Mercimek ve piyazı

Efendim bugün mutfaktaki yakın dostlarımdan mercimek üzerine laf etmek istiyorum. O nedenle de gelin, mercimeği birlikte biraz daha yakından tanıyalım.

MERCEKTEN MERCİMEĞE
Şimdi, mercimek denilince mercimeği fırına vermek de akla gelir. Öyle değil mi? “Gomşuuuu! Gıııız! Duydun muuu? Arhundulu kör Yaşar’ın gızıylan, yorgancı Hüsnü’nün oğlan mercimeee fırına veeemişleee!” misali. Askerde çıkan yeşil mercimek yemeğine de çoktan ad konulmuştur: kara şimşek.

Bir zamanlar aşkın kabulü için yarım kilosunun yeteceği söylenen mercimek, esas olarak baklagiller yani Fabacea familyasında yer alan Lens cinsine dâhil dört türden biridir. Ve adı Lens culinaristir. Lens, bildiğiniz üzere “mercek” demektir. Şeklinden dolayı bu ismin verildiği söylenir. Belki de bizim dilimize de mercek dolayısıyla mercimek olarak girmiştir. Neyse biz doğrusunu dilbilimcilere bırakıp, sürçülisan etti isek affola diyelim.
Efendim bu mercimeğin, kahverengisi, sarısı da olurmuş meğer. Ama bizim mutfaklarda genellikle yeşili ve kırmızısına rastlanır. Yandaki illüstrasyon tam 1885 yılında çizilmiş olup, Wikimedia’dan tedarik edilmiştir.

Mercimek tarımı, ilk çağlardan beri yapılır ve genellikle Akdeniz iklimine yatkınlık gösterir. Bizde de yaygın olarak Güney Anadolu, Ege, Marmara bölgelerinde yetiştirilir.

Hani hatırlarsınız 1990’ların başında yoğun mercimek stoklarımız var idi. Onların tüketilmesi için Prof. Dr. Ayşe Baysal Hoca ne kadar çırpınırdı hatırlarsınız değil mi? Şimdi ülkemiz o günleri nerede ise mumla arıyor. Üretim diplerde, varsa yoksa ithalat!..

TÜİK’in en son bakliyat üretim rakamlarına baktım. Sevgili okuyucu yeşil mercimek üretimimiz 1990 yılında 216 bin ton imiş. Bu üretim rakamı 2000 yılında 73 bin tona, sıkı durun 2012 yılında da 28 bin tona gerilemiştir. Durum ne kadar vahim öyle değil mi?

GELELİM MERCİMEK PİYAZINA
Mercimeğin terkibinde, B vitaminleri, fosfor ve bolca demir vardır ve protein miktarı da yüksektir. Bu nedenle iyi bir enerji kaynağı ve oldukça besleyici bir gıdadır. Mercimek ile çokça yemek, köfte, çorba yapılır yapılmasına da benim favorilerimden biri, çilingir sofraları için yeşil mercimeğin piyazıdır. Hadi gelin bu lezzetli ve çok da kolay mezeyi birlikte yapıverelim.

Önce malzemelerimizi bir sıralayalım: Tabii ki ayıklanmış ve haşlanmış mercimek, 4-5 adet taze soğan, 2-3 diş dövülmüş sarımsak, bir adet domates ve salçalık kırmızı biber, birkaç adet ince yeşil biber, bolca taze nane, sızma zeytinyağı, arzuya göre sirke, nar ekşisi, limon, bir tutam sumak ve pul biber, bir tatlı kaşığı tahin ve bir çay kaşığı kimyon.

Ayıkladığımız mercimekleri, iyice yıkayıp, suda haşlıyoruz. Bu haşlama esnasında bir çay kaşığı toz şeker atarsak mercimeğin gazı alınmış olacaktır. Süzdüğümüz mercimeği soğumaya bırakırken, genişçe bir kap içine, taze soğanlarımızı doğruyoruz. Yeşil ve kırmızıbiberlerin çekirdeklerini ayıklayıp incecik kıyıyoruz. Sonra ayıkladığımız taze naneleri de doğrayıp zerzevat ile buluşturuyoruz. Kabuklarını soyduğumuz ve küp küp doğradığımız domatesimizi de ilave ediyoruz.

Malzemelerimizin içine, serinlemiş bulunan mercimeğimizi ilave ettikten sonra, bir tatlı kaşığı tahin, sızma zeytinyağı, bolca sirke ve ağız tadımıza göre nar ekşisi ya da limon suyu ve sumak, pul biber ile kimyonu da ekliyoruz. Bir büyük tahta kaşıkla bütün malzemeyi karıştırıyoruz. Bu
arada nebatatlar ve mercimek birbirine iyice sarılırlar. Bu sarılmanın hız ve kıvam kazanması için bir süre gözden ırak tutun hepsi birbirine sırlarını açsın ve kaynaşma tamamlansın. Kaynaşmanın tamamlanmasıyla tadın ve görün lezzeti. Bir parça ekmeği, suyuna banın hele. Dikkat edin keyif katsayınız tavan yapacaktır.

Sofralarımız dostlarla…

Sofralarımız, sokaklara çıkan türkülerimizle dolsun.

2014’te, yine boyun eğmeyeceğiz. Ve yıkayıp, paklayacağız bu canım memleketi.

Sağlık ve dostlukla…