76 yıldır süren 'Büyük Felaket': 'Filistin sorunu çözülmeden dünya barışı her zaman tehdit altında'

Nakba Günü'nün Filistin halkı için önemini ve bugün ne ifade ettiğini Filistin Halk Partisi Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Aqel Taqz'la konuştuk.

Can Kuyumcuoğlu

İsrail'in kuruluş tarihi olan 14 Mayıs 1948'in ertesi günü Filistinlilerin "Büyük Felaket" ilan ettiği "Nakba Günü"nün bugün 76. yıldönümü.

15 Mayıs 1948'de İsrail güçleri yaklaşık 700 bin Filistinliyi komşu ülkelere göçe zorlamıştı.

Bu günü her yıl dünya genelinde protesto eden Filistinliler, yüz binlerce Filistinlinin bu tarihte mülteci olarak yurtlarından koparılışını anıyor.

Filistinliler, 15 Mayıs 1948 tarihinden itibaren İsrail güçlerinin baskısı sonucunda topraklarından göç etmek zorunda kaldı.

Nakba'nın 76. yıldönümünde Filistin halkı, bugün İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü katliamlara karşı mücadele ediyor.

İsrail'in 7 Ekim sonrasında Gazze'ye dönük başlattığı harekatın ardından şu ana kadar en az 35 bin 34 kişi hayatını kaybetti. Yaralı sayısı ise yaklaşık 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 78 bin 755’e yükseldi. İsrail bugün, Gazze'nin hem güneyi hem kuzeyinden Filistin halkına dönük saldırılarını devam ettiriyor.

'Nakba devam ediyor'

Nakba Günü'nün Filistin halkı için önemini ve bugün ne ifade ettiğini Filistin Halk Partisi Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Aqel Taqz, soL'a anlattı.

İsrail’in sözde “bağımsızlık günü”nün Filistin için bir trajedi olduğunu vurgulayan Taqz, 15 Mayıs 1948’de İsrail kurulurken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun Filistin devletinin kurulmasını öngören 181 numaralı kararı yok sayıldığını hatırlattı. 

İsrail'in kuruluşunun aynı zamanda, İsrail ordusunun ve öncesinde İsrailli çete örgütlerinin birçok katliam yaptığı ve hem İsrail hem de Filistin devletinin kurulacağı bölgelerde Filistin köy ve kentlerinin tahliye edildiği döneme denk geldiğini anımsatan Taqz, İsrail'in, bu köylerde binlerce Filistinli masum insanı katlettiğini ve çevredeki Arap ülkelerinde sığınmacı olmaya zorladığını kaydetti.

Taqz, sözlerine şöyle devam etti:

"Filistin tarihinde bu tarih bir trajedi günüdür, çünkü Filistinliler evlerini, topraklarını kaybetti ve Ürdün, Suriye, Lübnan, Mısır ve diğer çevre ülkelerde sığınmacı oldu. O günden bu yana bu tarih, Filistinlilerin evlerine dönme haklarında ısrar etmesini ve uluslararası toplumun İsrailli çetelerin ve liderlerin işledikleri suçların hesabını vermesini sağlama yönündeki sorumluluklarını temsil ediyor. Ancak ne yazık ki, uluslararası toplum şu ana kadar Filistin sorununu çözme ve Filistinlilerin BM Sözleşmesinin 191 numaralı kanunu kapsamında bağımsızlık hakkını elde ederek evlerine dönmesi konusunda bir şey yapamadı. Bu nedenle, bugün gördüğümüz gibi, Filistinliler Gazze’de ve Batı Şeria’da mücadelelerine devam ediyor. İsrail’se katliamlara ve soykırıma devam ediyor. Yani, Nakba, yani Filistin trajedisi devam ediyor. İsrail’in hedefi hâlâ Filistinlileri topraklarından etmek."

