İnsanın en çok kalbi kırılır. Bazen çiğ yumurtanın kabuğu gibi kolayca, bazen demir gibi direne direne. Ama kırılır işte. Üstelik kalp kırılması diğer kırgınlıklara benzemez. Kendimizi değersiz hissederiz, umutlarımız hızla terk eder bizi. Karanlığa gömülürüz.

Peki, kırık bir kalbe iyi gelen nedir?

Nur Tunay’ın yeni kitabı “Tutkal Hanım’ın Kırık Kalpleri”, kalp kırıklığına başka bir açıdan bakıyor.

Kalp kırmak ne zaman icat edilmişse işte o zamandan beri büyük büyük büyük büyükannelerinin işlettiği Kırık Kalpler Oteli’ni işletmektedir Tutkal Hanım. Çevremizdeki kırık kalpler nasıl kendilerini hemen belli ederlerse Tutkal Hanım’ın odasında esen rüzgârın uğultusu da yeni bir kırık kalpli misafirin haberini ulaştırır ona. Öyle ya, kalbimiz kırıksa ne kollarımızı kaldıracak gücü buluruz kendimizde ne de gülümseyecek enerjiyi. Ancak uzaklardan hissettirebiliriz varlığımızı.

Kalbinin kırıklarını büyüten, insanın kendisidir aslında. Dertlerine dert katar düşündükçe. Halbuki “ateşin altını azıcık kıssa, dertlerini fokurdatmasa” yaptığı çorba içini ısıtacaktır. Karanlıkta boğulan kalbinin perdesini aralasa ışık sızacaktır mutlaka. Penceresini açıp havalandırsa daha da iyi olacaktır. 

Tutkal Hanım’ın işi, kırık kalbe iyi gelecek şeyler hazırlamaktır; onu sarıp sarmalayacak, soğumasına izin vermeyecek, sıcak tutacak… Kırık kalplere özel bir kutu gibidir bu otel.

Güzel bir söz, bir tebessüm ve daha nicesi; kırık bir kalbe iyi gelecek her şey Tutkal Hanım’ın otelinde saklı. Kitabın sayfalarını çevirdikçe yanınızdan ayırmadığınız merhem kutusu gibi saklamaya karar vereceksiniz onu. Sihirli cümleler kalbinizden hiç çıkmayacak:

“Dünya yine elimden tutsun, kalbimi parklara götürsün, onu kaydıraklardan kaydırıp heyecanlandırsın, salıncaklarda sallayıp mutluluktan uçursun.”

Künye: Tutkal Hanım’ın Kırık Kalpleri, Nur Tunay, Çınar Yayınları, 2021.