İktisat Kongresi’nin önümüze koyduğu daha önemli şey şudur: 1923 Türkiye'sinin ekonomisi nasıldır? Kongre, Türkiye’nin önündeki sorunların tümünü resmetmiştir; her alanda, ama her alanda...

1923 Türkiye İktisat Kongresi ve Çiftçi Grubunun İktisadi Esasları

Bir önceki yazımın başlığı 1923 Türkiye İktisat Kongresi ve işçi sınıfının kabul olunan iktisadî esasları1 idi. O yazıda genel olarak kadim kent İzmir’de toplanan Kongre hakkında özet bilgiye de yer vermiştim. O nedenle bu yazıda doğrudan Kongre’de alınan kararların toplu tablosu ve çiftçi grubunun iktisadi esaslarına2 değinmek istiyorum.

Kongrenin Kabul Ettiği Esaslar

Kongre Divan Başkanı Karabekir Paşa, “İktisat Kongresi günlüğüne” şu satırları not eder:

Kongre, on altı günde, otuz altı celse yapan ve yedi komisyonun hazırladığı kırk sekiz ayrı mevzudan birbiriyle alakadar olanları birleştirip yirmi üç meseleyi yaşadığımız günler ve istikbal için karara bağlamıştır”.

Kongre’de alınan kararlar, İzmir’de Anadolu Matbaasında “İktisâd Esaslarımız” başlığıyla kitaplaştırılmış ve Kongre’nin son günü olan 4 Mart 1923’te dağıtılmıştır. Kapaktaki ikinci başlık; “Milletimiz mâzisinden değil, Artık İstikbâlinden mesûldur” biçimindedir. 

 

Kongre kararlarının yer aldığı kitap kapakları

Kongre kararları ya da kabul edilen esasları altı gruba ayırmak mümkündür; Misak-ı İktisadî Esasları, Tüccar, Çiftçi, Sanayici, İşçi gruplarının kabul ettikleri esaslar ile birlikte Yabancı Sermaye Hakkında Hükûmete sunulan esaslar.

302 adet Kongre kararının gruplara göre dağılımına bakıldığında 1923 Türkiye ekonomisindeki üretici sınıfların sektörel ağırlıkları konusunda da fikir sahibi oluyoruz. Bu kararların özeti, çok kısa bir süre sonra 8 Nisan 1923’te Gazi Paşa tarafından Dokuz Umde Bildirisi adı ile TBMM’ne takdim edilmiştir. Bu bildiri, kurulacak ve devleti de kuracak Halk Fırkası’nın ilk fırka / parti programı olarak da tarihe geçmiştir.

Çiftçi Grubunun Kararları - Özet

Gazi Mustafa Kemal Paşa 1 Mart 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 3. Yasama yılını açarken şöyle bir tespitte bulunuyordu.3

(...) Efendiler,
    
Türkiye'nin sahibi ve efendisi kimdir? (Köylüler sesleri) Bunun cevabını derhal birlikte verelim: Türkiye'nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üreticisi olan köylüdür. O halde herkesten çok bolluk, mutluluk ve varlığa hak kazanan ve buna layık olan köylüdür. Bundan dolayı, Büyük Millet Meclisi Hükümetinin iktisat politikası bu önemli amacın sağlanmasına yöneliktir.
    Efendiler, 
    Diyebilirim ki, bu günkü felâket ve yoksulluğun tek nedeni bu gerçeği ihmal etmiş olmamızdır. Doğrusu yedi yüzyıldan beri dünyanın çeşitli yörelerine gönderilerek kanlarını akıttığımız, kemiklerini topraklarında bıraktığımız ve yedi yüzyıldan beri emeklerini ellerinden alıp gereksiz yere harcadığımız ve buna karşılık daima onurunu kırdığımız ve hor gördüğümüz ve bunca özveri ve iyiliklerine karşılık nankörlük, küstahlık ve zorbalıkla uşak durumuna indirmek istediğimiz bu ülkenin gerçek sahibi huzurunda bu gün büyük utanç ve saygı ile gerçek durumumuzu alalım
.”

