Mühürlü Sinpaş şantiyesinde iş kazası: 'Kırık bilekle 5 gün lojmana terk ettiler'

İnşaat faaliyetlerinin durdurulduğu duyurulan Sinpaş'ın devre mülk projesi şantiyesinde iş kazası yaşandı. Bileği kırılan işçi yaşadıklarını anlattı.

Patronların Ensesindeyiz

Muğla'nın Marmaris ilçesi Kızılbük Koyu’nda Sinpaş tarafından yapılan devre mülk projesi şantiyesinde meydana gelen iş kazasında bir işçi bileğini kırdı.

Bir yılı aşkın süredir milli park alanında hukuksuzca süren inşaat geçtiğimiz aylarda Marmaris Belediyesi tarafından mühürlenmiş, inşaat faaliyetlerinin durdurulduğu duyurulmuştu. Durdurulduğu açıklanan şantiyede  Sinpaş’ın inşaat faaliyetlerini sürdürdüğü defalarca gündeme gelmiş ve Marmaris Ekoloji Komitesi tarafından bu faaliyetler görüntülerle kamuoyunun gündemine taşınmıştı.

Şimdi ise mühürlenmiş bir inşaatta inşaat faaliyetleri sürerken iş kazası geçirip bileği kırılan elektrik tesisat işçisi Ömer Faruk Ozan’ın iş kazası sonrası şirketi tarafından kendi kaderine terk edilmiş olması gündemde. Uğradığı mağduriyeti kamuoyu ile paylaşan Ömer Faruk Ozan başına gelen iş kazası ve sonrasında yaşadıklarını Patronların Ensesindeyiz Ağı'na anlattı.

Ömer Faruk bize biraz kendinden bahseder misin? Geçimini nasıl sağlıyorsun?

Ben 27 yaşındayım esas mesleğim sıhhi tesisatçılık, genç yaşlarımdan beri Türkiye’nin değişik yerlerinde İstanbul’da Ankara’da başka birçok kentte şantiyelerde çalışarak geçimimi sağladım. Sonra bir dönem memleketim olan Hatay Reyhanlı’da mesleğim olan sıhhi tesisatçılık üzerine bir işyeri açmayı ve kendi işimi yapmayı denedim. Ancak memleketimizin içinde bulunduğu bu ekonomik şartlarda bu işi sürdüremedim. Bu nedenle dükkanı kapatarak gurbette şantiyelerde çalışmaya geri döndüm. Geçtiğimiz ayın başında da iş kazası geçirdiğim Marmaris’teki Sinpaş şantiyesine Üçay Mühendislik firmasının elemanı olarak elektrik tesisat işçisi olarak işe başladım.

'Şirket yetkilisi beni otogara bıraktı ve gitti'

Kaza nasıl gerçekleşti bize biraz anlatabilir misin?

Tesisat işlerini yaptığımız kısımda 3 metrelik A tipi merdivenin üzerindeyken dengemi kaybettim ve bileğimin üstüne düştüm. Düşme sonucunda da daha önce başka bir kazada kırılan ve platin takılı olan bileğim yeniden kırıldı. Kaza meydana gelir gelmez işçi arkadaşlar beni şantiyenin revirine götürdüler. Revirde görevli doktor bileğimin kırılmış olabileceğini ve hastaneye götürülmem gerektiğini söyledi. İşvereni temsilen birinin eşliğinde önce Marmaris Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne götürüldüm.

Acil servisi tarafından tedbiren bileğim alçı ile sarıldıktan sonra Marmaris Devlet Hastanesi Ortopedi Uzmanının görüşlerine başvurularak Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevkim yapıldı. Sevk sonrası şirket yetkilisi beni Muğla merkezdeki hastaneye götürmek yerine Marmaris Otogarı'na bıraktı ve gitti. Kırık elimle, kendi imkanlarım ile gittiğim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ilgili uzman hekimler yaptıkları inceleme sonucunda ameliyat olmam gerektiğini ancak bu ameliyat Marmaris Devlet Hastanesinde yapılabilecekken, beni başlarından savarak oraya gönderdiklerini, dolayısıyla bu ameliyatı kendilerinin yapamayacağını ve Marmaris Devlet Hastanesi'ne geri gitmem gerektiğini söylediler. Sonra Marmaris’e geri döndüm ve lojmana geldim.

Peki sonrasında tedavi için ne tür bir girişimde bulunuldu?

