Topbaş'la akrabalıktan, Fas Başbakanıyla ortaklığa: Espressolab nasıl bu kadar büyüdü?

Sermayesinin temeli Sütiş’e, reklam çalışması Erdoğan ile Bahçeli’ye, akrabalığı Topbaş'a, ortaklığı ise Fas Başbakanı Ahnuş'a dayanan Espressolab’in kısa öyküsü…

Yalçın Cuğ

Her şey 29 yaşındayken bir üniversite yerleşkesine açtığı küçük bir kahve dükkânıyla başladı. Kurduğu bu küçük işletme sadece 10 yılda, 11 farklı ülkede 200’ü aşkın şubeyle faaliyet gösteren bir marka haline geldi. Geçen yıl ise bu marka 1 milyar liranın üzerinde ciro yaptı.

Esat Kocadağ’ın öyküsü tam da liberallerin örnek göstereceği “başarı” hikâyelerinden. Deneyim kazan, fırsatları gör, çok çalış ve başarıyı yakala… Ki Kocadağ da her fırsatta 15 yaşından beri sektörün içerisinde olduğunu, fırsatları kovaladığını ve yeri geldiğinde günde 15 saat çalıştığını sıkça vurguluyor.

Peki, “başarıya” ulaşmak için gerçekten bunlar yeterli mi? Yoksa zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmek ve siyasi bağlantılar da gerekiyor mu?

Sermayesinin temeli Sütiş’e, reklam çalışması Erdoğan ile Bahçeli’ye, akrabalığı Topbaş'a, ortaklığı ise Fas Başbakanı Ahnuş'a dayanan Espressolab’in kısa öyküsü…

1,5 yılda 134 şube açtı

Espressolab’in kurucusu ve CEO’su Esat Kocadağ, markanın kurucu ortağı ise Esat Kocadağ’ın ağabeyi ve Beşiktaş eski Asbaşkanı Emre Kocadağ. Kocadağ Aile Şirketleri Grubu’na bağlı olan markanın, 234 şubesi bulunuyor. Öte yandan İstanbul Merter’de bulunan eski bir fabrikaya kurulmuş olan “Espressolab Roastery” isimli şube, hem kavurma merkezi hem de Avrupa’nın en büyük kahve dükkânı unvanına sahip.

Esat Kocadağ’ın deyimiyle “üç günde bir yeni şubesi açılan” marka, 134 şubesini son 1,5 yıl içinde açtı. Kocadağ’ın iddiasına göre bu şubelerden yalnızca 22’si onlara ait, diğerleri imtiyaz hakkı kapsamında başkaları tarafından işletiyor. Ancak diğer şubeler, isim hakkı nedeniyle 700 bin TL'yi ve cirolarının da yüzde 5’ini Kocadağlara veriyor. Marka bu sayede geçtiğimiz yılı 1 milyar 200 bin lira ciro ile kapattı.

2024 yılında 400 şubeye ulaşmayı hedefleyen marka, 11 ülkede faaliyet yürütmekte: Mısır’da 15, Fas’ta 13, Kuzey Kıbrıs ve Katar’da 4’er, Dubai, Ürdün, Almanya ve Irak’ta 3’er, Güney Afrika’da 2, Portekiz’de ise 1 şube bulunuyor. Kocadağ talep olursa Moğolistan’a bile şube açabileceklerini söylüyor.

Tanzanya, Etiyopya, Endonezya, Guatemala, Kolombiya, Brezilya ve Kenya’daki yerel çiftliklerden alınan kahve “Espressolab Roastery”de kavruluyor. Espressolab’in internet sitesinde yer alan bilgilerde ise “yerel çiftçiyi destekleme, bilimsel tarıma katkı sağlama, genç çiftçileri teşvik etme, sosyal sorumluluk projeleriyle çiftlik bölgelerindeki kadın ve çocukları güçlendirme, çiftçileri iklim değişikliğine karşı bilinçlendirme” gibi halkla ilişkiler çalışmalarına dair vurgular bir hayli fazla.

Aynı zamanda babadan kalma Sütiş'in de sahibi

Peki, Esat Kocadağ’ın markasını bu kadar hızlı şekilde büyütmesinin alametifarikası neydi? Çok çalışması mı, fırsatları görerek cesur girişimlerde bulunması mı, iyi kahve çekirdekleri mi?

