CDU’lu siyasetçi Spahn: Türkiye’den gelen imamlara vize verilmesi durdurulmalı

Spahn, Almanya'daki islami organizasyonlara yaklaşımın değiştirilmesi konusunda sert önlemler alınması gerektiğine işaret etti.

sol almanya

İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ederken, İsrail’in saldırılarına  karşı tepkiler ve Filistin’e destek gösterileri dünya çapında ses getirmeye devam ediyor. Aksa Tufanı operasyonunun başlangıcından itibaren İsrail’e tam desteğini açıklayan Federal Almanya hükümetinin yanısıra  Filistin’e destek eylemlerini antisemitizm ile bağdaştırma refleksi gösteren Alman ana akım medyasında yeni tartışma başlıkları açılmış durumda. 

Muhalefet partileri de benzer şekilde İsrail’in Gazze’de uyguladığı şiddete gösterilen tepkilerin nedenlerine ilişkin farklı önermeler sunuyorlar.

18 Ekim’de Alman Parlamentosu’nda gerçekleştirilen oturumda Alman hükümeti adına Federal Aile Bakanı Lisa Paus (Birlik 90/Yeşiller), Almanya yasalarına göre "terör örgütü Hamas'ın sembollerini sergilemenin ve böylece onun vahşetini kutlamanın" suç olduğunu ve bunun cezalandırılması gerektiğini vurgulamıştı. Ayrıca İsrail'in var olma hakkının hiçbir şekilde tartışmaya açılamayacağını, Almanya'nın İsrail ile dayanışmasını tarihsel bir zorunluluk ve devletin varoluş nedeninin bir parçası olarak gördüklerini ifade etmişti. 

Yeşiller parti grubu adına konuşan Lamya Kador ise İsrail’e gösterilen tepkileri antisemitizme hizmet eden bir rezalet olarak nitelendirerek, İsrail’e verdikleri tepki gerekçesiyle Hamas terörüne destek vermekle suçladığı cemaat ve dernekler ile işbirliğinin yeniden sorgulanması gerekliliğini dile getirmişti. 

Aşırı sağcı AfD partisinin sözcüsü Martin Hess ise son yıllarda diğer parlamento grupların sadece aşırı sağcı antisemitizme odaklanmasını eleştirerek "feci göç politikasının" neden olduğu "ithal İslamcı antisemitizmi" görmezden gelindiği tespitinde bulunmuştu.

Liberal Parti (FDP)’nin başkan yardımcısı ve FDP parlamento grubu sekreteri Johannes Vogel de ZDF ile yaptığı röportajda devletin daha kararlı olması gerektiğini ve İsrail’in devlet varlığını inkar eden ve suç işleyen kimselerin vatandaşlık yasası reformunun bir parçası olarak vatandaşlığa kabul edilmesinin engellenmesi gerektiğini ifade etmişti.

Bu tartışmalar ışığında ana muhalefet partisi CDU politikacısı ve eski sağlık bakanı Jens Spahn, Almanya'daki islami organizasyonlara yaklaşımın değiştirilmesi konusunda sert önlemler alınması gerektiğine işaret etti. Spahn, Funke gazetesine verdiği demeçte, "Camilerin çoğunun yurt dışından finanse edilmesi ve imamların Türkiye’nin memuru olması artık kabul edilemez" ve "Türk devlet finansmanının sona erdirilmesinin zamanı geldi. Gerekiyorsa Anayasa değişikliği yapmak dahi olsa, Alman kamu kaynaklarıyla karşılamak daha iyi olacaktır" demeçlerinde bulundu. Spahn ilk adım olarak İçişleri Bakanı Nancy Faeser'e (SPD) yabancı imamlara vize verilmesini durdurması çağrısında bulundu.

Spahn benzer grupların sadece Yahudilere ölüm dilemekle kalmadıklarını belirterek, bu grupların homofobiklik barındırdıklarını ve kadın-erkek eşitliğine de karşı olduklarını ekledi. Filistin yanlısı gösterilerin  izin alınmadığı takdirde engellenmesi gerektiğini, bu tepkilerin bir kültürel etkileşimin sonucunda ortaya çıktığı tespitlerinde bulunarak, Alman gençlerinin Batı’nın aydınlanmacı değerlerini almadıkları takdirde Almanya’nın 10-20 yıl sonra nasıl bir yer olacağının öngörülemeyeceğini belirtti.