Ankara'da geçmişi 300 yıla dayanan bir Kürt köyünün hikayesini Başbakanlık Osmanlı Arşivleri kaynaklarından yararlanarak kaleme alan Dr. Fikret Yıldız, Orta Anadolu Kürtlerinin tarih, göç ve iskan ile birlikte kültürel hayatına da ışık tutuyor.
"Ankara'da bir Kürt köyü: Mikaila" adını taşıyan kitap için geçtiğimiz gün Ankara'da imza günü ve ardından Yıldız ile söyleşi düzenlendi. Moderatörlüğünü Oğuz Gemalmaz'ın yaptığı etkinliğe birçok sanatçı, aydın ve Orta Anadolu Kürtlerinden katılımcı eşlik etti. Faik Bulut'un önsöz yazdığı çalışmada Kürtlerin Orta Anadolu'ya geliş süreçleri, fotoğraflar, kültürel devinimleri, aşiret ve akrabalık ilişkileri, çocuk ve yetişkin oyunlarına dair etnografik çalışamların yanı sıra atasözleri, deyimler, bitki ve tarımsal bilgilere dair veriler yer alıyor.
'Bir tıp doktoru neden Kürt tarihini yazmayı tercih etti?'
Fikret Yıldız, aslında Almanya'da yaşayan bir tıp doktoru. Kendisi "Peki ama beni bir tarih kitabı yazmaya ve tarihi çalışamlar yapmaya iten şey ne oldu?" sorusuyla başlıyor söze.
Kürt tarihine dair genel olarak sözünü ettiği araştırma ve incelemelere dair sorunların yanı sıra araştırmacılara ve yayınevlerine yapılan baskı ve yasaklamalara da değinen Yıldız, tüm bunların yanı sıra Orta Anadolu Kürtlerine dair yapılan çalışmaların bir elin parmaklarını geçmediğini ifade ediyor.
"Hayatımızın önemli bir kısmı 'Gittiğiniz yerde Kürt olduğunuzu gizleyin' nasihatlarıyla geçti. Ankara'da doğmuş olmak ve Ankara'da yaşayan bir Kürt olmak bu açıdan avantajlıydı tabi. Nüfus kağıdımızda doğum yeri olarak Ankara yazıyordu ve hasbelkader Kürt olduğumuzu gizlemek bir Diyarbakırlıya nazaran daha kolaydı.
Çünkü zor zamanlardı. Sancılı yıllardı. Ama zaman ilerledi. Her şeye rağmen, baskılara rağmen üretimler yapılabiliyor. Bakın burada, bu imza günü vesilesi ile yan yana gelip tarihimizi, edebiyatımızı konuşabiliyoruz. O zaman bunu değerlendirmeliyiz. Ben de buradan hareketle, üzerine çok az şey yazılmış, neredeyse hiçbir şey bilinmeyen Orta Anadolu Kürtlerine dair çalışmalar yapmaya başladım. Mikaila Köyü'nün tarihinden yola çıkarak Orta Anadolu Kürtlerinin yaşadığı kültürel ve tarihsel süreçleri anlatmaya çalıştım. Bu nedenle de bu kitabı kaleme almaya karar verdim."
1861 yılında kaleme alınan Ankara'daki Kürt köyü ve Fransız arkeolog
Ankara'daki Kürt tarihine dair yakın dönem ve eski dönem arşivlerden söz eden Fikret Yıldız, George Perrot'un 1861 yılında Ankara'nın Kürt köylerini gezdiği araştırmalarını hatırlatıyor. Yıldız, ulaştığı tarihi hazineyi yayına hazırlarken titiz davrandıklarını belirtiyor.
"George Perrot, bu çalışmaları sırasında, Ankara'da yaşayan gayrimüslim tebanın kendisine Kürtlerin yanına gitmemesi gerektiğine, Kürtlerin vahşi ve kaba insanlar olduğuna dair tavsiyelerinden söz eder. Ancak George Perrot aydın biridir ve her şeyin farkındadır. Kalkar gider, Ankara'nın Haymana Kürtlerini çalışır. 1861 yılındaki çalışmalarını kaleme alır ve yayınlar. Bu en önemli belgelerden biridir.
Ancak bunun dışında aradığımız birçok belgenin kütüphanelerde olmadığını ve bulamadığımızı fark ettik. Yani kitaplar ve kütüphanelere bakınca Orta Anadolu Kürtlerine rast gelmek neredeyse imkansızdı. Yolumuzu el yordamıyla bulduk desek yalan olmaz. Osmanlı arşivleri bu açıdan birçok malzeme sundu bizlere. Osmanlıca bilen Kürt dostlarımız çeviri konusunda yardımcı oldu. Eski aşiret belgeleri, göç kayıtları, iskan belgeleri derken koca bir arşiv çıktı ortaya."
'Birnebûn dergisi bir okul oldu bizim için'
Orta Anadolu Kürtlerinin Avrupa'da çıkardıkları dergi olan Birnebûn'un aynı zamanda kendileri için bir okula dönüştüğünü ifade eden Fikret Yıldız, bu araştırmaların ve incelemelerin artık burada üreten herkes açısından birer kitap hacime ulaştığını belirtiyor.
İlk zamanlarda yazacak konu, belge ya da içerik dahi bulmakta zorlandıklarından söz eden Yıldız, bugün ise üretecek konulara yetişemeyecek kadar fazla veriye ulaştıklarını söylüyor. Ayrıca, Kürtçe üretmek konusunda da ısrarcı olan derginin son sayılarının sadece Kürtçe yayınlandığına dikkat çekiyor.
Yıldız, sözlerine şöyle devam ediyor:
"1997 yılında bir grup Orta Anadolu Kürt aydınının çıkardığı ve yaklaşık 30 yıldır sayısı 100'e yaklaşan Bîrnebûn dergisi bizler için çok önemli ve adeta bir okul oldu. İlk zamanlar kendi arkadaşlarımızla arşivlere ve belgelere erişim zorlukları çekerken o zamanlar aldığımız bir kararın ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Herkes kendi bölgesine bakarak derinleşmeye çalışsın tavrı bizim daha titiz çalışmamızı ve daha fazla veriye ulaşmamızı sağladı. Cihanbeyli, Polatlı, Haymana gibi örneklerde daha derin çalışmalar yapmaya başladık. O zamanlar el yordamıyla yaptığımız çalışmalar seneler içinde kazandığı akademik derinlikle üretimlere yansıdı. İlk başlarda yazmayı dahi yeni öğreniyorduk demem yanlış olmaz.
Bu kitapta anlatılanlar, farklı coğrafyalarda yaşayan Kürtlerin hikâyesidir. Kürtlerin çıktıkları, geçtikleri, kondukları, yerleşip yaşadıkları toprakların bir ucu İran'ın Horasan bölgesinde, Belucistan, Hewreman ile Kirmanşah'ta, diğer ucu Pakistan ile Kafkasya'ya Orta Asya üzerinden uzanan geniş coğrafyada, güney ucu Mezopotamya ile Suriye, Filistin, Mısır, Sudan, Libya ve Cezayir'de; batı ucu ise Balkanların genelindedir. Yaşadıkları bölgelerde dört bir yana savrulmuş, direnmiş ve sürgün edilmiş bir halkın acısını, sevdasını, umudunu ve davasını görmekteyiz."
Dr. Fikret Yıldız'ın bu çalışması Kürt tarihinin ana bölmelerinden biri olarak kabul edilen Orta Anadolu Kürtlerinin tarihine ışık tutuyor.