Filistin Halk Partisi Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Aqel Taqz

İsrail bugün de Filistinlileri Gazze ve Batı Şeria'dan sürmeyi hedefliyor

İsrail’in bugün Gazze’ye dönük saldırısının ana hedefinin, burada yaşayan Filistinlileri Mısır’a, Batı Şeria’daki Filistinlileriyse Ürdün’e sürmek olduğuna işaret eden Taqz, "İsrail devleti, bir siyonist örgüt olarak 1896 yılından bu yana Filistin’in 'herhangi bir halkın yaşamadığı bir toprak' olduğunu ve buranın vatansız insanlar için uygun bir yer olduğunu öne sürerek, dünya genelindeki Yahudileri Filistin’e yerleştirip, Filistinlileri de zorla yurtlarından ediyor" diye konuştu.

Filistinlilerin haklarına ulaşmak için mücadeleyi sürdürmeye karar vermiş durumda olduğunun altını çizen Taqz, "BM’nin 181 numaralı kararı, Filistin topraklarının yüzde 45’ten fazlasının Filistinlilere ait olduğunu öngörse de, Filistin halkı, bu topraklarının yüzde 22’sini kapsayan alanda devletlerinin kurulmasını kabul etmişti. Ancak ABD, NATO ve diğer Batı ülkelerinin desteğini arkasına alan İsrail, şu ana kadar BM’nin konuyla ilgili kararlarını uygulamayı reddetti. Bir yandan bu şu anlama geliyor: Gazze’deki savaş ve soykırım, yalnızca İsrail’in değil, aynı zamanda ABD’nin ve Batı ülkelerinin yürüttüğü bir faaliyet" ifadelerini kullandı.

'Dünya halklarının Filistin'e desteği çok önemli'

Taqz, ABD'deki üniversitelerde başlayan ve Avrupa'daki üniversitelere sıçrayan Filistin'e destek eylemlerine dair de mesajlar verdi.

Dünya halklarının Filistin halkıyla dayanışmalarını ifade etmelerinin ve Filistin halkının var olma ve bağımsızlık hakkını desteklemelerinin çok çok önemli olduğunu düşündüklerini söyleyen Taqz, "Bu, Filistin halkına, kendilerinin yalnız olmadığını ve dünyadaki demokratik, ilerici ve vicdanlı insanların desteğini aldığını hissettiriyor. Bu destek, Filistinlilere zafer elde edene kadar verecekleri mücadelede güç veriyor" dedi.

Bu nedenle, özellikle Batı ülkelerinde ve ABD’de Filistin halkına olan desteğin devam etmesinin nihai etkileri olacağını değerlendirdiklerini aktaran Taqz, "Devam eden eylemler, Avrupa ve ABD’nin izlediği siyasetleri değiştirmeleri gerektiğini gösteriyor. İsrail’in saldırılarına, Filistin ve Arap topraklarının işgaline verdikleri kör destek sona ermeli" diye devam etti.

'Filistin sorunu çözülmeden Ortadoğu'ya barış gelmeyecek'

Taqz, devamında şunları kaydetti:

"Şunu da bilmek gerekiyor ki, Filistin sorunu çözülmeden, Filistin halkına kendi kaderini tayin ve devlet kurma hakkını vermeden Ortadoğu’ya barış gelmeyecek. Son 20 ila 30 yılda, hatta İsrail’in kurulduğu 1948 yılından bu yana bölge her zaman çatışmalara, savaşlara ve İsrail’in ve Batı ülkelerinin saldırganlıklarına tanık olduğunu görüyoruz. İsrail’in ve ABD’nin saldırgan tavırları nedeniyle Lübnan’da, Suriye’de, Ürdün’de, Mısır’da ve özellikle Yemen’de savaş korkusu her zaman yüksek seviyede. Bu saldırganlıklar sonucunda, Irak, Afganistan, Suriye yok edildi. Lübnan’ın, Suriye’nin bir bölümü işgal altında. Filistin sorunu çözülmediği sürece Ortadoğu’da hatta dünyada barış her zaman tehdit altında olacak. Bundan dolayı, Filistinlilerin haklarına dönük destek ve eylemlerin devamı çok önemli."

Türkiye halkına dostluk mesajı

Sözlerini Türkiye halkına mesaj vererek sonlandıran Taqz, şöyle konuştu:

"Çoğunluğu Filistin davasının yanında olan Türkiye halkına da dostça mesajlarımı iletmek istiyorum. Türkiye devletinin de Filistin meselesinde daha pozitif adımlar atmasını umuyoruz."