Meclis’te oluşturulacak iktisat politikaları demedi, bu epigrafideki amacın sağlanmasına yönelik olacaktı. Kongre’de çiftçi grubunun 95 maddesi işte bu iktisat politikalarının çerçevesini tayin edecekti. Kongre’den sekiz ay on iki gün sonra ilan edilecek olan Cumhuriyet, yaklaşık on üç buçuk milyon nüfuslu köylüler ülkesinde kurulacaktı. Unutulmamalıdır ki, Cumhuriyetin temel hareket noktalarından biri de bu yoksul köylüleri bilinçli birer çiftçiye dönüştürmekti.4

Çiftçi grubunun kararlaştırdığı esaslar on başlık altında toparlanabilir:

a) Reji Meselesi (9 Madde)
b) Âşar Meselesi (2 Madde)
c) Asayiş Meselesi (14 Madde)
d) Ziraat ve Maarif Meselesi (9 Madde)
e) Ziraat Bankası ve İtibar-ı Ziraî Meseleleri (6 Madde)
e) Yollar Meselesi (9 Madde)
f) Orman Meselesi (9 Madde)
g) Ziraatte Hayvanat Meselesi (18 Madde)
h) Çiftçiliğe ait Bazı Maddeler (18 Madde)
ı) Ziraatte Makine Meselesi (8 Madde)

İki maddelik Reji Meselesi, başlığında Reji idare ve usûlünun kaldırılması düzenlenmiştir.  İkinci başlık Âşar Meselesi’dir. Birinci maddesi ile Âşar vergisinin ortadan kaldırılması talep edilmekte, ikinci maddesi ile de bütçe dengesini sağlamak amacıyla tüm yurttaşları kapsayan yeni bir verginin koyulması önerilmektedir.

Asayiş meselesi kapsamındaki on dört madde ile Anadolu kırsalının hal-i pür melalini isabetli bir biçimde tariflemektedir. Hayvan hırsızlığı, yol kesicilik, soygunculuk ve bunlara yataklığı yaygınlığı; bunlarla mücadele ile görevli her kademedeki görevli memurların lakaytlığı sorunun kangren olmasına yol açtığı tespiti önemlidir. Gerek jandarma, gerek kır bekçileri ve kır korucularına dair yönetmeliğin bir an önce gözden geçirilerek bu görevlere atanacaklarda en az ilk mektep tahsili aranmak ve kendi yöresinde (köyünde, mahallesinde) görevlendirilmemesi gerektiği önerilmektedir.

Köylerin ve kasabaların birbirine telefon ile bağlanmasının asayiş açısından çok önemli olduğu isabetli tespiti de yapılmaktadır. 

Ziraat ve Maarif Meselesi başlığı altında ele alınan dokuz maddenin esası, köylerde ve kazalarda her seviyede eğitim verecek okulların açılması, eğitim materyallerinin hazırlanmasına dönüktür. Bu dokuz maddenin altıncı maddesi; “Köylerdeki ibtidai mekteplerinin mutlaka beş dönümlük bir bahçesi ve iki ineklik fennî bir ahır ve kümesi, yeni usûl bir arılığı ve muallimler için iki odalı bir evi olması ve arazinin bir kısmı sebze ve bir kısmı çiçek ve bir kısmı da fidancılığa tahsis edilerek muallimlerinin nezareti altında bizzat talebe tarafından idare edilerek masraf ve hasılâtının köy muallimlerine ait olması ve bu suretle çocuklara amelî olarak çiftliğin öğretilmesi ve münevver zevatın da köylerde yerleşmelerinin teşviki” şeklindedir ve bana göre, 1923’ün Şubatında İzmir’de Köy Enstitülerinin fikri temelleri atılmış olmaktadır.

Ziraat Bankası ve İtibar-ı Zirâi Meseleleri bölümü esas olarak, Ziraat Bankasının bankacılık uygulamalarının nerede ise tümü eleştirilmekte ve yeni düzenlemelerle bahse konu bankanın tepeden tırnağa yenilerek asli görevine dönmesi gereği belirtilmektedir.

Dokuz maddeden ibaret Yollar Meselesi başlığı, genel yollar, demiryolları, limanlar, kanallar ile birlikte tüm ulaşım ağının gözden geçirilmesi ve malların – mallarla, malların – insanlarla, insanların – insanlarla rahatlıkla buluşabilmesini farklı bir ifade ile iç Pazar entegrasyonunun sağlanmasına dönük tedbirlerle önce çıkmaktadır.

Çiftçi grubunun esasları arasında tüccar grubunda olduğu gibi Orman Meselesi başlığı bulunmaktadır. Tüccarların on beş madde ile kararlaştırdıklarının hepsi çiftçi grubunda dokuz madde ile özetlenmiştir. Çiftçiler, elleri toprakta, ağaçta olan insanlar olarak ormanlara dair daha kritik gözlemlerde bulunmuşlardır: Ormanların ıslahı, orman varlıklarının kendi iş ve üretimleri için yararlanma usullerine dönük öneriler getirmişlerdir. 

