Bizler, İlter’in bu yaklaşımıyla, devletçiliği iktisat politikası boyutuyla ele aldığımız zaman, tarihin önemini ve ağırlığını doğru tartarak analizimize yeni kapılar açma şansına kavuşuyoruz.

Halkçı, kamucu, devletçi iktisat tartışmalarında kılavuz bir kitap

Günümüzdeki kritik tartışmalardan biri de; halkçı, kamucu, devletçi bir iktisadi modelin ana taşıyıcı kolonları üzerine ilgililer arasında sürdürülmektedir. Bu tartışmalar genellikle tarihsel bağlamından uzakta yapıldığı için yeterince derinleşememektedir. Bir de son 40 yıldır ana akım iktisadın etkisinde kalan çevrelerin bu konuda bildiklerini unutması ve de çarpıtması ve şu üç kelimeden “halkçı – kamucu – devletçi” ısrarla uzakta durmaları meselesi vardır. O nedenle bu yazıda sevgili dostum, meslektaşım İlter Ertuğrul’un Cumhuriyet Kurulurken Devletçiliğin Ayak İzleri kitabını hatırlatmak istedim.

***

N. İlter Ertuğrul

Yaşamını; sevgiye, bilime, tarihe, emeğe, hak ve hukuka ve adalete adayan, yarınlar için dövüşen, koca gülüşlü, kocaman yürekli bilim insanı hocamız, dostumuz, yoldaşımız N. İlter Ertuğrul’u sekiz yıl önce 27 Aralık 2016’ da sonsuzluğa uğurlamıştık.

Biz onu uğurlarken o da bizlere yeni kitabının el yazmalarını emanet ediyordu. Aslında İlter, kitabını üç yıl kadar önce tamamlamıştı. Şunu bilmeliyiz: Yazdığı eseri kendi de beğenmişti. Kitabı okurken, niçin beğendiğini daha iyi anlayacağız.

İlter Hocanın kitabı beş ana kısım ve on sekiz alt bölümden oluşuyor. Sonuç bölümünü takiben dört adet ek, kaynakça ve kendisinin titizlikle hazırladığı dizin de var.

İlter’in üç merceği var:

Birinci mercek ile dünya kapitalizmine bakıyor. 1914’de Büyük Savaş başlarken XX. Yüzyıl, kimin kapitalizmi olacak? büyük sorusuna yanıt arıyor.

İkinci mercekle 100. yılını kutladığımız 1917 Ekim Devrimi ile başlayan öteki XX. Yüzyıla bakıyor. Kapitalizmin iradesi dışında büyük bir köylüler ülkesindeki değişimi irdeliyor.

Üçüncü mercekte “BİZ” varız. Milli Mücadele ile doğan yoksulların zaferinin sonucunda Cumhuriyet ile taçlanan farklı bir ifade ile kendi iradesi ile kurulan Türkiye.

Sevgili yoldaşım İlter, bu üç merceği adeta avucunda tutarak birçok “hazır bilgiyi” ters yüz ediyor ve bunu bilimsel polemik yöntemiyle yapıyor. Hem de büyük bir ustalık ve zarafetle…

  • Cenova Konferansı, Rapolla’da İşbirliği Anlaşması…
  • Londra’nın City’si ile New York’un Wall Street’i..
  • Locarno Anlaşması…
  • Lenin, SSCB, NEP, 72 maddelik ödünler listesi olan yabancı sermaye kararnamesi…
  • Türkiye – SSCB Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması…
  • Devletçiliğin ilk filizi 16 Mart 1921 Ankara Anlaşması: “Türkiye’de kapitülasyonlar geçersizdir”.
  • Ve 1923 Mustafa Kemal Yılı. Lozan, Curzon’un blöfü – yeleği…
  • Geri kalmışlığı yenme davası: Cumhuriyet…
  • Osmanlı’da bağımlılık yolu ve simgesi iken Cumhuriyet ile bağımsızlığı yolu ve simgesi olan demiryolları…
  • Chesther İmtiyazı…
  • Sihirli denklem: Devletçilik = Demiryolları + Sanayileşme…

İlter’in çalışması şunu gösteriyor: Cumhuriyet, 20. yüzyılda var olabilmek için bir yeni başlangıçtır. ‘Büyük Savaş’ın yaşattığı ‘kıyamet’ ile dünyada eski zamanların, köhnemiş yapılarıyla son bulduğunu ve tarihin getirdiği o noktada yeni bir bilinçlenme ile yeni bir dönem açabilmenin o anda müstesna bir önem kazandığını milli mücadeleyi yürüten kadrolar saptamışlardı. Bu mücadele, kapitülasyonsuz bir ülke kurma aşamasına (Lozan’a) ve oradan Cumhuriyete erişen bir bütünlük taşıyacaktı. Ekonomi, bu bütünlüğü güvenceye alacak temel kolonların başında geliyordu ve bizim köylüler ülkemizde geri kalmışlığın kalın kabuğunu kırarak XX. yüzyılın dünyasında var olabilmemiz ancak ‘devletçi bir akılla’ mümkündü. Buna, başından itibaren böyle bakılmıştır.

Kısacası, İlter’in meseleye bir bütünlük içinde yaklaşımı, Cumhuriyetçilerin bütünlüğe sahip bakışının da hakkını vererek, onların tasarımını doğru kavramasıyla zenginleşti. Bu, kendisine, devletçiliği, dünya kapitalizminin iniş çıkışlarına ayarlanmaktan ibaret bir konjonktürel iktisat politikasının dar sınırları içine hapsedilemeyecek nitelikte değerlendirmeyi yapma olanağı kazandırdı. Böylece, Cumhuriyetin bu topluma ciddi bir kalite atılımı getirecek devrimci boyutunu, devletçilik tartışmasının merkezine yerleştirdi.

Bizler, İlter’in bu yaklaşımıyla, devletçiliği iktisat politikası boyutuyla ele aldığımız zaman, tarihin önemini ve ağırlığını doğru tartarak analizimize yeni kapılar açma şansına kavuşuyoruz.

Cumhuriyetin 101. yılını daha iyi anlamak ve kurucu kazanımlarını geleceğe taşımak için okumalıyız…

***

Cumhuriyet Kurulurken DEVLETÇİLİĞİN AYAK İZLERİ: Cumhuriyetin iktisadi temelleri

Yazar: N. İlter Ertuğrul

Türü: Araştırma / Tarih

Baskı yılı: 1. Baskı. Kasım 2017

Sayfa sayısı: 424 Sayfa

Yayınevi: Telgrafhane Yayınları