AKP'li adayın jeotermal kuyusu patladı, günlerce gaz sızdı: 'Kontrolsüz ruhsatlandırma yapılıyor'

Denizli'de AKP’li belediye başkan adayının şirketine ait jeotermal sondaj kuyusu patladı. 16 gün boyunca ilçeye sıcak su ve gaz fışkırırken, kontrolsüz ruhsatlandırmaya dikkat çekiliyor.

Aslı İnanmışık

Denizli’nin Sarayköy ilçesinde Sakarya Mahallesi Yeni Babadağ Yolu Caddesi'nde kurulması planlanan jeotermal tesisinin sondaj çalışması sırasında 28 Nisan'da bir patlama meydana geldi.

Kuyu yaklaşık bin 260 metre seviyelerindeyken meydana gelen patlama sonrası kimse yaralanmazken, kaynaktan gazla karışık sıcak su fışkırmaya başladı. Sıcak su zaman zaman 100 metreyi yüksekliği aştı.

Bölgeden geçen Babadağ-Sarayköy yolu, güvenlik amacıyla polis ve jandarma ekiplerince bir süreliğine kapatıldı. Sarayköy Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı.

16 gün durdurulamadı

Günler sonra yapılan açıklamada AFAD ekipleri sıcak suyla çevreye yayılan koku ve gaza ilişkin yaptığı ölçümlerde insan sağlığına zararlı bir gaz yayılımının bulunmadığını iddia etti. Bölgedekilerse kokudan şikayet etti. 

16 gün boyunca aralıksız süren fışkırmanın ardından 3 gün önce kuyudan çıkan gaz ve sıcak su kontrol altına alındı. Basıncın düşmesiyle kuyunun basınca dayanıklı vana beton yardımıyla kapatıldığı duyuruldu. Jeotermal kaynağın olduğu Sarayköy’de daha önce de benzer olaylar yaşanmıştı.

'Kontrolsüz bir durum söz konusu'

Jeotermal kuyularının kontrolsüz şekilde ruhsatlandırıldığını söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, soL'a yaptığı açıklamada sondajlarla ilgili Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından doğru düzgün bir standart tanımlanmadığını belirtti. Böyle yerlerin nasıl açılacağı, hangi hususların dikkate alınacağı ve Denizli'deki bu olası durumlarla karşılaşılması halinde acil durum planlarının ne olacağı, nasıl iş güvenliği tedbirleri alınacağı gibi konularla ilgili bir açıklık olmadığını ifade eden Alan şöyle konuştu:

"Büyük Menderes havası dediğimiz, Denizli'den başlayıp Aydın Söke körfezine kadar giden geniş bir alanda, yoğun bir jeotermal kaynak var. Bu kaynaklar çoğunlukla enerji şirketleri tarafından elektrik üretimi amacıyla kullanılıyor. Bunlar tespih tanesi gibi birbirinin peşi sıra dizili oluyor, bu şekilde ruhsat veriliyor. Dünyanın hiçbir yerinde aynı ortamda bu kadar sık bir ruhsatlandırma yapılmaz. Türkiye'de bu madencilikte de böyle. Ruhsat hukukunda önemli bir açık var. Bu statik kaynaklarda olabilir ama ülkemizde durum dinamik kaynaklar için de geçerli."

Yeraltına yapılan sondajlarla su buharıyla birlikte bir kısmı zararlı olan çeşitli gazların da yukarı çıktığına dikkat çeken Alan, "Bu nedenle bunların etkileşimini tam olarak ortaya koymadan, hidrojeolojik modellemesi yapmadan sadece yüzeyde parsel parsel dağıtırsanız, dinamik süreçleri yönetemezsiniz. Ve yönetilemediği de ortaya çıktı. Pek çok santral arzu ettiği verimi alamıyor çünkü yan yana verilmiş çok sayıda ruhsat var. Açılan sondaj kuyuları birbirlerini etkiliyor. Kontrolsüz bir durum söz konusu" dedi.

Fışkıran gaz ve sıcak su zaman zaman 100 metreyi yüksekliği aştı, 16 gün boyunca kontrol altına alınamadı.

'Şirketlerin arzusu ve iştahı çerçevesinde ruhsat veriliyor'

Odanın, 2007 yılında çıkarılan 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nda düzenleme yapılmasına ilişkin tüm çabalarına rağmen geçen onca zamanda ruhsat hukuku konusunda da bir değişiklik söz konusu olmadığını vurguladı.

"Çevre ve doğayla uyumlu bir jeotermal santral kurmak pek ala mümkün. Plansız bir şekilde sadece şirketlerin arzusu ve iştahı çerçevesinde ruhsat veriliyor" diyen Hüseyin Alan jeotermal kaynakların doğru şekilde kullanılmadığını da anlattı:

"Bu santraller elektrik üretiyor. Yenilenebilir enerji kaynağı olduğu için Enerji Bakanlığı bu enerjiyi alıp satıyor. Bazıları termal turizm amaçlı kullanırken, bazılarıysa seracılık yapabiliyor. 