İşte bu noktada karşımıza Kocadağ ve Topbaş aileleri çıkıyor.

Esat Kocadağ, 1953 yılında Sütiş’i kuran Mevlüt Kocadağ’ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Türkiye’nin en büyük tatlıcı zincirlerinden olan Sütiş’in Azerbaycan, Kuveyt ve Katar dâhil olmak üzere toplam 24 şubesi bulunuyor. Sütiş yalnızca şubeleriyle de sınırlı değil, aynı zamanda Sütiş Çiftliği ve buradan elde edilen hayvansal ürünlerin işlendiği bir tesise de sahip. Marka, tatlı ve yemek menüsünün yanı sıra kahvaltılık ürün, et ve temel gıda satışı da yapıyor.

Esat Kocadağ, sektördeki ilk deneyimini 15 yaşından itibaren yaz tatillerinde çalıştığı Sütiş’te kazandığını söylüyor. Kocadağ, Espressolab’in yanı sıra şu anda Sütiş’in de sahibi olarak gözüküyor.

Kadir Topbaş ve kıyaklar

Sütiş’in büyümesinin etkenlerinden birisi de 17 yıl boyunca İstanbul’u yöneten ve adı çeşitli hukuksuzluklara karışan AKP’li eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, Sütiş’in kurucusu Mevlüt Kocadağ ile kuzen olması.

Öykünün ilginç tarafı Topbaş’ın da Türkiye’nin en büyük tatlıcı zincirlerinden olan Saray Muhallebicisi’nın sahibi olması. Saray Muhallebicisi’nin tanıtım bültenine göre hedefi “Beyoğlu’nda zarif hanımefendi ve beyefendilere tatlıların en güzelini yedirmek” olan Kadir Topbaş’ın babası Hüseyin Topbaş, ilk dükkânı 1935 yılında açtı. Şu anda 21 şubesi olan marka aynı zamanda Türkiye’nin en büyük manda çiftliğine de sahip. Saray Muhallebicisi de yemek ve tatlı menüsünün yanı sıra Sütiş gibi süt ve süt ürünleri, kahvaltılık ürünler, çay, kahve, kuruyemiş, çikolata ve lokum satışı yapıyor.

Kocadağ ve Topbaş aileleri her ne kadar aynı sektörde yer alan rakipler gibi görünse de Topbaş’ın kuzenine birçok kıyağı oldu.

Sütiş’e çekilen peşkeşlerden yalnızca birkaçı şöyle:

  • Rumelihisarı’nda bulunan Sütiş şubesinin faaliyet gösterdiği tek katlı binaya yasak olmasına rağmen kaçak kat çıkılması ve mekânın değerinin 12 milyon dolara yükselmesi.
  • Topkapı Saray’ın bulunan Sütiş şubesine ait bahçesinin genişletilmesi.
  • 1811’de inşa edilen ve korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenen Tarihi Bostancıbaşı Abdullah Ağa Yalısı’nın Sütiş’e kiralanması ve yalıya restorasyon projesine aykırı uygulamalar yapılması hakkında iki kez karar çıkmış olmasına rağmen müdahale edilmemesi.

Abdullah Ağa Yalısı hâlâ Sütiş'in kullanımında.

Oğullar ortak oldu, tedarik babalardan

İki kuzen arasındaki ilişki yalnızca “imar kolaylıklarıyla” sınırlı değildi.

Kadir Topbaş’ın oğlu Mustafa Ömer Topbaş ile Mevlüt Kocadağ’ın oğlu Emre Kocadağ, 2007 yılında ortak oldu. Pigastro markası altında önce Koç Üniversitesi kantininin işletmesini aldılar ardından Bilgi, Kadir Has ve Sabancı üniversitelerine yeni Pigastro şubelerini açtılar.

Kahve, sütlü tatlı ve yemek menüsüne sahip olan Pigastro’nun ürünleri ise Sütiş ve Saray Muhallebicisi’nden temin edildi.

