ABD'de sınıf mücadeleleri ve seçimler: Komünistler 'canavarın karnında harekete geçenler'i anlatıyor

TKP'nin davetlisi olarak ABD’den Türkiye'ye gelen Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi (PSL) Merkez Komite Üyesi Eugene Puryear ve başkan adayı Claudia De la Cruz soruları yanıtladı.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi’nin davetlisi olarak Türkiye’de bulunan ABD’den Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi (PSL) Merkez Komite Üyesi Eugene Puryear ve başkan adayı Claudia De la Cruz TKP’nin Youtube kanalında soruları yanıtladı.

Programda emperyalizmin merkez ülkelerinden birinde komünist olmak, ABD’de sürmekte olan güncel mücadeleler, komünistlerin müdahalesi ve partinin başkanlık seçimleri kampanyası konuşuldu.

Eugene Puryear ve Claudia De la Cruz'un programda yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

ABD’de işçi sınıfının yarısı hayatta kalma derdiyle boğuşuyor 

“Resmi istatistiklere göre Amerika Birleşik Devletleri'nde 130 ila 160 milyon arasında insan haftadan haftaya hayatta kalma mücadelesi veriyor. Yani her ne kadar varlıklı bir Amerika imajı olsa da, işçi sınıfının yaklaşık yüzde 50'si hayatta kalma derdiyle boğuşuyor. Bunun bir yönü de, tarihsel olarak işçi sınıfı tarafından kazanılan birçok sosyal hakkın ve diğer şeylerin, emperyalist savaş makinesinin yükselişi ve büyümesi nedeniyle son 30 yılda büyük ölçüde aşınmış olması.

Yani kapitalistler yalnızca ücretleri düşürüp sosyal yardımları ortadan kaldırmıyor, aynı zamanda hükümetin sosyal güvenliğe olan desteği de eriyor.

Dolayısıyla mücadelemizin büyük bir kısmı, insanların bu sorunlar arasındaki bağlantıları görmelerini sağlamak. Ama aynı zamanda, iç politikadaki mücadeleye yalnızca ABD'deki işçi sınıfıyla ilgili olarak bakmanın ilerisine geçmek. Elbette birçok insanın bildiği ve hayal edebileceği gibi Filistin konusunda epeyce çalışmamız var. Ukrayna konusunda da çok şey yapıyoruz çünkü işçilere emperyalist sistemin bizim için çalışmadığını göstermemiz gerekiyor.  

NATO meselesi ve NATO'nun rolü, çok daha küçük bir hareket olsa da yine de sınıfımıza farkındalık kazandırma çabamızın büyük bir parçası.

İşçi hareketi içinde de faaliyet yürütüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki işçi hareketi sendika yoğunluğu açısından nispeten küçüktür. Amerika'daki işçilerin yalnızca yüzde 12'si sendikalı. Ancak özellikle gençler için giderek daha da kötüleşen korkunç koşullar, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma nedeniyle işçi hareketinde büyük bir yeniden canlanma yaşanıyor. Bu nedenle, çok düşük ücretli restoran çalışanlarını, ayrıca otellerde bazen de havalimanlarında çalışan ve çok az para kazanan işçileri örgütleme çabalarına yoğun bir şekilde dahil olduk. Öte yandan, geçen yıl neredeyse büyük bir greve doğru ilerleyen ulaştırma işçileri gibi, işçi sınıfının görece yüksek ücret alan ancak yüksek sömürüye tabi bazı kesimleriyle de çok yakın çalışıyoruz.

Sendikanın yaptığı ve bizim yaptığımız çalışmalar sayesinde, UPS'te, kargo taşımacılığının yaklaşık üçte birini kontrol eden bir yerde, grev korkusundan dolayı şirket geri adım attı.”

İki partili sistem yalnızca Wall Street'e ve şirketlere hizmet ediyor

“Amerika Birleşik Devletleri'ndeki demokrasi burjuva demokrasisi, egemen sınıfın demokrasisi, milyarderlerin diktatörlüğüne ait bir demokrasi. Dolayısıyla bizim için önemli olan sadece seçim kampanyası düzenlemek değil, biz aynı zamanda bir hareket ve mücadele inşa etmeye çalışıyoruz.

Elbette aynı zamanda bizim için Leninist gelenekte, sosyalist gelenekte önemli olan, seçimlere müdahale etmek ve işçi sınıfının taleplerini yükseltebilmektir.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iki partili sistemin yalnızca Wall Street'e ve şirketlere hizmet ettiğini anlayarak... Çünkü ister Demokratlar ister Cumhuriyetçiler olsun, ikisi de aynı amaca hizmet ediyor. Bu nedenle bizim için talepler ileri sürmek, kapitalist sistem içinde demokrasinin nasıl bir şaka olduğunu anlatabilme fırsatını da sunuyor.”

