Erdoğan ve Özel görüşürken Bahçeli: 'Normalleşme bekleyen malum zihniyetler...'

Erdoğan 18 yıl aranın ardından CHP Genel Merkezi'ne gitti. Görüşmeden hemen önce konuşan Bahçeli'nin "normalleşme" çıkışı dikkat çekti.

Haber Merkezi

Siyasette “yumuşama”, “normalleşme” rüzgarları eserken, bir başka kanatta sert rüzgarlar var.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayla düşündürdü.

Bugün AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la CHP Genel Başkanı Özgür Özel görüştü. Erdoğan 18 yılın ardından CHP Genel Merkezi’ne gitti. “Yumuşama” adımları burada hızla sürerken bir başka gelişme yaşandı.

Öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, uzun süredir Erdoğan ile görüşmek istiyordu, çağrısı karşılık buldu. Geçen hafta olması beklenen görüşme ertelendi. Erdoğan-Ateş henüz tarihi duyurulmasa da görüşecek.

Sinan Ateş cinayeti dosyası oldukça karmaşık bir dosya. MHP’li isimlerin, yöneticilerin de isminin karıştığı davada Bahçeli sessizliğini koruyor. Cinayet soruşturmasının yılan hikayesine dönmesi, iddianamenin çok uzun süre hazırlanmaması, yargı sürecinde yaşanan karmaşalar gibi pek çok detay var.

Ateş-Erdoğan görüşmesinin ilanından sonra Bahçeli grup toplantısında konuya ilişkin sesini yükseltti. Görüşmenin ertelenmesinde ve tarihinin belirlenememesinde bir etkisinin olmadığını söyledi, “normalleşme” göndermesi yaparak tepki koydu. 

Bahçeli tam olarak şunları söyledi:

“Televizyon ekranlarında ya da gazete sayfalarında kulis bilgisi maskesiyle servis edilen dedikoduları, körüklenen spekülasyonları özellikle Cumhurbaşkanımızın yaptığı ikili görüşmelerin çarpıtılmasını hayretle takip ediyoruz. İki kişi arasında geçen bir konuşmanın not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmış gibi takdim edilmesi normalleşme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından başka bir şey değildir. Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesi dinleyebilir bizce hiçbir mahsuru yoktur. Bizim tarafımızda mahsurlu olan taraf saçma sapan iddiaların azgınlaşması, fitnenin kamçılanmasıdır. Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Sadece maşayı değil tutan ve tutturan elleri de görebilmeliyiz. Bugüne kadar onun bunun dolduruşuna gelerek, tahriklerine itibar ederek dava ve siyaset mücadelemizi sürdürmedik. Bunun hilafına bir tavır ve tutum içinde olmamızı da hiç kimse beklememelidir.”

AP seçimlerine gönderme

Açıklamalarına başka dikkat çekici konu başlıklarıyla devam etti Bahçeli. Avrupa Parlamentosu’nda (AP) seçim sonuçlarındaki değişimlere dikkat çekti, oluşan yeni yapının AB-Türkiye ilişkilerine nasıl yansıyacağının önemli olduğunu belirtti. Bahçeli, “Avrupa Parlamentosu’nun bir vicdan, adalet ve insani muhasebe yapması mecburiyettir” dedi. 

Sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin istikrarlı, iyi niyetli ve önyargılardan uzak şekilde ilerlemediği ortadadır. Kaldı ki, Avrupa Parlamentosu’nun son yıllarda Türkiye’ye subjektif bakışı, özellikle terörle mücadeleye sakat yaklaşımı fazla söze yer ve gerek bırakmamaktadır. Uluslararası barış, huzur, istikrar ve güvenliği sağlamakla görevli kurum ve kurullar iflas etmiştir. Geldiğimiz bu aşamada Avrupa Birliği’nin ve yeniden seçimi yapılan Avrupa Parlamentosu’nun bir vicdan, adalet ve insani muhasebe yapması mecburiyettir.”

'Düzensiz göçün beli kırılmalı, Geri Kabul Anlaşması sonlandırılmalıdır'

Bahçeli, ilgi çekici bir çıkış daha yaptı. Geri Kabul Anlaşması’nın sonlandırılması gerektiğini söyledi. AP seçimlerinde göçmen karşıtı politika yürüten sağ partilerin yükselişe geçmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Düzensiz göçün beli kırılmalı, Geri Kabul Anlaşması sonlandırılmalıdır” dedi.

Konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Göç ve sığınmacı akını yalnızca Türkiye’nin değil, çağımızın ve tüm dünyanın en çarpıcı, en yakıcı sorunlarından birisidir. Demografik istiklalimizi, demografik istikbalimizi zedeleyecek tehlikeli akımlara karşıyız; nüfus dengemizi, milli yapımızı, bu coğrafyadaki varlığımızı melezleştirecek insan akınlarının sonuna kadar karşısındayız. Ülkemizde geçici koruma statüsüyle bulunan Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri kademe kademe sağlanmalı, düzensiz göçün beli kırılmalı, Geri Kabul Anlaşması sonlandırılmalıdır. MHP’nin bu mühim konuya bakışı milletimizin bakışıyla bir ve aynıdır. Ayrıca MHP Avrupa Birliği’yle inişli çıkışlı üyelik sürecine kategorik bir reddiye içinde değildir. Ankara’yı Brüksel’in kapı kulu haline getirmeyen bir üyelik statüsüne itirazımız elbette olmaz, olamaz.”