Sekiz ve dokuzuncu grup önerilerde toplam otuz altı madde bulunmaktadır. Hayvan varlığı, cins ırklar, bakım sorunları, hastalıklar, hayvan sayımlarının bilimsel usullerle ve düzenli olarak yapılarak istatistiki verilerin yayınlanması, burgu kuyuları, tiftik keçileri, fenni tavukçuluk, Eskişehir Harası’nın ihyası ve yeni haralar açılması da önerilen konular arasındadır.

Çiftçiliğe ait bazı meseleler başlığında ise; hastalıklar, tıkanmış derelerin temizlenerek tarımsal faaliyetlere dönük kullanılması, nehirlerin taşımacılığa uygun hale getirilmesi5, seyyar sıhhiye teşkilatlarının kurulması, zahire borsalarının açılması, memlekete gelmiş ve gelecek muhacirleri muntazama bir usulle geldikleri memleketin iklim ve arazisi ve ziraat usulleri de gözetilerek iskânlarının düzenlenmesi, ölçü ve tartılarda yurdun her yerinde birliğinin sağlanması, hastalıklarla mücadele teşkilatının kurulması, mevcut göl ve hususi havuzlarda balık yetiştirilmesi, arıcılık, yeni meyve bahçeleri ve kendi kendine yetişmiş ağaç cinslerinin aşılatılarak bakım ve çoğaltımının yapılması, kendir yetişen yörelerde çuval fabrikalarının kurulması konuları kararlaştırılmıştır.

Çiftçi grubu esaslarının son başlığı, Ziraatta makine meselesidir. Sulhten sonra yani Lozan Barış görüşmeleri antlaşmayla sonuçlandıktan sonra, bir ziraat alet ve makinalar sergisi düzenlenerek Avrupa ve Amerika’da bu konunun üreticilerinin de memlekete davet edilerek, sergiyi gezecek çiftçilerini bilgi ve görgülerinin artırılması ve yerli üreticilerin özendirilmesi sağlanmalıdır.
Makinaların bakım, tamir ve onarımını yapacak kalifiye işgücü yetiştirilmesi ve mevcut sanayi mekteplerinde yeni bölümler açılması, eli çekiç tutan – demir işlerinden anlayan ziraat makinistleri yetiştirmek için uygulamalı makinist mektepleri açılması.

İlgili yerlerden ihtiyaca göre zirai ve edevat depoları açılması, zirai aletlerin ithalinden gümrük vergisi alınmaması ile her türlü ziraat aletinde kullanılan benzin, mazot, gazyağı ve diğer yağlardan da gümrük vergisi alınmaması hususları, çiftçi grubunun karar altına aldırdıkları son esaslardır.6

Genel olarak sonuç yerine 

  • İktisat Kongresi’nin önümüze koyduğu daha önemli şey şudur: 1923 Türkiye'sinin ekonomisi nasıldır? Kongre, Türkiye’nin önündeki sorunların tümünü resmetmiştir; her alanda, ama her alanda…
  • Özellikle batısı, yıkılmış ve yakılmış bir ülke vardır. Karayolu neredeyse yoktur, demiryolları yabancı kumpanyalardadır, deniz ticareti yabancıların elindedir, tütün (Reji) yabancı tekeldir, köylerde temel sorun “asayiş”tir, bunun için köylerin birleştirilmesi önerilmektedir. Toprak yoktur, tarım aletleri yoktur, makine yoktur, telgraf, telefon, posta yoktur, ölçü ve tartılarda birlik yoktur, sigorta yoktur, yasa yoktur vs…
  • Bilgi yoktur. “Eğitimsizlik”, en büyük sorundur. Her “sınıf” kendi alanında eğitim kurumları kurulmasını ister ve bu diğer sınıflarca oybirliği ile kabul edilir, yetmez köylere okul, bu okula ziraat bahçesi, orada öğrencilere şu kadarı sebze, şu kadarı meyve olmak üzere fiili tarım öğretilmesi ve yüksek öğrenim gören herkesin bir yıl zorunlu olarak köylerde öğretmenlik yapması istenir. Bunu takiben bir yaşındaki Cumhuriyet 1924’te Köy Kanunu çıkaracaktır…
  • “Gümrük istiklali”, tüm sınıfların oybirliği ile istediği şeydir. Kabotaj hakkı da, yabancı tekellerin kaldırılması da… 
  • Her sınıf, vergide, resimde indirim, belirli süre vergi ödememe ayrıcalığı ve devlet desteği ister, diğer sınıflar destekler vs…  Her sınıf “kredi” desteği ve bir ihtisas bankası ister…
  • Hiçbir sınıf yabancı sermayeye karşı değildir ama bütün sınıflar yabancı sermayenin tekel olarak gelmemesini, ülke yasalarına uymasını ve ülkeyi sömürmemesini ister.
  • Türkiye İktisat Kongresi’ni “şucu, bucu” diye yaftalamak yerine, “1923 iktisadının fotoğrafı” ve daha ilan edilmemiş bir cumhuriyeti bekleyen iktisadi sorunların neler olduğunu anlamak açısından değerlendirmek daha doğrudur. 
  • Unutulmamalıdır ki İktisat Kongresi’nden az önce (6 Aralık 1922) Mustafa Kemal “halkçılık ilkesine dayanan bir parti kuracağını” açıklamış ve partinin programının oluşturulması için “herkes”ten yardım istemiştir. İzmir’de ortaya konulan budur, Kongre’nin yapılış amacı da budur.
  • Türkiye İktisat Kongresi, Türkiye’nin üretici ve yaratıcı güçlerinin tümü ile bir anlamda 20. Yüzyıla seslenişidir. 
  • Kongre Kapanışında konuşma yapanlardan biri de İşçi Kadınlar Murahhası İzmir Delegesi Rukiye Hanımdır. O’nun sözlerinin, geçtiğimiz yazımda yer almış olmasına rağmen yenileyerek yazımı tamamlıyorum.

