DEM Parti'den anayasa pazarlığına yeşil ışık: 'Yamalı darbe anayasasından birlikte kurtulalım'

Cumhur İttifakı'nın anayasa çağrısına yeşil ışık yakan DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, "Yamalı 12 Eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim, hep birlikte yeniden inşa edelim" dedi.

Haber Merkezi

Cumhur İttifakı, “Yeni, sivil, çağdaş, demokratik, kapsayıcı ve kuşatıcı” bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu uzun süredir öne sürüyor. 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerin ardından da AKP ve MHP tekrardan yeni anayasa çağrısı yapmaya başladı. 

Geçtiğimiz günlerde tüm siyasi parti gruplarının temsilcilerinin yer aldığı TBMM Başkanlık Divanı üyeleriyle görüşen AKP'li TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa için nabız yokluyor. Bugün TBMM'de düzenlenen 23 Nisan Özel Oturumu'nun açılışında konuşan Kurtulmuş'un gündemi yine yeni anayasa oldu.

Kurtulmuş, konuşmasında yeni anayasa için siyasi partilere çağrıda bulunurken, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da Cumhur İttifakı'nın çağrısına yeşil ışık yaktı.

Kurtulmuş'un gündemi yine anayasa

TBMM'de 23 Nisan Özel Oturumu düzenlendi. Oturumun açılışında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un gündeminde yeni anayasa vardı.

TBMM'nin yasa ve anayasa yapma gücüne de salahiyetine de sahip olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Bu Meclis halkın verdiği oyların yüzlerin 95'ine sahip bir Meclis'tir. Yeter ki doğru zeminlerde tartışmayı başaralım. Doğru yöntemler de partilerin uzlaşı ile varacağı yöntemlerdir" dedi.

Kurtulmuş, "Gerçekten sivil, darbelerin gölgelerinden kurtulmuş anayasa yapması Meclis'in boynunun borcudur. Öncelikli gündem asra uygun anayasa" ifadelerini kullandı ve 23 Nisan haftasından sonra siyasi partilerle yapacakları temaslarla süreci başlatmayı düşündüklerini belirtti.

Kurtulmuş, sözlerini, "Fikri olan her kurum sürece katkı vermeli. İlk meclisten aldığımız ruhla güçlü bir şekilde yürüyüşümüze devam edeceğiz. Her yıl 23 Nisan'ı kutlamakla kalmayıp daha demokratik, daha güçlü Türkiye istikametinde yolumuza devam edeceğiz" ifadeleriyle sonlandırdı.

DEM Parti'den yeni anayasa pazarlığına yeşil ışık

Kurtulmuş'un konuşmasının ardından kürsüye DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları çıktı.

AKP'nin yeni anayasa ısrarına Hatimoğulları'ndan yanıt 1921 anayasası hatırlatmasıyla geldi.

Hatimoğulları, "Cumhuriyetin ikinci yüzyılında krizlerden çıkışın yolu 1920 ruhuyla 1921’de yapılan toplumsal mutabakatın güncellenmesinden geçmektedir" dedi.

Hatimoğulları'nın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

"Yüzyıllık Cumhuriyet tarihi, aynı zamanda darbelerin, ekonomik krizlerin, istikrarsızlığın ve otoriterliğin tarihidir. İlk yüzyılda rejim demokrasiye hep mesafeli durmuş; toplumun demokratik taleplerini kriminal vaka haline getirerek tanımamış, buna itiraz eden tüm kesimleri şiddet yöntemleri ile bastırmaya çalışmıştır. Cumhuriyet bugünkü varlığını ülkede yaşayan bütün halklara, inançlara ve emekçilere borçludur. Buna rağmen bu kurucu iradeyi yok sayan anlayış halen devam etmektedir.