Liberallerin özellikle üzerinde durduğu "yaratıcı ve girişimci zekanın" önemine dair en büyük kanıtlardan biri, ikilinin isimlerinin baş harfleriyle yarattıkları "çok hoş" şirket isimleri: MOTEK ve EKMOT. Topbaş ve Kocadağ, Sabancı Üniversitesi kantinini işletmek için MOTEK, diğer üç üniversite kantini için de EKMOT adlı iki ayrı şirket kurdu.

EKMOT Gıda’nın şu anki Yönetim Kurulu Başkanı Arif Kocadağ, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı da Mustafa Ömer Topbaş. MOTEK Gıda ise satılmış durumda.

Üniversitelerde büyüdü

Ömer Topbaş her ne kadar Pigastro’yu kurduktan sonra "Belki başka bir sektörde babamın Belediye Başkanı olmasının çok büyük artısı olabilirdi. Ama sonuçta gıda sektöründe, bir ürünü yaptıysanız insanlar bunu yediklerinde beğenirse tekrar gelir. Burada Kadir Topbaş'ın ya da başka birinin oğlu olmak önemli değil” dese de o dönem kimi iddialar gündeme geldi.

Pigastro’nun yaklaşık bir yıl içerisinde İstanbul’daki dört üniversitede şube açması, dönemin İBB Başkanı Topbaş’ın bağlantılarına yoruldu. Hatta Kocadağ ve Topbaş ailelerinin, üniversitelerdeki işletmeleri Pigastro ile sınırlı kalmadı. Esat Kocadağ’ın ilk Espressolab şubesini Bilgi Üniversitesi’nde açması ve markanın şubeleşme sürecine İstanbul’daki diğer üniversiteler üzerinden devam etmesi söz konusu iddiayı daha güçlendirdi.

Çünkü Bilgi Üniversitesi’ndeki “küçücük bir köşe”de başlayan Espressolab, sonrasında kısa süre içinde İstanbul’daki birçok üniversiteye giriş yaptı. Espressolab’in İstanbul’daki farklı üniversite yerleşkelerinde toplam 15 şubesi bulunuyor.

1853 yılında inşa edilen Sarıyer Büyükdere İskelesi, 1971 yılında Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Kurulu tarafından koruma altına alınmıştı. Restore edilen tarihi iskele, şu anda Espressolab’in şubesi olarak kullanılıyor. Sahibi ise Mustafa Ömer Topbaş.

İlk şube: İşçilerin küçücük alanına göz dikmiş

Emre Kocadağ’ın İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde bir işletme satın aldığını belirten Esat Kocadağ, 2014 yılında hizmete başlayan ilk Espressolab’in açılışını şöyle anlatıyor:

“Baktım personelin yemek yediği küçücük bir köşe var. 'Bana burayı versen ben burayı kahveci yapsam' dedim. Ve Espressolab ilk o köşede başladı.”

Tam da liberallerin başarılı örnek olarak gösterebileceği bir hamle daha: her şeye paraya dönüştürülebilme potansiyeli üzerinden bakmak... 

İşçilerin yemek yediği o küçücük köşe Espressolab'e dönüştürüldükten sonra, işçilerin yemek ihtiyaçlarını nasıl karşıladığını maalesef bilmiyoruz. Ancak şu anda marka altında çalışan işçilerin yemek haklarında nasıl kısıtlamalar yapıldığına hakimiz.

Çalışma politikaları şubeden şubeye farklılık gösteren Espressolab'de, işçilerin ortak bir sorunu var, o da yemek hakları. Günlük yemek ücretleri yetersiz kalırken, şubelerdeki "tasarruf" da işçilerin yediği yiyecekten ve içtiği kahveden yapılmaya çalışılıyor. Örneğin Espressolab'in Vialand şubesi ilk açıldığı zamanlarda, her işçinin günlük ikişer kahve ve yiyecek hakkı bulunuyordu. Kısa bir süre sonra kahvelere aroma katmak masraf gerekçesiyle kısıtlandı, yiyecek tercihi ise açma ve poğaçayla sınırlandırıldı.

