İsrail’in bölgedeki ilişkileri 5: Rusya dost mu düşman mı?

İsrail ve Rusya ikili ilişkileri geniş bir yelpazede sürüyor. Ancak El Aksa Tufanı ve Putin’in İsrail’e mesafeli tutumu işbirliğinin bir dönem soğuyabileceğine dair işaretler veriyor.

Ogün Eratalay

Kuruluşundan bu yana savaşan, Ortadoğu'daki çatışmaların ve hesapların sürekli içinde olan İsrail bölgedeki komşularıyla ilginç ilişkilere sahip. Bu yazı dizisinde İsrail'in pek göz önüne çıkmayan dış ilişkilerine odaklanacağız.

HAMAS öncülüğünde başlatılan Filistin saldırılarıyla yeniden gündeme gelen İsrail bölgedeki komşularıyla ilginç ilişkilere sahip. Sürmekte olan kanlı savaşın sıcaklığı devam ederken İsrail'in bu çokca işlenmeyen yönünü aydınlatmaya çalışacağız.

Zoraki bir evlilik mi?

Rusya’nın İsrail ile olan ilişkileri Sovet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin dağılmasının ardından başlıyor. Bu yazı kapsamında SSCB-İsrail ilişkilerine değinmeyeceğiz, belki bu konu başka bir yazıda ele alınabilir. İki ülke arasındaki ilk ikili ilişki gündemi Rus Yahudilerinin yaşanan ekonomik krizin ardından kitlesel şekilde İsrail’e göçmesiyle beraber başlar. İsrail toplumsal hayatındaki bu önemli etkenin değerini ilk olarak anlayan ve Rus göçmenlerin iç siyasete katkısının arkaya alınması için Rusya’nın desteğinin alınması gereğine dikkat çekenlerin başında Ariel Şaron olmuştur. Bugün İsrail’de yaşayan ve toplumsal hayatta önemli konumda olan Rusların toplam sayısının 1.5 milyonu geçtiği bilinmektedir. Eski Sovyet ülkeleri dışında en yoğun Rusça konuşulan ülkelerden birisi olan İsrail, Rusya için önemli bir ülkedir. Tel Aviv-Moskova arasında yoğun uçak seferlerinin yapıldığını da söylemiş olalım.

İki ülke arasında başlayan ilişkilerin arka planında çok çeşitli etkenler bulunmakla beraber özellikle 2000’li yılların başında bölgesel işbirliği arayışı dikkat çekicidir. Rusya, İsrail ile işbirliği fırsatlarını arayarak hem Rus Yahudileri eliyle İsrail iç siyasetine etki etmekte, hem de ABD emperyalizminin ileri karakolu konumundaki ülkenin uluslararası hareket sahasını sınırlayabilmektedir. İsrail ise bölgesel sorun yaşadığı Ortadoğu’da askeri olarak mevcut olan bir ülkeyle iyi ilişkiler olmanın yaratacağı uygun siyasal ortamdan faydalanmaya çalışmaktadır.

Elbette bu tablonun ekonomik ve askeri boyutu da vardır. Bugün Rusya, İsrail’in en önemli ham petrol tedarikçisi konumundadır. Ayrıca her iki ülke özel sektörü pek çok alanda önemli yatırımlara sahiptir. İsrail’de önemli yatıran Rus firmaları arasında Yandex ve Mail.Ru başta geliyor. Covid-19 pandemisi sırasında Kudüs’deki Hadassah Hastanesi Rus ilaç sektörüyle işbirliği yapmış, Moskova’da temsilcilik açmış ve Sputnik-V aşısının geliştirilmesine katkıda bulunmuştur. Silah sanayiinde iki ülke arasında önemli işbirlikleri yapılmış, halihazırda bu alanda milyar dolar mertebesinde ilişki mevcuttur. Rusya ilk nesil insansız hava araçlarını bu ülkeden almış ve yakın zamana kadar yoğun işbirliği devam etmiştir. İki ülkenin nükleer ve uzay alanda işbirliği yaptığını, İsrail’in resmî olarak teyitlenmese de bölgedeki önemli bir kıtalararası balistik füze kabiliyetli nükleer güç olduğunu da hatırlatalım.

