Şili'de neler oluyor?

Unidad Popular'ın iktidara geldiği günlerle başlayıp, Pinochet darbesiyle biten bir çocuk kitabının adı buydu: Şili'de neler oldu? Bugün çok farklı bir küresel politik iklimde, farklı bir yüzyılda Şili'de yine 'bir şeyler oluyor.' Son haftaların kısa bir özeti...

soL - Seren Savacı

Şili’de neredeyse iki haftadır yüksek yaşam maliyeti ve eşitsizliğe karşı protestolar devam ediyor. Halk, Cumhurbaşkanı Sebastián Piñera'nın protestolara verdiği tepkiden öfkeli, başkanı istifaya çağırıyor. Uzun bir neoliberalizm geçmişine sahip bir olan Şili, yoksulluğu özelleştirme politikalarıyla ortadan kaldırabilmiş değil, nüfusun yaklaşık % 36'sının aşırı yoksulluk içinde yaşadığı tahmin ediliyor.

PROTESTOLAR NASIL BAŞLADI VE HALKIN TALEPLERİ NE?

Protestolar, ulaşım ücretlerindeki zamma karşı öğrenci gösterileri olarak başladı. Ekim ayı başlarında, hükümet metro ücretlerine yoğun saatlerde (rush hour) 30 pezo (0.04 $) zam yapılacağını açıklamıştı. Nüfusun % 70'inin asgari ücretinin ayda ancak 700 ABD Doları'na ulaştığı bir ülkede, metro biletine getirilen zam çok tepki çekti. Halkın zamlara tepkisine yanıt veren Ekonomi Bakanı Juan Andres Fontaine, fiyat artışına üzülenlerin daha erken kalkıp daha düşük ücret ödeyebileceklerini açıkladı. Bu sözlerin ardından tepkiler büyüdü. İşçilerin Birleşik Merkezi (CUT) ve yirmiden fazla ulusal çapta örgütün çağrısıyla 48 saatlik genel grev ilan edildi.

Halkın öfkesi, ulaşım maliyetlerinin çok ötesine geçmiş bulunuyor. Şilililer artan yaşam maliyeti, düşük ücretler ve emekli maaşları, eğitim haklarının durumu ve zayıf halk sağlığı sisteminden şikayetçi. Halkın talepleri arasında Piñera'nın istifası, emeklilik sisteminde değişiklik ve asgari ücretin artırılması var.

PİÑERA’NIN TEPKİSİ NE OLDU?

Piñera protestolara cevap olarak olağanüstü hal ilan etti. Kararı, vandallara ve suça karşı kamu düzeni sağlamak istediğini söyleyerek açıkladı. Ancak Cuma günü yapılan ve bir milyondan fazla insanın katıldığı kitlesel protesto sonrasında Piñera, daha olumlu bir yaklaşım sergilemeye karar verdi: “Hepimiz dinliyor ve anlıyoruz” dedi. Bu açıklamadan iki gün sonra olağanüstü hal kaldırıldı ve bir gün sonra, Ekonomi Bakanı ve Piñera’nın kuzeni olan İçişleri Bakanı Andres Protesto da dahil olmak üzere sekiz kabine üyesi görevden alındı. Ayrıca Piñera, asgari ücret ve emekli maaşlarına zamları içeren yeni reformlar önerdi. Hazine Bakanı Ignacio Briones, şirketlerden alınan vergilerin kısılmasına yönelik plandan vazgeçtiklerini açıkladı. Reformlar bazıları tarafından memnuniyetle karşılanırken, önerilerin yeterli olmadığını düşünenler var.

Şili, önümüzdeki ay APEC ticaret zirvesine ve Aralık ayında iklim değişikliği zirvesine ev sahipliği yapacaktı, Piñera Çarşamba günü zirvelerin iptal edildiğini, “düzenin yeniden tesis edilmesine öncelik vermesi gerektiğini” açıkladı.

ŞİLİ KOMÜNİST PARTİSİ'NİN TUTUMU

Hükümet olaylar sırasında muhalefet partileriyle görüşmek için bir davette bulundu. Şili KP, daveti reddetti ve konuyla ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada Şili KP’nin diyalogları engellemek gibi bir niyetinin olmadığı; ancak amaç Şilililerin ezici bir çoğunluğunun taleplerini karşılamak için “Sosyal Adalet için bir Gündem” oluşturmaksa gerekli olanın ülkenin büyük ölçüde Sosyal Birlik Bürosu'nda temsil edilen başlıca örgütleriyle görüşmek olduğu ifade edildi. “Bunu ertelemeye devam etmek, derhal değiştirilmesi gerektiğine inandığımız bir tutumdur” dendi ve talep edilen ortak hedeflerin, vatandaşların katılımını sağlayacak ve Kurucu Meclis'i bağlayıcı yeni bir anayasayı gerektirdiği ifade edildi. “Örgütlerin rolü, talepleri ve önerileri kabul edildiğinde, devletle diyalog içinde olacağımızı ifade ediyoruz.” denildi. Şili Komünist Partisi’nin meclise sunduğu çalışma süresini 40 saate indiren yasa tasarısı mecliste kabul edildi.

Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü (INDH), 1233’ten fazla sivilin yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını, yaralananların en az 688'inin silahlardan kaynaklanan yaraları olduğunu ve en az 20 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Binlerce kişi tutuklandı.

Şili'nin sözde “ekonomik mucizesi”, Pinochet'nin diktatörlüğü sırasında ABD desteğiyle neoliberal politikaların uygulanmasını içeriyordu. Bugün Şili'de bu politikalar, neoliberal politikaların uygulandığı tüm ülkelerde olduğu gibi, sadece bir azınlığa fayda sağlarken, eşitsizliği daha da derinleştirdi. ABD’li iktisatçı Milton Friedman tarafından önerilen neoliberal politikaların deneme tahtası olarak kullanılan ülkede ekonominin ve halkın geldiği durumu anlamak zor değil. Piñera'nın sözleri şimdiye kadar protestocuları tatmin etmede başarısız oldu, birçoğu Piñera istifa edene kadar sokaklarda kalma sözü verdi.