O günden sonra şirket yetkilileri beni ne aradı ne de sordu. Kazanın üzerinden beş gün geçmesine ve kırık bileğimin ağrısına rağmen ilgili hastanelerde gerekli müdahale yapılmamasına karşın şirketin benim sağlığımla ilgilenmemesi beni lojmanlarda kendi kaderimle baş başa bırakması benim çok zoruma gitti. Sonuçta ben Üçay Mühendisliğin çalışanı olarak üzerime düşen işi yaparken yaralandım. Gurbetteydim, burada kimsem yoktu ve bir elimi kullanamaz haldeydim ve tedavimi yapamıyordum. Beşinci günü mağduriyetimi kamuoyu ile ve konuya duyarlı kimselere ulaşarak paylaştım, durumumu anlattım.

Olayın kamuoyuna yansıması ile birlikte durumunda nasıl bir değişiklik oldu? Şirket yetkilileri seni aradılar mı?

Evet aradılar. Ancak sağlık durumumu sormak veya tedavime yardımcı olmak için değil. Yaşadıklarımı kamuoyu ile paylaşırken bir yerde, tam olarak nerde olduğunu bilmiyorum, sigortasız olarak çalışırken kaza geçirdiğim haberi yapılmış. Onu sormak için aradılar.

Sigorta yapılmış mı kontrol ettin mi?

Evet sigorta girişim sistemde görünüyor. Sinpaş şantiyesinin adresinde Üçay Mühendislik çalışanı olarak görünmekteyim. Ayrıca kaza ile ilgili iş kazası tutanağı da mevcut. Beni arayıp bunu soran şirket yetkilisine de söyledim benim böyle bir beyanım yok. Bir yanlış anlaşılma olmuştur.

Peki çalıştığın şantiyede sigortasız çalışana rastladın mı?

Hayır. Büyük şantiyelerde büyük firmalarda sigortasız çalıştırma pek olmuyor. Burada da hiç rastlamadım. Zaten bildiğimiz kadarıyla inşaat durdurulmuş olduğu halde işler devam ettiği için sigortasız işçi çalıştırmayı göze almak istemezler.

Tedavin konusunda herhangi bir gelişme var mı?

Olayın basına yansıması ile kimi duyarlı insanlar durumum ile yakından ilgilendiler. Şirket yetkililerinden görmediğim ilgiyi işçiden yana insanlardan görüyorum. Şimdi bir doktor daha bakacak bileğime ve o doktorun da görüşlerine göre büyük ihtimalle bir operasyon geçireceğim. Muhtemelen de tedavime memleketim olan Hatay’da devam ederim. Oradan da duyarlı insanlar aradılar ve yardımcı olacaklar.

'Hangi canlar gitti kimse merak etmez'

Ömer tekrar çok geçmiş olsun, son bir soru daha sormak isteriz. Çalıştığınız şantiye ülke kamuoyuna çevreye verdiği zarar ile ve kamuya ait arazilerin işgali ile gündeme geldi. Ancak bu inşaatı yapan işçiler ne durumda, nasıl çalışırlar, koşulları nelerdir pek de yansımadı. Bize biraz bundan bahsedebilir misin?

Ben bir ay burada çalıştım. Ama uzun zamandır şantiyelerde çalışan bir insanım. Her şantiyede koşullar ufak farklılıklar içerir. Ama birçok şantiyenin ortak bir yanı da vardır. Şehirler değişir, inşaatı yapılan proje değişir, çalışan değişir ama bazı şeyler hiç değişmez. Bunlardan ilki inşaat işçisinin değer görmemesidir. Hiç bir yerde değer görmez inşaat işçisi. Bitip içinde insanların yaşadığı bu güzel binalar nasıl yapıldı kimler ne emekler çekti, ne kazalar oldu, hangi canlar gitti kimse merak etmez. En azından çoğu insan bunu bilmez. Yine değişmeyen bir şey daha vardır. En ağır koşullarda, yaygın işçinin bulunduğu inşaatlarda verilen ücretler oldukça düşüktür. Yaptığımız işin ağırlığını, taşıdığı hayati riski karşılayan bir ücret hiçbir zaman alamayız. Bir başka konu yatıp kalktığımız yerler hiçbir zaman insani değildir. Örneğin tahtakurusu olmayan yatakhane çok azdır. İşte bunların hepsi burada da vardı. Yatakhanelerde tahtakurusu, düşük ücret ve değer görmeme. Eğer bize değer verilseydi kırık bilekle 5 gün beni lojmana terk etmezlerdi.

Patronların Ensesindeyiz Ağı’na aşağıdaki e-posta ve sosyal medya hesapları üzerinden ya da 0541 940 0514 numaralı telefondan ulaşılabilir:

Facebook: https://www.facebook.com/patronlarinensesindeyiz

Twitter: https://twitter.com/pensendeyiz

E-posta: iletisim@patronlarinensesindeyiz.org