"Kardeşler! Millî inkılâbımız memleketimizde mevcut bütün müstahsillerin murahhaslarından mürekkep bu muazzam Kongrenin toplanmasını mümkün kılmıştır. Bugünlere erişirken biz kadın işçilerini de fevk'alâde bir sahada görüyoruz. Bizleri bu Kongreye davet eden Büyük Millet Meclisi ve erkânına ve bilhassa Reisimiz Gazi Mustafa Kemâl Paşa hazretlerine biz kadınlar, samimî teşekkürlerimizi takdim ederiz.

Türkiye'de «memleket işlerine» kadınların da iştirâk etmesi ilk defa vuku buluyor. Bu şerefin bize müyesser olması kalplerimizi refah ve gurur hisleriyle doldurdu. Kongre, iktisadımızın temelini teşkil eden işçi sınıfının meşrû haklarını tanıdı. Bu netice kadın işçileri namına sâyan-ı şükrandır. Diğer grupların da aynı sadakatle iktisadî kurtuluşumuza çalışacaklarına emin bulunuyoruz.

Yaşasın Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun Hükümeti, yaşasın Türk işçi ve köylüleri, yaşasın çalışkan Türk işçi kadınlığı!"

  • 1. https://haber.sol.org.tr/yazar/1923-turkiye-iktisat-kongresi-ve-isci-si…
  • 2. Bu yazı / bildirinin ilk biçimi, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın 12 Ocak 2023 tarihinde Ankara’da düzenlediği Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye Tarımı Sempozyumu’nda takdim edilmiştir. Daha sonra 16 – 17 Kasım 2023 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen Tarım ve Gıda Etiği Derneği TARGET 4. Uluslararası Tarım ve Gıda Etiği Kongresi’nde sunulmuştur. Metin esas olarak; Serdar Şahinkaya (2023). Cumhuriyet’ten Önce Son Kurucu Kongre: Türkiye İktisat Kongresi (İzmir, 17 Şubat – 4 Mart 1923). Telgrafhane Yayınları. Şubat. Ankara’ ya dayanmaktadır. Bu nedenle kaynakça ihtiva etmemektedir. Meraklı okuyucular ayrıntılar için kitaba göz atabilirler.
  • 3. Serdar, Şahinkaya (2009). Gazi Mustafa Kemal ve Cumhuriyet Ekonomisinin İnşası. ODTÜ Yayıncılık. 2. Basım. s.36-37. Kasım. Ankara.
  • 4. Bu konunun ayrıntıları için mutlaka bakılmalıdır: Bilsay, Kuruç (2015). “Cumhuriyet ve Toprak” Tuncer Bulutay’a Armağan (Derleyen: Nuri Yıldırım) içinde. s.239 – 309. Mülkiyeliler Birliği Armağanlar Dizisi:13. Nisan. Ankara.
  • 5. 101 yıl önce nehirlerin ıslah edilerek taşımacılıkta kullanılması önerisi hayata geçse idi nasıl bir ülke olurduk? Yeterince düşünmeye değmez mi?
  • 6. Taner Timur, çiftçilerin kararları hakkında, “Lenin’in Prusya biçimi” dediği kapitalistleşme sürecine yaklaşan program önerileri yorumunda bulunmaktadır. Taner, Timur (1993). Türk Devrimi ve Sonrası. İmge Yayınları. s.61. Mart. Ankara.