AKP'nin, "sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi" adı altında sunduğu torba yasaya hekimlerden tepki var.
AKP tarafından Meclis gündemine getirilen teklifi soL'a değerlendiren Türk Tabipleri Birliği Başkanı Sinan Adıyaman, teklifte sağlık emekçilerine şiddeti önlemeye yönelik tek bir adım olmadığını, düzenlemede yer alan maddelerin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
'KABUL EDİLEMEZ'
"Sağlıkta şiddeti önleme yasası adı altında bambaşka bir şey var ortada, sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik tek bir adımın olmadığı bir 'torba' düzenleme var" diyen Adıyaman, "Yıllardır emek veriyoruz, bir yasa tasarısı hazırladık. Meclis'e gittik, toplantılar yaptık, görüşmeler yaptık. Tam Sağlık Komisyonu başkanınıdan randevu aldık, konu hızlandı ve aniden TTB'nin verdiği ve diğer partilerin hazırladığı teklifler dışında, sağlıkta şiddetle hiçbir ilgisi olmayan bir tasarının ortaya çıktığını gördük" ifadelerini kullandı.
Bu teklifi kabul edilemez bulduklarını, teklifte yeni olan hiçbir şey olmadığını vurgulayan Adıyaman, "Sadece yaralama olursa karakoldan serbest bırakılma olmayacak, sanıklar savcılığa gidecek denildi. Bu zaten adli bir prosedür, savcıların görevi. Ortada herhangi bir cezai müeyyide yok" diye konuştu.
Teklifte "sağlık çalışanlarının ifadeleri çalıştığı, yaralandığı merkezlerden alınmalı" denildiğini, bunun zaten bu şekilde hayata geçtiğini belirten Adıyaman, "Kabul edilebilir hiçbir yanı olmayan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Hekimleri hedef haline getiren bir düzenleme bu. Hekimlerin taleplerini görmezden gelen, şiddeti önleme noktasında hiçbir işe yaramayacak bir düzenleme" dedi.
'SAĞLIK EMEKÇİLERİ AÇLIĞA İTİLİYOR'
Teklifte birçok maddenin sağlık emekçilerini hedef aldığını vurgulayan TTB Başkanı Sinan Adıyaman, Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir yargılama olmadan, suçlamaları bile bildirilmeden ihraç edilen sağlık emekçilerinin bu düzenlemeyle birlikte açlığa itildiğini dile getirdi. Adıyaman, "İhraç edilen sağlık emekçilerinin SGK ile anlaşmalı yerlerde çalışması düzenlemeyle birlikte engelleniyor. Bu insan haklarına aykırı, hiçbir yargılama ve suçlama yapılmadan ihraç edilen sağlık emekçilerinin açlığa itilmesi kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
SON 5 YILDA EN AZ 46 BİN SALDIRI
14 Mart Tıp Bayramı öncesi açıklanan bir rapora göre, sağlık emekçileri son 5 yılda binlerce kez saldırıya maruz kaldı.
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'ün hazırladığı rapora göre, son 5 yılda sağlık emekçilerine yönelik sadece kayıtlara geçen sözlü ve fiili şiddet içeren vaka sayısı 46 bin 361 oldu.
TEKLİFTE NELER YER ALIYOR?
Teklifle birlikte sağlık emekçilerinin talepleri görmezden gelinirken, sağlıkta şiddeti caydıracak ceza düzenlemelerine de yer verilmedi.
Teklifin 24. maddesinde "sağlıkta şiddetti önleme" adı altında şu düzenleme yer aldı:
MADDE 24- 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 12 nci maddesine aşağıdaki fikra eklenmiştir.
"Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanlar, kolluk görevlilerince yakalanır ve gerekli işlemleri yapılarak Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilir. Cumhuriyet savcısı adli işlemleri tekemmül ettirir. Bu suçların soruşturmasında, kolluk tarafından müşteki, mağdur veya tanık olan sağlık personelinin ifadeleri işyerlerinde alınır. Bu fikra hükmü, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlar hakkında da uygulanır.
KHK ile ihraç edilen sağlık emekçilerin çalışma hakkını elinden alan madde ise şu şekilde:
MADDE 5- Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden çıkarılan veya güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan tabipler ve diş tabiplerinin meslek icralarına ilişkin kurallar getirilmektedir. Bunların sadece sosyal güvenlik kuruluşu ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında veya muayenehanede çalışabileceği ve düzenledikleri raporların yargı kararlarına ve idari işlemlere esas alınamayacağı öngörülmektedir. Ayrıca Devlet hizmeti yükümlüsü olanların, birinci grup ilçe merkezleri için belirlenen Devlet hizmeti süresi kadar müddetle mesleklerini icra edemeyecekleri belirtilmektedir.
TTB'NİN TEKLİFİNDE NELER VARDI?
AKP tarafından Meclis gündemine getirilen teklife tepki gösteren TTB, 18 Ekim'de kendi yasa önerisi Meclis Başkanlığı'na sunmuştu.
Teklifin genel gerekçesinde, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin giderek arttığına dikkat çekilerek, şiddeti artıran unsurlardan birinin cezasızlık kültürü olduğuna işaret edildi. Şiddeti uygulayan kişilerin cezalandırılmayacakları ya da önemsenecek bir yaptırımla karşılaşmayacakları düşüncesiyle hareket ettiğine yer verilen gerekçede, sağlık çalışanlarına yönelik şiddete hoşgörü gösterilmeyeceği, şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesinin, önleyicilik açısından önemli olacağı vurgulandı.
Sağlık çalışanlarının kendilerini güvende hissettikleri bir ortamda hasta haklarının da en iyi şekilde korunacağına yer verilen gerekçede, sağlık hizmetlerinin kamusal nitelikte olduğu, bu nedenle de sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kamu sağlığına yönelik suçlar kapsamında kabul edilmesi gerektiği kaydedildi.
TTB'nin teklifindeki maddeler şöyleydi:
MADDE 1 – 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 194. Maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 194/A maddesi eklenmiştir.
“Sağlık personeline karşı şiddet içeren tavır ve sağlık hizmetini kesintiye uğratma
MADDE 194/A – (1) Sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline yerine getirdiği sağlık hizmeti nedeniyle yapmaması gereken bir işi yapması veya yapması gereken bir işi yapmaması için emir veren, baskı yapan, nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu Kanunun 125., 106. maddelerinde düzenlenen fiillerin sağlık personeline karşı işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Sağlık personeline yöneltilen birinci fıkradaki eylemlerin şiddet içermesi durumunda mezkûr ceza yarı oranında artırılır. Bu fıkra hükmüne göre verilen cezalarda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmez ve bu cezalar adlî para cezasına çevrilmez.
(4) Şiddetin ölümle sonuçlanması durumunda, fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
(5) Bu madde gereği yargılanan kişiler hakkında cezada indirim sebepleri uygulanmaz.”
MADDE 2 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3 – Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.