'İnkarın kaynağını bulmak ve bununla yüzleşmek'

İnkarın kaynağını bulmak ve bununla yüzleşmek tüm siyasal dinamikler açısından bugün büyük bir sorumluluk haline gelmiştir. 1920 yılı öncesinde devrede olan tekçi siyasi anlayış, 24 Anayasası’yla yeni ulus devletin katı ve sistematik aklı haline dönüşmüştür. Tarihsel inkâr, temel referanslarını ülkenin tüm farklılıklarını yok sayan 1924 Anayasası’ndan almaktadır. Tek tip yurttaş yaratma, merkeziyetçilik ve inkâr konularında daha sonra yapılan tüm Anayasalar, maalesef 1924 Anayasası’nın kötü birer kopyası durumuna düşmüştür. Bugün Türkiye toplumunun temel ihtiyaçlarının başında demokratik bir anayasa gelmektedir.  Cumhuriyetin ilk yüzyılında devlet kendisine tek tip ve sermayenin hizmetinde bir halk yaratmak istemiştir ama başarısız olmuştur. İkinci yüzyılda siyasetin görevi, yaşanan sorunlara kalıcı çözümler getirecek olan halkların demokratik yönetimini kurmaktır. Bunun önemli adımlarından birisi Demokratik Anayasa yapım sürecine girmektir. Bunun için yapılması gereken acil şeyler; çatışma ve kutuplaştırıcı iklime son vermek, toplumsal barışı tesis etmek en geniş toplumsal mutabakatı aramak üzere yol ve yöntemler üzerinde çalışmaktır.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında krizlerden çıkışın yolu 1920 ruhuyla 1921’de yapılan toplumsal mutabakatın güncellenmesinden geçmektedir. Yüzyıllık cumhuriyetin demokrasi krizlerinde İttihat ve Terakkicilerle, Hürriyet ve İtilafçıların sorumluluğu oldukça büyüktür. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, geçmişle yüzleşme ve geleceğin demokratik inşası siyaset kurumunun temel görevidir. Burada Meclis kurucu bir iradeyle Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin demokratik bir yüzyıla adım atmasının tarihi bir sorumluluğuyla karşı karşıyadır. DEM Parti olarak bizler çözüm konusunda dün olduğu gibi, bugün de elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzun altını bir kez daha çiziyoruz.

'Yamalı 12 Eylül darbe anayasasından hep birlikte kurtulalım'

Bu ülkeye gerçek ve kalıcı bir bahar; Kürt sorununun demokratik çözümü başta olmak üzere herkese daha fazla iş-aş-ekmek verilmesinden ve bu sistemin kurulmasından daha fazla demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adaletin tesis edilmesiyle mümkündür. Yaşadığımız bölgede yeniden savaş projeleri tesis edilirken, kan ve gözyaşıyla gündeme geldiği bir eşikte; ortak bir yaşam ve demokratik bir toplum için tüm kesimlerle konuşmaya, sorunlara müzakere yoluyla çözümler konusunda yol almayı isteriz elbette. Bu sebeple gelin yamalı 12 Eylül darbe anayasasından hep birlikte kurtulalım ve Demokratik Cumhuriyeti beraber inşa edelim. Gelin, başta parlamento olmak üzere siyaset kurumunu her türlü vesayetten kurtaralım. Gelin dünyada tohumu ekilen, Ortadoğu’da fidelenen savaş ve kargaşaya karşı Türkiye ve bölge halklarını korumak adına büyük bir iç barış mutabakatı yapalım."

Yeni anayasa ne anlama geliyor?

Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve soL yazarı Ali Rıza Aydın,“Yeni anayasa söylemi ve hedefini birçok nedenin içinde olduğu bütünsellikle okumak gerekiyor. Bu bütünselliği okuyacağımız tablo, yeni liberalizmle, kapitalist emperyalist ilişkilerle, dinsellikle bulamaç durumuna getirilmiş olan 21 yılı aşan AKP dönemidir, siyaseti ve ekonomisidir" yorumunda bulunmuştu.

Başkanlık rejiminin zaaflarının giderilmesi ve daha fazla güven sağlaması gibi düzenlemelerin öne çıkacağını belirten Aydın, yeni anayasa ile TBMM ve Anayasa Mahkemesi'nin daha da işlevsizleştirileceğini ve özelleştirmelerin önünün daha fazla açılacağını vurgulamıştı.

Yeni anayasanın gerçek nedenlerinin finalinde emekçileri esnek, ucuz, güvencesiz duruma düşüren, sömürüyü derinleştiren yasal düzenlemelerin, yargı kararlarının ve uygulamaların sömürenler yönünden anayasal güvenceye kavuşturulması da var.