MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "hesaplaşma günü" ilan ettiği Sinan Ateş cinayeti davasının ilk duruşmasına sayılı günler kaldı. 1 Temmuz'da görülecek duruşma öncesinde siyaset ve yargı cephesinde atılan hamleler sıklaştı; tehditler, hakaretler arttı.
MHP'nin yayın organı Türkgün Gazetesi, Sinan Ateş cinayetine ilişkin haberleri nedeniyle dört gazeteciyi hedef gösterdi. Dört gazetecinin fotoğrafı ilgisiz bir haber bahane edilerek, manşetten verildi.
Bu haberde önce HalkTV'nin seyircileriyle paylaştığı mesaj aktarıldı. Mesajda izleyiciler kanalın adını kullanan dolandırıcılara karşı uyarılıyordu. Bu mesajla kastedilen daha önce HalkTV ekranlarında yapılan kitap satış kampanyalarının başka kurumlarca hâlâ HalkTV adına yapılıyor olmasıydı.
Haber bahane, hedef cinayeti araştıran gazeteciler
Türkgün, bu uyarı spotunun özel bir anlam taşıdığını savunarak "Maksatları ne? Perde arkasında ne var?" sorularını yöneltti.
Haberi hazırlayan Kadir Yılmaz'a göre, sık sık dolandırıcıları ifşa eden gazetecilerin çalıştıkları kanal adına dolandırıcılık yapanları bulamamaları aslında bugüne kadar anlattıkları haberlerin doğru olmadığını gösteriyordu.
Gazete bu akıl yürütmeye dayanarak, konuyla tamamen alakasız şekilde Murat Ağırel, Timur Soykan, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın fotoğraflarını da haberin içine yerleştirdi.
Türkgün'ün niyeti ilerleyen satırlarda anlaşıldı:
"Halk TV’nin dedikodu haberlerine imza atan ve gizli hafiyecilik oynayan Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Timur Soykan, Barış Terkoğlu gibi isimler Sinan Ateş cinayetini istismar etmekten ve magazinleştirmekten geri durmadılar. (...) Vakitlerinin önemli bir bölümünü MHP düşmanlığına harcayan bu şahıslar cinayet üzerinde tango yapmayı daha ne kadar sürdürecekler?"
Terkoğlu ifşa etti: Yılan yarın sizi de sokar
Hedef gösterilen gazetecilerden tepki gecikmedi.
"Tetikçiye değil, sahiplerine" seslenen Barış Terkoğlu, "Elinizde tuttuğunuz yılan yarın sizi de sokar" uyarısında bulundu.
Türkgün'deki haberi kaleme alan Kadir Yıldız'ın siciline dikkat çeken Terkoğlu, Yıldız'ın 12 yıl önce dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın tutuklanması için paylaştığı mesajları hatırlattı:
Aşağıya kısa bir fotoğraf dizisi bırakıyorum. Şubat 2012’de biz Zekeriya Öz’ün iddianamesiyle hapisteyken Türkgün’deki şahsın paylaşımları.
Hatırlayın, bizi tutuklayan savcılar o gün MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırmıştı.
Bakın şahıs ne yazmış: “Erdoğan karakutusu Hakan Fidan’ı savcıya kaptırmak istemiyor”, “Erdoğan başladığı yere, demir parmaklıklar ardına gidecek”.
Uzatmayayım… Bugün bizi tehdit eden üç hilalli torbacı, Sinan Ateş’i katleden suç örgütünün tetikçisi; dün Hakan Fidan’ı, Erdoğan’ı, Fethullahçı abileriyle birlikte hapse atmakla tehdit ediyordu.
Tetikçiyi değil, sahiplerini uyarıyorum: Elinizde tuttuğunuz yılan yarın sizi de sokar."
Devletin parasıyla gazetecileri adım adım izlemişler
Kadir Yıldız'ın Fethullah Gülen cemaatiyle bağlantısına işaret eden Terkoğlu, "Bugün beni tehdit eden kişi bundan 12 sene önce de kime efendim diyorsa, kime abi diyorsa, kimin 'ışık evleri'nden, teşkilat yetişmişse onların tetikçiliğiyle bugün ülkenin Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ı tutuklayacağız diyordu" ifadelerini kullandı.