Bölgede maalesef ısınmada yeteri kadar kullanılmıyor. O kadar zengin jeotermal kaynağı bulunan Aydın'ı doğalgazla ısıtmaya çalışıyoruz. Bu aynı zamanda Türkiye'nin doğalgaz tekellerinin eline nasıl düştüğünü gösteren acı bir örnektir."

Şirketten 'deprem riskini azalttık' iddiası

Söz konusu şirketin kuyudaki patlamanın deprem riskini azalttığını iddia ettiğini ifade eden Alan, "Basınçlı sıcak su geldi diye deprem olmaz veya tersinden basınçlı suyun boşalması depremi de engellemez. Bölgedeki aktif faylar üzerinde gerekli sismolojik çalışmaların yapılması ve bunların ne zaman deprem ürettiği, depremlerin büyüklükleri ve periyotları tespit edilmeli ki, olası bir depremin habercisi olup olamayacaklarını anlayabilelim" diye konuştu.

Hüseyin Alan, volkanik bölgelerdeki doğal kirleticilerin kontrolsüzlüğü halinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıkların görülebileceğine işaret ediyor.

Şirket AKP'li belediye başkan adayının çıktı

Kuyuyu açan 2017 kuruluşlu Emirler Enerji Elektrik'in sahibi ise AKP’li Halil Pekdemir çıktı. 2003'ten bu yana AKP'de çeşitli görevler verilen Pekdemir, yerel seçimlerde AKP'den Pamukkale Belediye Başkanı adayı oldu ancak CHP'li adaya kaybetti.

Hâlâ Denizli Ticaret Borsası Meclis Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine devam eden Pekdemir'in şirketi, daha önce de köylülerin arazileri üzerinde sismik araştırma faaliyeti yapmak istemiş, köylüler engel olmak istemesine rağmen kaymakamlık özel izin çıkarmıştı.

Şirketin sitesinde, "Büyük endüstriyel kazaların önlenmesi amacıyla santralde acil durum ekipleri oluşturulmuş, gerekli eğitimler ve tatbikatlar yapılmıştır" denilirken, olası bir kazada çevreye ve insanlara gelebilecek zararları "en az seviyeye indirmenin amaçlandığı" iddia ediliyor. Öte yandan 16 gün boyunca durdurulamayan kuyuyla ilgili resmi bir açıklamaya yer verilmiyor. 

Halil Pekdemir'in oğlu da kamuoyunun yabancı olduğu biri değil. Denizli'de Fethullah Gülen Cemaati soruşturması kapsamında yargılanan ve etkin pişmanlıktan yararlanan Mustafa Can Pekdemir. Mustafa Can Pekdemir, savunmasında kapatılan Denizli İş adamları Derneği (DİAD) yönetimi ile ABD'ye gittiğini ve Gülen'i villasında ziyaret ettiklerini anlatmıştı.

AKP'li Pekdemir seçim dönemi boyunca Denizli'de tekstil fabrikalarını gezerek işçilere oy çağrısı yapmış.

'Açık Cezaevi neden boşaltılmak istendi, bölgede çökme riski mi var?'

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, patlamanın ardından bölgeye giderek AKP'li Halil Pekdemir'le görüştü. ANKA'nın haberine göre, görüşmenin ardından konuşan ve fışkıran gazın içeriğinin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini söyleyen Gülizar Biçer Karaca, Sarayköy Açık Cezaevi'nin geçtiğimiz günlerde boşaltılmak istenmesinin konuyla ilişkili olup olmadığını sorguladı:

"İlk olarak geçtiğimiz günlerde Sarayköy Açık Cezaevi neden boşaltılmak istendi? Neden son dakikada vazgeçildi? İkincisi: Çökme tehlikesi var mıdır? Yok mudur? Buna ilişkin birtakım bilgilendirmeler ve duyumlar var. Bunun araştırılması ve bu bölgede bir çökme riskinin olup olmayacağı da mutlaka belgelendirilmeli ve raporlandırılmalıdır.

Çevrede bulunan yurttaşlarımız sürekli bizi arıyor. Boğaz yanması, geniz yanması, göz yaşarması, alerjik astım ve benzeri üst solunum yolu rahatsızlığı bulunanlar kendilerini çok rahatsız hissettiklerini ve bu nedenle burada hastalıklarının daha da ilerleyeceği kaygısı taşıyorlar."

Şirket sahibi AKP'li Halil Pekdemir, CHP'li vekile çıkan gazın hidrojen sülfür olmadığını iddia etti.