Sabah yazarı Hülya Güler’e konuşan Kocadağ, “Starbucks'a yönelik boykot, düşünüldüğü gibi fırsat olarak gördüğüm bir şey değil. Bana tek kolu bağlı bir rakibe karşı oynamak gibi geliyor. Bazı çevreler boykotu bizim yaptırdığımızı düşündüler. Starbucks tüm dünyada boykot ediliyor, bizi nasıl gözlerinde büyüttülerse, uluslararası bir boykotu yöneteceğimize bile inanıyorlar. Kısacası başarımızın boykota bağlanmasına üzülürüm” demişti.

Erdoğan ve Bahçeli'den reklam çalışması

Öte yandan Espressolab'in Türkiye genelinde bilinirliğinin artmasının nedenlerinden biri de AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmuştu.

2020 yılında müze statüsünden çıkartılarak camiye çevrilen Ayasofya'nın ibadete açıldığı gün, Erdoğan ve Bahçeli birlikte namaz kıldı. Erdoğan ve Bahçeli, Ayasofya'da kılınan namazın ardından basın mensuplarının eşliğinde Espressolab'de kahve içmeye gitti. 

Orada bulunan bir kişi de Erdoğan ve Bahçeli ile çektiği özçekim fotoğrafı "Cuma çıkışı dostlarla Espressolab’de birer kahve içtik" açıklamasıyla sosyal medyada paylaştı. Hem söz konusu paylaşım hem de haberin Espressolab vurgusuyla servis edilmesi, adeta markaya reklam çalışması oldu.

Sonrasında Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da Sakarya ziyareti kapsamında Espressolab'e gitmesi, markanın adına yapılan vurgu ile haberleştirilmişti.

"Cuma çıkışı dostlarla Espressolab’de birer kahve içtik" notuyla yapılan fotoğraf paylaşımı

Ortaklarından birisi Fas Başbakanı Ahnuş

Ailesinden sahip olduğu sermaye ve bağlantılarıyla kısa sürede işlerini büyüten Esat Kocadağ'ın Fas’taki ortağı da tanıdık bir isim: Fas Başbakanı Aziz Ahnuş.

Ahnuş yalnızca başbakan değil, aynı zamanda Afrika’nın en zengin milyarderleri arasında bulunuyor. Zaten Esat Kocadağ da Ahnuş ile olan ortaklıklarını "Fas'ta başbakanla ortağız ve Fas'ın da en zengin iş adamı" diye anlatıyor.

Kocadağ için Ahnuş’la olan ortaklığının başka önemli bir boyutu daha var. Yıl içerisinde 3 milyon avro yatırım ile Kemerburgaz’da bir kutulama tesisi açmayı planlayan marka, hazır kutu kahve ile marketlere ve benzin istasyonlarına girmeyi hedefliyor. Bu hedefin bir ayağı da ihracat:

“Şöyle bir avantajımız var; Fas'taki ortağımızın 560 benzin istasyonu var. Bu noktalarda eğer böyle bir ürün yaparsak ihracata da başlamış olacağız."

Akwa Group'un CEO'su olan Ahnuş 2007'den 2021'e kadar da Fas Tarım Bakanı olarak görev yapmıştı. Akaryakıt fiyatlarının serbestleştirilmesi kararının ardından fiyat düşürmemek için ortak anlaşmaya varan şirketlerden birisi de Akwa'ydı. Akaryakıt şirketlerin bu dönemde kârları yaklaşık 17 milyar dolara ulaşmıştı. 

Espressolab'de çalışan bir öğrenci de 'başarıya' ulaşabilir mi?

Sonuç olarak; deneyim kazanmak, fırsatları görmek ve çok çalışmak "başarıya" ulaşmak için gerçekten yeterli mi? Yoksa "başarı" için zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmek ve siyasi bağlantılar da gerekiyor mu?

Eğitim masraflarını karşılayabilmek için Espressolab'de çalışmak zorunda olan herhangi bir üniversite öğrencisi bu "başarıya" ulaşabilir mi? Yoksa bu yalnızca Esat Kocadağ'ın alametifarikası mı?

Bu soruların yanıtları; sermayesinin temeli Sütiş’e, reklam çalışması Erdoğan ile Bahçeli’ye, akrabalığı Topbaş'a, ortaklığı ise Fas Başbakanı Ahnuş'a dayanan Espressolab’in kısa hikayesi içinde mevcut.