Gazetecileri hedef gösteren haberde yer verilen "Vakitlerinin önemli bir bölümünü MHP düşmanlığına harcayan bu şahıslar cinayet üzerinde tango yapmayı daha ne kadar sürdürecekler" ifadesi dikkat çekmişti.
"Tango" ifadesiyle kastedilenin kendisinin olduğunu kaydeden Barış Terkoğlu, "Ben Tango yapıyorum, sizin gibi torbacılarla dolaşmıyorum. Siz beni takip ediyormuşsunuz bunu anladım. Takip etmeye devam edin" dedi.
Murat Ağırel de Türkgün'deki "Halk TV’nin magazin hafiyeleri bir cinayet kampanyasından sağladıkları gelirle nerede tatil yapmayı ve hangi eğlence mekanlarında sabahlamayı planlıyorlar" ifadelerinin, yakın tarihlerde yaptığı tatile bir gönderme olduğunu söyledi.
Kamu kaynaklarının Basın İlan Kurumu aracılığıyla Türkgün'e aktığını hatırlatan Terkoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Seni takip ediyoruz diyenler devletten, kamu kurumlarından en yüksek reklamı alan gazete. Bunu devletin parasıyla yapıyorlar. Kimse benim paramla beni tehdit edemez."
'Mersin'deki kokain tacirlerini ortaya çıkardığımız için öfkeliler'
Daha önce evinin önünde sürekli birilerinin beklediğini ve tehdit edildiğini söyleyen Murat Ağırel, sosyal medya hesabından şunları yazdı:
"İddianame ve eklerinde bulunan somut gerçekler nedeni ile çok incinmişler. Hatta Mersin’deki kokain tacirlerini ortaya çıkardığımız için öyle incinmişler ki metin arasında öfkelerini de belirtmişler!
(...) Vesikalık fotoğraflarımızı değil boy boy fotoğraflarımızı paylaşın. Çünkü biz bu cinayeti, cinayeti planlayanları, cinayete destek verenleri yani kanunsuzları, kanunlara uyanlar adına ifşa edeceğiz."
'Torbacıya mı vurdurtacaksınız, sokakta saldırı mı düzenleyeceksiniz?'
Barış Pehlivan, İçişleri ve Adalet Bakanını etiketlediği paylaşımında şu soruları yöneltti:
"Bu doğru mu? Gazetecileri de bir torbacıya mı vurdurtacaksınız yoksa sokakta saldırı mı düzenleyeceksiniz? Güvenliğimizden ve adaletten sorumlu Bakanlar Ali Yerlikaya ile Yılmaz Tunç bu tehditlere daha ne kadar sessiz kalacak?"
"Gerçekten güçlü kimse yok" mesajını paylaşan Timur Soykan, tehditlerle cinayetin üzerinin örtülmek istediğini söyledi. Soykan gazetecilik faaliyetlerini sürdüreceklerinin altını çizdi.
TGC: Hedef gösterenleri sorumlu tutacağız
Takip edilen ve hedef gösterilen gazeteciler için çok sayıda dayanışma mesajı paylaşıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yaptığı açıklamayla haberi kaleme alan Kadir Yıldız'ı kınadı.
Açıklamada şu görüşler yer aldı:
“Gazetecilerin görevi siyasi cinayetleri, olayların arkasındaki kirli ilişkileri aydınlatmak ve kamuoyunu bilgilendirmektir. Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Timur Soykan ve Barış Terkoğlu başta olmak üzere evrensel gazetecilik ilkeleri ile mesleğini yapan tüm gazetecilerle dayanışma içindeyiz. Meslektaşlarımızı hedef gösteren Kadir Yıldız’ı kınıyoruz. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göre ‘Gazeteci kamuoyunun doğru bilgilendirilme hakkından sorumludur. Gazeteci bir başka gazeteciye bilinçli ve açık, mesleki zarar vermekten kaçınmalıdır. Bir meslektaşının yayınını engelleyici ve yanıltıcı davranışlarda bulunmamalıdır.’ Meslektaşlarımızın başına gelecek her türlü olumsuzlukta hedef gösterenleri, olaylarda adı geçenleri sorumlu tutacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız."