'Neden İsrail'e yıllık 4 milyar dolara yakın bir bütçe sağlıyoruz?'

“İşçi sınıfının en temel ihtiyaçları düşünüldüğünde, şu anda 500 binden fazla insanın sokaklarda yaşadığı Amerika Birleşik Devletleri'nde bir konut kriziyle karşı karşıyayız. Bu varken, Filistin halkına yönelik imha kampanyasını sürdürmek için İsrail'e milyarlarca dolar gönderiliyor.

Ve insanlar bu bağlantıları görmeye başlıyor. İnsanlar diyor ki, neden İsrail'e yıllık 4 milyar dolara yakın bir bütçe sağlıyoruz?

Bu yalnızca silahlandırmak ve bu sömürge projesini finanse etmek anlamına gelmiyor, aynı zamanda dünyanın en zengin ülkesinde insanların sağlık hizmetlerine erişmesi için olanaklar kısıtlanıyor. İnsanlarla konuştuğumuzda, sosyalist çözümlere açık oldukları ortaya çıkıyor.”

ABD'de işçi sınıfının siyasi aracını inşa etmek istiyoruz

“İnsanlar, çoğunlukla da gençler sosyalizm fikrine sıcak bakıyor çünkü onlar da kapitalizmde bir gelecek olmadığını, onurlu bir yaşamın hiçbir garantisi olmadığını anlıyorlar.

Ve özellikle şu anda, Filistin'e yönelik saldırılarda, dayanışma hareketlerine yönelik saldırılarda gençler taraf olmakla kalmıyor, canavarın karnında harekete geçiyorlar. Sosyalist fikirlere daha açık olan tüm yeni nesil insanlar siyasallaşıyor, radikalleşiyor. Bu insanlar öğrenmeye daha açık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde sosyalizmi inşa etmek istiyorlar.”

Mücadele her zaman kazandırır

“Dolayısıyla bu başkanlık kampanyasına müdahalemizin çok önemli, ve tam zamanında yapıldığını düşünüyorum.
İnsanların sıklıkla kazanma ihtimalini soruyor. Mücadele her zaman kazandırır. Bir yol, bir araç göstermek, bu kampanyanın daha büyük bir stratejinin parçası olduğunun anlaşılması kazanmak anlamına geliyor. Nihayetinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde sosyalist, komünist bir parti olarak işçi sınıfının siyasi aracını inşa etmek istiyoruz.

ABD’de üniversite yönetimleri soykırımı destekliyor

“Öğrenciler üniversitelerin soykırıma ne kadar para yatırdığının açıklanması yönünde talepte bulunuyorlar, bu üniversitelerin yüklenicilerle, koruma fonlarıyla veya İsrail'e bağış yapanlarla her türlü ilişkiyi sonlandırmasını istiyorlar. 

Ve biliyorsunuz, bazıları ayrıca İsrail askeri sanayi kompleksi ya da doğrudan İsrail güçleri için yapılan her türlü düşünsel çalışmanın durdurulmasını da talep ediyor. Bunlar soykırım bağlamında haklı taleplerdir.

Bence bunun bir tür dalgalanma etkisi yaratmasına neden olan şey, aslında bu üniversitelerin çoğunun emperyalist savaş makinesi ile ne kadar güçlü suç ortağı olduğunu ortaya çıkarmasıdır.

Yalnızca öğrenci hareketi değil aynı zamanda örgütlü işçi hareketine geçiş

“Öğrenciler sadece kamplara yardım etmekle kalmıyorlar, aynı zamanda işçi hareketine Filistin'le dayanışma fikrini de aşılıyorlar. Çünkü belki bir otomotiv işçisiyseniz Filistin hakkında pek bir şey bilmiyor olabilirsiniz, ancak sendikanızda lisansüstü emekçisi olan birinin Filistin nedeniyle polisler tarafından dövüldüğünü görebiliyorsanız, bu ufkunuzu açacaktır. ABD'deki otomotiv işçilerinin aslında ateşkes çağrısında bulunduğunu gördük.

Yani bir öğrenci hareketi olmasına rağmen, aynı zamanda örgütlü işçi hareketine geçiş olduğunu da görüyoruz. Ancak bu lisansüstü öğrencileri artık değişiyor ve aynı zamanda lisans öğrencileriyle de bağlantı kurarak, örgütlü emek ile kampüsteki bu genç isyancılar arasında güçlü bir çevrim yaratıyor.”

