Kobane davasının ardından aralarında Diyarbakır, İzmir ve Mardin’in de olduğu 20 ile valilik kararıyla eylem yasağı getirildi. Yasak kararını Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren’le konuştuk.
Yekta Armanc Hatipoğlu
HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı Kobane davasında karar açıklandı. IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen eylemler gerekçe gösterilerek görülen davada Demirtaş hakkında toplam 42 yıl, Yüksekdağ hakkında 32 yıl 3 ay hapis cezası ve tutukluluk hallerinin devamı kararı verildi. Davada tutuklu bulunan Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Ayla Akat, Ayşe Yağcı ve Meryem Adıbelli için tahliye kararı çıktı.
Hakkında beraat kararı çıkan isimlerse Altan Tan, Ayhan Bilgen, Aysel Tuğluk, Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün, Gülfer Akkaya, Gülser Yıldırım, İbrahim Binici, Sırrı Süreyya Önder ve Sibel Akdeniz oldu. Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş dışında ceza alan Ali Ürküt, Günay Kubilay, Nazmi Gür, İsmail Şengül, Bülent Parmaksız, Alp Altınörs, Zeynep Karaman, Zeynep Ölbeci, Aynur Aşan, Dilek Yağlı ve Pervin Oduncu’nun tutuklulukları devam edecek.
130 sayfalık karar özet olarak okundu
18’i tutuklu 108 kişinin Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada mahkeme heyeti hükmü açıklamaya başladığı sırada avukatlar alkışlarla salonu terk etti. 130 sayfalık karar, özet olarak okundu.
DEM Parti, kararın açıklanmasından sonra yaptığı ilk açıklamada “Kobanî Kumpas Davasında rehin tutulan arkadaşlarımıza verilen cezalar bizleri yıldıramaz. Demokratik siyasete darbe vuranlar şunu bilsin ki kumpaslarınızı çökerteceğiz, bizler kazanacağız, halklar kazanacak!” sözlerini kaydetti.
Kararın ardından aralarında Diyarbakır, İzmir, Mardin, Dersim ve Van’ın da olduğu 20 ilde valilik kararıyla toplantı, gösteri ve yürüyüşlere çeşitli sürelerde yasak getirildi. Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan açıklamada toplantı, gösteri ve yürüyüşlere getirilen yasağın yanı sıra kente toplu halde giriş çıkışların da yasaklandığı belirtildi.
‘Kobane kararının toplum vicdanında karşılık bulmadığı gerçeğiyle kamuoyunda yükselen tepkiler var’
Yasak kararlarını Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren ile konuştuk. Eren, sözlerine Kobane davası kararının toplum vicdanında karşılık bulmadığını söyleyerek başladı. Eylem yasaklama kararlarının bu yönde alındığını söyleyen Eren, şunları kaydetti:
“Kobane kararının toplum vicdanında karşılık bulmadığı gerçeğiyle kamuoyunda yükselen tepkiler var. Bu tepkilerin bir şekilde basın açıklamasıyla ya da toplantı ve yürüyüşlerle protesto edilme ihtimali çok yüksekti. Nitekim bölgenin genelinde, neredeyse bütün illerde il valilikleri İl özel İdaresi Yasası’na dayanarak toplantı, gösteri ve yürüyüşleri, hatta bu amaç doğrultusunda şehirlere giriş çıkışları yasaklama kararı aldı.”
Eleştiri ve protesto hakkının Anayasa tarafından verildiğini söyleyen Eren, yasak kararını “ifade özgürlüğünü engelleyici bir tutum” olarak değerlendirdi:
“Diyarbakır da bu illerden biri. Dört gün boyunca, ayın 19’una kadar toplantı ve gösteriler konusunda yasak kararı var. Bu karara karşı, bu kararın toplumda yarattığı rahatsızlığın bu ve benzeri tepkilerin ortaya konulması konusundaki ifade özgürlüğünü engelleyici tutumların da ayrı bir hukuksuzluk yarattığını belirtmek istiyorum. Nihayetinde insanların eleştiri ya da protesto hakkını kullanması anayasal bir hak.”
‘Yasak kararı hukuki değil’
Eren, yasak kararlarının açık bir biçimde Kobane davasına odaklandığını söyledi. Bu durumun talihsiz ve rahatsız edici olduğunu kaydeden Eren, yasaklama kararlarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte verdiği kararları hatırlattı:
“Çok açık bir şekilde yasak kararlarında doğrudan Kobane davasına odaklanılmış ve Kobane davasından kaynaklı olarak özellikle 2014 yılındaki 6-8 Ekim olaylarının bir daha yaşanmaması gibi gerçekten talihsiz ve rahatsız edici bir gerekçeyle yasaklama kararları alınmış. Bu anlamda bu kararların hukuki olmadığını, Anayasa Mahkemesi’ne taşınan benzer kararların daha önce pek çok kez ifade özgürlüğünü kısıtladığını ve yasak kararlarının hukuki olmadığı yargı kararlarıyla ortaya konuldu.”
‘Alınan bu yasaklar toplumun tepkisini dile getirmesine engel olmuyor’
Eren, alınan yasak kararlarının toplumun tepkisini dile getirmesine engel olmadığını söyleyerek sözlerini noktaladı:
“Bölgede fazla oy alan DEM Parti ve bölgeden seçilmiş vekiller adına alınan kararın Kürt toplumunda yarattığı rahatsızlıktan çekinildiğini de gösteriyor alınan bu karar. Aslında kararların toplum vicdanında karşılık bulmayacağı, ağır cezalarla verilen mahkûmiyet hükmünün toplum vicdanında karşılık bulmayacağı yönündeki kaygıları da ortaya koymuştur bu yasaklar. Alınan bu yasaklar toplumun tepkisini dile getirmesine engel olmuyor, nitekim pek çok yerde bu konu hakkında açıklamalar yapıldı. Karar hakkında duyulan rahatsızlık gerek basın gerek sosyal medya yoluyla pek çok kesim tarafından paylaşıldı.”