Yıllardır Manisa'da doğaya zarar veren ve yurttaşların sağlığını hiçe sayan maden şirketi, çalışma alanını genişletti. Yaşam hakları için direnişe geçen köylüler, sondaj makinelerini ormana sokmadı.
Yalçın Cuğ
Yaklaşık 10 yıldır Manisa'nın Gördes ilçesinde faaliyet yürüten Zorlu Holding'e ait Meta Nikel Kobalt Madencilik, doğaya saldırmaya devam ediyor.
Gördes ilçesine bağlı Kalemoğlu Köyü'nde yaşayan yurttaşlar, sondaj çalışmalarını genişleten maden şirketine karşı mücadele başlattı.
Köylüler, yaşam alanlarına bütünleşik olan ormanlık sahada başlatılan çalışmaya izin vermedi. Faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan şirketin yetkilileri ise köylüleri tehdit ederek 1 hafta sonra çalışmaya tekrar başlayacaklarını belirtti.
Köylüler bugün "Vahşi madenciliğe karşı Gördes'in ormanlarını, toprağını, havasını, suyunu, yaşamını savunuyoruz" çağrısında bulundukları bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
10 yıllık faaliyet: Zehirlenen doğa ve yok edilen ormanlar
Zorlu Holding'e ait Meta Nikel Kobalt Madencilik isimli şirketi, yaklaşık 10 yıl önce bölgede faaliyete başladı. Faaliyete başlamadan önce şirketin gerçekleştirdiği ÇED toplantılarında, halka yanlış bilgilendirme yapıldı ve iş vaadinde bulunuldu. Sonuç olarak şirket 2010 yılında ÇED raporunu aldı.
Günde 1000 ton sülfürik asit kullanan maden işletmesinin en önemli parçalarından biri olan 738 ton ağırlığındaki kazanın, 2013 yılında Çin'den Türkiye'ye gelmesiyle birlikte madene karşı ilk eylemler gerçekleşti. İzmir'den Manisa'ya gidecek olan "cehennem kazanının" geçişi için 3 üst geçit söküldü, 11 adet köprü ise by-pass edildi. Kazanın yaklaşık 2 ay süren yolculuğu sırasında birçok eylem gerçekleştirildi.
Bölgede yaklaşık 10 yıl önce faaliyete başlayan şirket, bu süre zarfında Kızıloluk, Matal ve Türkmençardağ olmak üzere üç orman sahasını yok etti. Ayrıca sülfirik asit yüklü tankerlerin karıştığı kazalar ve atık borularında meydana gelen hasarlar nedeniyle, kimyasal maddeler sıkça doğaya karıştı.
Öte yandan 2020 yılında Gördes sınırları içerisinde bulunan Başlamış Deresi günlerce kırmızı renkte aktı. Yapılan araştırmalar, deredeki renk değişiminin maden işletmesinden kaynaklandığını ortaya çıkardı. Resmi kaynaklardan gerekli açıklama yapılmazken, şirketin atık havuzunda sızıntı, taşma, patlama veya tahliye edilme ihtimalleri gündeme geldi. Dereden alınan numunelerde olması gereken oranlara kıyasla kodmiyum 657 kat, kobalt 389 kat, bakır 310 kat, civa 71 kat ve nikel 30 kat fazla çıktı. Konuya dair Meclis'e sunulan önergeler ise AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi.
Köylüler direnişe geçti, çalışmaya başlanamadı
Yıllardır bölgenin doğasını zehirleyen, ormanlarını yok eden ve yurttaşların sağlığını hiçe sayarak faaliyet yürüten şirketin, kısa bir süre önce sondaj çalışmalarını genişlettiği öğrenildi.
Kalemoğlu Köyü'ne bütünleşik konumda olan Kocamurt Ormanı'nda çalışma başlatılırken, yurttaşlar bu faaliyeti şans eseri öğrendi. Köyün 30 metre yakınına kadar ilerletilen kesim ve sondaj çalışmalarına karşı, yurttaşlar da üç gün önce çalışmalara karşı mücadeleye geçti.
Geçtiğimiz pazartesi günü bir araya gelen köyüler, ormanın girişini kapattı ve sondaj makinelerinin girişine izin vermedi. Köylülerin kararlı duruşu sayesinde çalışma başlatılamadı ve sondaj makineleri geri götürüldü.
Makinelerin ormana sokulmasına dair ikinci girişim de köylüler tarafından engellendi. Engelleme sırada konuşan şirket yetkilisinin, gerekli izin belgelerine sahip olduklarını ve kimsenin çalışmalarına müdahale edeceğini söylediği öğrenildi. Yetkili “Evraklarımızı bu hafta size göstereceğiz” diyerek alandan ayrıldı. Şirketin önümüzdeki pazartesi günü, çalışmalara başlamak için tekrar bölgeye gelmesi bekleniyor.
Öte yandan Gördes halkı "Vahşi madenciliğe karşı Gördes'in ormanlarını, toprağını, havasını, suyunu, yaşamını savunuyoruz" çağrısında bulundu. Basın açıklaması bugün saat 13.00'te Kalemoğlu Köyü'nde gerçekleştirildi.
"Sadece kendi canımızı değil, doğadaki tüm canlıları, endemik bitkileri havamızı ve suyumuzu savunmak için madenin sondaj çalışmasına hayır" çağrısı yapılan basın açıklaması şöyle:
"Bizler Kalemoğlu köylüleriyiz. Çoğumuz çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşmakta. Bu köy bizim geçim kaynağımız aynı zamanda bizim çocukluğumuz, gençliğimiz, yaşlılığımız… Bizi var eden yer Kalemoğlu. Nikel Kobalt A.Ş 2014’ten bu yana köyümüzde ve yakın çevresinde faaliyetlerini sürdürüyor. O günden bu yana, köyümüzdeki orman sahasının büyük bir bölümünü kaybettik. Kaybettiğimiz orman sahaları Kızıloluk, Matal ve Türkmençatağı’dır. Nikel madeni sondaj çalışması yapmak için artık köyümüze kadar girmeye, köyle bütünleşik olan Kocamurt ormanımızı yok etmeye çalışıyor.
Her gün zehirli hava soluyoruz. İçme suyumuz sürekli tehdit altında. Biz inanıyoruz ki şu an burada bulunamayan madende çalışan köylülerimiz de fikren ve vicdanen bizim yanımızdadır. Maden yetkilileri bize bu ormanı satın aldıklarını yasal olarak ormanın onların olduğunu söylüyor. Bizim çocukluğumuz olan, ekmeğimiz olan bu orman satılık değildir. Bu sondaj çalışmasıyla birlikte Kalemoğlu Köyü yok olacaktır. Köyümüzü, havamızı, toprağımızı, suyumuzu savunmak bizim anayasal hakkımızdır. Sadece kendi canımızı değil, doğadaki tüm canlıları, endemik bitkileri havamızı ve suyumuzu savunmak için madenin sondaj çalışmasına hayır diyoruz."