlayan şirket, 2022 yılında da 29 sıra birden atlayıp 100. sıraya yükselmişti. Şirketin üretimden net satış miktarı da 2022'de 8 milyar 470 milyon 720 bin 513 lirayken 2023'te 19 milyar 795 milyon 166 bin lira oldu.

Hatay'ın İskenderun ilçesinde faaliyet gösteren Tosyalı Demir Çelik Fabrikası Kasım 2023'te yaşanan patlama ve iş cinayetleriyle gündem olmuştu. Tosyalı Holding’in başvurusu üzerine soL'un haberleri de dahil konuya ilişkin neredeyse tüm haberlere erişim engeli getirilmişti.

İşçilerin direndiği Lezita da listede ön sıralarda

İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde bulunan Abalıoğlu Grup'a ait piliç üreticisi Lezita da listede yükselenler arasında. 

90'ıncı sıradan 78'inci sıraya yükselen Lezita'nın üretimden net satış miktarı 16 milyar 422 milyon 88 bin 519 lira oldu. 4 şirketle listeye giren Abalıoğlu Grup'a ait 3 şirket birden basamak atladı.

Gıda tekeli Lezita’nın emek düşmanı sicilini ve Abalıoğlu Grubu'nun devlet eliyle yükselişinin öyküsünü soL yazmıştı. Lezita'daki hak gasplarıyla, işçilere yönelik insanlık dışı saldırılarla gündemden düşmeyen şirket 1940'lı yıllardaki kuruluşundan itibaren karmaşık siyasi ilişkilerin parçası.

İşçilerse Lezita'da 2021 yılından beri Öz Gıda İş Sendikası'nda örgütlenme mücadelesi veriyor. Sendikanın yetki aldığı Aralık 2023'ten bu yana fabrikada sendikal örgütlenme yapan işçiler işten çıkarılmaya devam ederken, direniş de sürüyor.

Lezita işçileri

İşçiler günlerce eylem yapmıştı: Eti Alüminyum 209. sırada

Konya Seydişehir Eti Alüminyum'da düşük maaş zammına karşı işçiler fabrika önünde Şubat ayında eylem başlatmış, patronun yüzde 56'lık zam önerisini kabul etmeyerek "Sadaka değil, hakkımızı isteriz" sloganıyla yönetimi istifaya çağırmıştı. Ardından direnişçi işçiler işten çıkarılmıştı.

2005'te özelleştirilip Cengiz Holding'e peşkeş çekilen Eti Alüminyum en büyük 209’uncu şirket oldu. Şirketin üretimden net satış kârı 6 milyar 864 milyon 642 bin 554 lira olarak açıklandı.

Tüpraş nasıl ilk sırada?

Listenin ilk sırası Tüpraş'ın da emek düşmanı sicili kabarık. Şirket hak gaspı ve iş cinayetleriyle sürekli gündemde.

Peki Tüpraş nasıl ilk sırada?

Tüpraş özelleştirmesi kamu açısından büyük bir gelir kaybı anlamına geliyor. Ancak halka maliyeti Tüpraş’ın finansal göstergelerine dayalı hesaplanabilecek gelir kaybından ibaret değil. Rafineri ürünlerinin ekonominin bütününe doğrudan ve dolaylı etkileri dikkate alındığında, ulaşım maliyetleri, tarım ve gıda fiyatları gibi, çok daha büyük bir kayıp söz konusu. Ki artık İSO 500 listesinde 3. sırada olan Star Rafineri ve akaryakıt sektörünün tamamını, petrokimya başta olmak üzere bağlantılı sektörleri de bu hesaba dahil etmek gerekiyor.

2019 yılında üretimden satışları 88 milyar liraya (15,5 milyar dolar) ulaşan Tüpraş’ın hisselerinin yüzde 51’i 2006 yılında 4,14 milyar dolara Koç-Shell ortaklığına devredildi. Koç Holding daha sonra Shell’in hisselerini de devraldı. Tüpraş’ın 2005 yılı cirosu 10,9 milyar dolar, FAVÖK’ü (faiz, amortisman, vergi öncesi kâr) 650 milyon dolardı. 2006-2019 dönemini kapsayan 14 yılda Tüpraş’ın ciro toplamı 246 milyar dolar, vergi öncesi kârlarının toplamı da 12,4 milyar dolar oldu.