Rusya ve İsrail’in müttefik olduğu öne sürmek iddialı olacaktır ancak her iki ülkenin de birbirinin gücünün farkında olduğunu söylemek ve bir diğerinin ayağına basmamaya çalıştığı saptamasını yapmak zorlama olmayacaktır. Yugoslavya Savaşı sırasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan onay almaya çalışan ABD öncülüğündeki NATO ülkeleri Rusya ve Çin vetosu yüzünden bu yönde karar alamasa da NATO kapsamında ülkeye saldırdığında İsrail saldırıyı kınamıştır. İsrail, Ukrayna İç Savaşı sırasında 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesini kınamamıştır. Aynı yıl Rusya’nın iki devlet arasındaki anlaşmalara uygun bir şekilde Suriye İç Savaşı’na Suriye Cumhuriyeti lehine dahil olmasıyla beraber İsrail-Rusya arasında olası kazaları önlemek adına temas mekanizmaları tanımlanmıştır. Suriye, İsrail’in devlet doktrini olarak her zaman en üst sıraya yazdığı ve mümkün olduğu kadar azaltılması gereken bir tehdit olmuştur. Emperyalizmin bölgeye bütünlüklü müdahalesinin ardından bu tehdit oldukça düşük seviyeye indiği için İsrail hükümetleri ve ordusu bu durumu muhafaza etmek için büyük tavizler vermeye hazırdır. Emperyalizmin yönelim ve emirlerinin aksine Ukrayna Savaşında İsrail’in kuru bir protestoyla yetinmesi, Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmaması, ilk dönemde Baltık ülkelerine satılmış olan İsrail silah sistemlerinin asla Rusya’ya karşı kullanılamayacağını açıklanması, tüm ısrarlara rağmen başta Demir Kubbe savunma sistemleri olmak üzere MIM-23 Hawk füzeleri gibi yüksek teknoloji ürünü silahların Ukrayna’ya verilmemesinin ardında bu neden yatmaktadır. İki ülke arasında adı konmamış çeşitli “uzlaşılar” olduğu, bu kapsamda Rusya’nın İran’a silah ihracatı yapmaması karşılığında İsrail’in de Gürcistan ve Ukrayna’ya silah satmadığı söylenmektedir.

İki ülke arasındaki ilişkinin zoraki olduğundan bahsetmiştik. Emperyalizmin bölgede bıraktığı boşluklar ve yaşadığı hegemonya krizi nedeniyle ortaya çıkan manevra sahalarında Rusya ve İsrail kimi alanlarda karşı karşıya gelirken kimi alanlarda işbirliği yapar. Örneğin Libya İç Savaşı’nda iki ülke beraber Hafter rejimini desteklemekte, Rusya ABD Başkanı Trump tarafından İsrail lehine çeşitli Arap ülkeleriyle imzalanan Abraham Mutabakatına karşı çıkmamaktadır. Buna rağmen Rusya bölgede iki devletli çözümü destekler ve Filistinli örgütlerle güçlü bağlara sahiptir. Hamas’ı terör örgütü olarak görmez ve diplomatik ilişkiler yürütür. Ayrıca Rusya, İsrail’i Kudüs’ü tek taraflı olarak başkent ilan etmiş olmasını da tanımamaktadır.

El Aksa Tufanı’nın başlamasından sonra bir süre sessiz kalan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gecikmeli olarak yaptığı açıklamada soruna soyut olarak yaklaşmayı tercih ederek bölgede ABD siyasetinin başarısızlığına vurgu yapmıştı. İki ülke arasındaki derin kültürel, ekonomik ve askerî bağlar ilişkilerin kopmasına engel olduğu çok açıktır. Emperyalizmin bölgedeki planlarına uygun hareket etmek isteyen Netanyahu hükümeti, atacağı her adımda anlatmaya çalıştığımız gibi karmaşık ilişkiler içinde bulunduğu Rusya’nın vereceği tepkileri önemsemek durumundadır.