Berlin'in tartışmalı aşırı sağ mücadelesi: Almanya'daki 'darbe girişimi' davası başlıyor

Almanya'da darbe planladıkları iddiasıyla tutuklanan aşırı sağ hareket üyelerinin yargılandığı davanın ilk duruşması bugün. Ancak Berlin'in derdi gerçekten faşist yapılarla hesaplaşmak mı?

Dış Haberler

Almanya'da 2022'de hükümeti devirmek için darbe planlamakla suçlanan aşırı sağcı "İmparatorluk Vatandaşları" adlı hareketin üyelerinin davası, bugün Frankfurt'ta başlıyor.

Hareketin liderlerinin, Birinci Dünya Savaşı öncesindeki Alman İmparatorluğu'nu yeniden kurma ve "mevcut devlet düzenini zorla ortadan kaldırma" planını yaptıkları iddia ediliyor.

Aşırı sağ ideolojilere sahip parti ve örgütlere olan desteğin hızla yükseldiği Almanya'daki bu darbe girişimi iddiası, emperyalizmin merkezlerinden biri olan ülkede endişeleri bir hayli artırmıştı.

Almanya'da darbe tehdidinin çok ciddi boyutta olmadığına dair genel bir kanı bulunsa da, Avrupa seçimleri ve 2025'teki ulusal seçimler öncesi aşırı sağın yükseldiği ülkede söz konusu dava gündemde şu anda ön sıralarda.

Hareket kimlerden oluşuyor?

İmparatorluk Yurttaşları (Reichsbürger) hareketi, büyük ölçüde monarşi destekçileriyle komplo teorisyenlerinden oluşuyor. Hareketin üye sayısının birkaç bin kişiden ibaret olduğu söyleniyor. Ancak, Alman yetkililer, hareketin geniş bir silah deposuna sahip olduğunu ve Berlin'deki parlamento binasını ele geçirmek için öldürmeye hazır olduğunu öne sürüyor.

Gelecek yıl yapılacak genel seçimlerde ikinci olması beklenen aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin eski bir milletvekilinin de bu partinin yakın çevresi arasında yer aldığından şüpheleniliyor.

Birinci Dünya Savaşı öncesi Alman Reich'ının veya imparatorluğunun modern siyasi yapılar tarafından gasp edildiği inancını taşıyan hareket, Federal Almanya Cumhuriyeti'ni, yasalarını veya kurumlarını tanımıyor ve bunun yerine eski Alman imparatorluğunun 1937 sınırlarını talep ediyor.

Genellikle ABD'deki komplo teorisyenlerinin kurduğu QAnon hareketiyle karşılaştırılan grubu, Federal Cumhuriyetin bir devlet değil özel bir şirket olduğunu ve Almanya'nın hâlâ İkinci Dünya Savaşı'ndaki Müttefik ülkeler tarafından işgal altında olduğunu savunuyor. Harekete göre, gizli bir uluslararası ittifakın Almanya'yı “derin devletten” kurtarma görevini üstlenmesi gerekiyor.

Alman yetkililer, Reichsbürger hareketinin, Yahudi karşıtı komplo teorileri satan Alman patron ve eski aristokrat Heinrich XIII Prens Reuss tarafından yönetildiğine inanıyor. Yetkililerin iddiasına göre, darbeciler, iktidara geldikten sonra Reuss'u devletin başına getirmeyi hedefliyordu.

Şüpheliler arasında eski AfD milletvekili Birgit Malsack-Winkemann ve eski bir özel kuvvetler askeri olan ve yetkilerini ordu kışlalarını araştırmak için kullanmakla suçlanan Andreas M yer alıyor.

Heinrich XIII Prens Reuss

Dava süreci

Davalar üç şehirdeki üç mahkeme arasında bölünmüş durumda. Toplamda 26 kişi hareket ağına üye olmakla suçlanıyor.

Genişleyen davada açılan ilk dava kapsamında dokuz kişi, grubun "askeri kolunun" bir parçası oldukları iddiasıyla 29 Nisan'da Stuttgart'ta bir mahkemeye çıkarıldı.

Üç davadan ikincisi, baş şüpheli Reuss'un darbe girişimindeki önemli rolünü içermesi nedeniyle en çok beklenen dava. Reuss, diğer şüpheli üst düzey üyelerle birlikte Salı günü Frankfurt'ta mahkemeye çıkacak.

Yedi erkek ve iki kadın (Reuss'un Rus kız arkadaşı ve eski AfD milletvekili Malsack-Winkemann) Ocak 2025'e kadar sürmesi beklenen bu duruşmalarda yargılanıyor.

Münih'teki üçüncü duruşmada, darbeden sonra kabineyi kurmakla görevlendirileceği iddia edilen liderlik konseyinin üyeleri olmakla suçlanan sekiz sanıkla daha ilgilenilecek.

Darbe planlayıcısı olduğundan şüphelenilen kişiler suçlu bulunmaları halinde 1 ila 10 yıl arasında hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak. Adı Markus L olarak kodlanan bir kişi, tutuklanması sırasında polis memurlarına ateş ettiği gerekçesiyle ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir.

Eski AfD milletvekili Malsack-Winkemann

Asıl hedef gerçekten faşist yapı mı?

Reichsbürger hareketine dönük 2022'de yapılan operasyonun orantısızlığı o dönemde tartışmalara neden olmuştu.

Alman hükümeti, operasyona ilişkin yaptığı açıklamalarında ortada büyük bir terör örgütü olduğunu iddia etse de, davalarda şu anda yargılananların sayısı 30'u dahi geçmiyor.

Bununla birlikte, Almanya'da bugün Reichsbürger benzeri birçok faşist grup, faaliyetlerini ülke içerisinde herhangi bir müdahale olmaksızın sürdürmekte.

Diğer yandan, operasyonun Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı askeri operasyonun ardından Almanya'daki savaş karşıtı protestoların yükseldiği dönemde yapıldığı dikkat çekmişti.

Alman hükümetinin bir diğer iddiası da hareketin Rusya'dan fonlanmasıydı. Ukrayna'ya siyasi ve askeri destek veren başlıca ülkelerden olan Almanya'nın bu operasyonlarla savaş karşıtı sesleri kısma ve Rusya'nın Almanya'nın içişlerine darbe yaptıracak kadar karıştığı iddialarını büyütme niyeti taşıdığına dair değerlendirmeler de o dönemde yer almıştı.