En sıradan şirket için bile tartışmalı bir hesaplama olan “İndirgenmiş Nakit Akımı” yöntemine göre 2005 ya da 2019 FAVÖK’ünü (690 milyon dolar civarında) baz alarak yapılacak bir hesaplama Tüpraş’ın yüzde 51’i için 6-7 milyar dolar civarında bir “değer” bulmayı mümkün kılıyor. Bu aralığın çok altına satılmış olması bir yana, söz konusu değerleme hesabının varsayımlarının Tüpraş gibi stratejik rolü çok yüksek ve Türkiye ekonomisi için dev ölçekte bir kuruluşa uygulanması sınıfsal ve siyasi bakış bir yana tamamen “teknik” bir bakış açısından bile bir literatür oluşturacak kadar farklı yaklaşımı kaldırır. Ki özelleştirme bedeli dikkate alındığında baz oluşturan “muhammen bedelin” çok daha düşük olduğu, dönemin tüm özelleştirmeleri gibi, Unakıtan, Babacanlar perspektifinden bir an önce satılsın dışında hiçbir kaygının taşınmadığı çok açık.

Koç Grubu muazzam kazandı

Koç grubunun 2005 yılında 1 milyar dolar civarında olan konsolide kârı, 2006-2019 döneminde ortalama 3 milyar dolara ulaştı. Ortalama kârdaki 2 milyar dolarlık artışın yaklaşık yarısının Tüpraş’tan kaynaklandığı hesaplanıyor. Otomotivde Ford ve Tofaş, finans sektöründe Yapı Kredi Bankası ile birlikte düşünüldüğünde otomotiv-akaryakıt-finans üçgeninin kurulmuş olması gruba ek bir dizi kazanç sağladı. Rafineri sektörünün önemli bir bölgesel petrol tedarikçisi haline gelmeyi sağlaması da ek bir avantaj oldu.

Halk ne kaybetti?

Tüpraş özelleştirmesi sonrası, akaryakıtta ithalat bağımlılığı arttı. Koç Grubu, sadece ürün kompozisyonu içinde dizel ve benzinin ağırlığını artıran yatırımlar yaptı, toplam kapasiteyi artırmadı. Aradan geçen zamanda akaryakıt tüketimi ve dolayısıyla ithal edilen miktar arttı. (2018 yılında üretime başlayan Star Rafineri ile birlikte akaryakıt ithalatının bir miktar gerilemesi söz konusu olsa da, bu yatırım yabancı sermayeye, Azerbaycan devlet şirketi SOCAR’a ait.) Tüpraş üzerinden kamu yararına kullanılabilecek yıllık 1 milyar dolar civarı net gelirden ve yaklaşık 10 milyar dolarlık nakit yönetiminden vazgeçildi. Petrol fiyatı oynaklıklarının kamu lehine fiyatlara yansıtılması olanağı ortadan kalktı. Fiyat ayarlamaları, halk yararını gözeterek değil özel sektör kârı odaklı yapıldı. Rafineri kapasitesinin artırılması yerine ithalatın artması cari açığı tetikleyen faktörlerden oldu.

Doğrudan etkiler dışında, hem Tüpraş özelleştirmesi hem de bir bütün olarak enerji sektörünün özel sektöre açılması, en önemli girdilerden biri olan enerji maliyetlerinin artması ve dolayısıyla genel fiyat düzeyinin artması anlamına geldi. Finansman maliyetleri, sübvansiyon ve teşvikler de dahil enerji sektörü özelleştirmelerinin toplam maliyetini hesaplayan bir çalışma bulunmamakla birlikte emekçilerden sermayeye değer aktarımında son 20 yılın en büyük operasyonu olduğu düşünülebilir.