ABD sadece zenginlerin ve emperyalistlerin ülkesi değil 

"ABD sadece zenginlerin ve emperyalistlerin ülkesi değil ve aslında özellikle genç bir grup sosyalizme açık hale gelmeye başlıyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde sağcı bir grup var, kendilerine Komünizmin Kurbanlarını Anma Vakfı adını veriyorlar ve komünizmin ne kadar korkunç olduğunu anlatıyorlar. 

Ama bizim için büyük bir hizmette bulundular çünkü Amerika'daki insanların sosyalizm ve komünizm hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için anket yapmaya başladılar. Bu raporları yaklaşık beş yıldır yayınlıyorlar ve her raporla sanki çıldırmış gibiler. Zira Amerika'da insanlar sosyalizmi seviyor, üstelik bizim düşündüğümüzden çok daha fazla.

Bu aslında bize, belki son 10 yılda, hatta son dört ya da beş yılda meydana gelen bu değişimi görmemizi sağlayacak somut verileri sağladı, gençler arasında yaklaşık yüzde 50'lik bir bölüm açıkça sosyalizme sempati duyduklarını, kapitalizm yerine sosyalizmi desteklediklerini söylüyorlar, temelde ne anlama geldiğini tam olarak bilmeseler bile, kapitalizmden hoşlanmadıklarını ve bir şekilde sosyalizmin kulağa daha hoş geldiğini biliyorlar."

İstemedikleri sistemin kapitalizm olduğunu biliyorlar

“Sosyalizme sempati duyan on milyonlarca olmasa da kelimenin tam anlamıyla milyonlarca insanımız var; buna Demokrat Parti tabanının anlamlı bir yüzdesi de dahil. Komünizmin Kurbanları da bunu araştırıyor ve Demokratların çoğunluğunun sosyalist bir başkan adayına oy vermeye açık olduklarını söylediğini görüyor. Gördüğünüz gibi, büyük partinin tabanı arasında bile insanlar bunun ne olduğunu daha fazla merak etmeye başlıyor.

Ve devam eden mücadeleler bağlamında, işçi hareketi, Filistin, her ne olursa olsun, mücadele onlara kapitalizmin ne olduğunu, emperyalizmin gerçekte ne anlama geldiğini ve sosyalizmin nasıl olabileceğini öğretmek için bir tür okul olarak kullanmaya yardımcı oluyor. 

Yani, büyük medya açısından komünizm karşıtlığı belki de şimdiye kadarki en kötü durumunda. Her ne şekilde olursa olsun devrime karşı çıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hollywood sürekli olarak devrim karşıtı şeyler üretiyor. Bizi durdurmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak bu tür bir Soğuk Savaş zihniyeti geri dönüş yapamadı. İşçi sınıfının genç unsurlarının koşulları çok kötü olduğu için açık olduklarını düşünüyorum. Her zamankinden daha açık durumdalar. Maddi koşullar temelde bizim için sosyalizm hakkında daha fazla konuşabilmemiz ve gençlerin ona daha açık olabilmeleri için bir fırsat. Her yıl yüzlerce gencin polis şiddetiyle öldürülmesinin sosyalizm olmadığını anlıyorlar.

Köleleştirmenin başka bir biçimi olarak özel şirketlere bağlanmanın sosyalizm olmadığını anlıyorlar. Bunlar kapitalizmin ürettiği şeyler. İstemedikleri sistemin kapitalizm olduğunu biliyorlar. Ve böylece alternatif aramaya başladıklarında, Eugene'nin de belirttiği gibi, sosyalizm sadece alternatif sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çözümler de sunuyor.”

Emperyalist çekirdekteki sosyalizm

"Küba'da değil. Venezuela'da değil. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki, emperyalist çekirdekteki sosyalizmdir; bu aynı zamanda diğer ulusların egemen olmasına, diğer ulusların nefes almasına, Filistin'de olup bitenlerin durmasına izin vermesi anlamına da gelir. Çünkü sosyalist bir hükümet gelirse sömürgeciliğe değil, dayanışma ve işbirliğine dayalı bir dış politika inşa edeceğiz. İnsanların son 10 yılda, son beş yılda mücadele yoluyla deneyimler biriktirdiği, kapitalist devletin ve neo-emperyalizmin vahşetini anladığı ve arayış içinde olduğu bu bağlamda olmak yine bir fırsat. Bunun için bir yol, bir araç arıyorlar. Toplumu dönüştürmeye çalışıyorlar ve sosyalizm bir olasılık haline geldi."