Milyarder Trump işçileri soyup soğana çeviriyor

Atlantic City’de bulunan Trump kumarhanelerinin korkunç öyküsü Trump’ın parayla, işçilerle ve küçük işletmelerle olan ilişkisini resmediyor

Çeviri: Selçuk Işık

soL'un notu: "Amerika'yı yeniden büyük yap (Make America great again)" sloganıyla Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine hazırlanan Donald Trump, noeliberal politikalara karşı popülist söylemiyle yalnızca ABD içindeki değil, dünya çapında kapitalizmin geleceğine ilişkin bir tartışmanın da odağına yerleşmiş durumda. AlterNet'ten Leo Gerard'ın 21 Haziran 2016 tarihli bu makalesi, kendisini "halkın dostu" gibi pazarlamaya çalışan Trump'ın bir patron olarak portresini çiziyor. Biz de, tüm dünyada işçi sınıfının "sahte bayraklar" altında toplanmasının vereceği büyük zararları okurlarımıza hatırlatmak istiyoruz. 


Wall Street’in göz yumduğu yağmacı ve talancı kurumsal pratiklerden istifade eden Donald Trump saatlik çalışan sayısız işçiyi ve küçük işletmeyi dolandırarak ve iflas ettirerek milyarlar kazandı.

Trump “anlaşma yapma” deneyimlerini sayıp dökerken önemli olanın para kazanıp zenginleşmek olduğunu söylüyor. Kumarhanelerinden biri otomatlar ve dolaplar için ödeme yapmayınca işini kaybeden beş çocuk babasını ise görmezden geliyor. Kendine ait tatil yerlerinden birinin fazla mesailerini ödemeyerek yüzlerce dolar kazık attığı asgari ücretli işçileri küçük görüyor.

Trump ülkeyi işte böyle yöneteceğini iddia ediyor. Başkan olduğunda, defalarca batırdığı işlerde aynı kendi alacaklılarına yaptığı gibi ülkenin kreditörlerini de borç alınan paranın kuruşuna razı gelmeye zorlayacağını  söylüyor. Birileri kaybediyor. Ne var ki bu hiçbir zaman milyarder Trump olmuyor. Amerikalılar bir başkan seçerken sıradan insanları kullanacak birine değil, çıkarlarını gözetecek bir lidere ihtiyaç duyarlar. Sıradan insanları –ve nicelerini—sömürerek para kazanmak Donald Trump’ın çalışma tarzıdır. Başkanlıkla ilgisi yoktur.

Atlantic City’de bulunan Trump kumarhanelerinin korkunç öyküsü Trump’ın parayla, işçilerle ve küçük işletmelerle olan ilişkisini resmediyor. Kumarhane şirketleri dört kez iflas mahkemelerine gitti. Esnafa, küçük işletmelere ve alacaklılara ödeme yapılmadı. Ancak Trump çuvalla para kazandı. Üstelik bununla  da gurur duyuyor. 

“Atlantic City benim açımdan büyük çapta bir büyümeyi körükledi,” diye böbürleniyor. “Oradan muazzam para kaldırdım.”

New York Times’a defalarca iflasların umrunda olmadığını, önemli olanın onun çok para kazanması olduğunu ifade etti.

Şişirme kumarhane projeleri üzerinden zenginleştiği konusunda haklı. New York Times’ın yaptığı bir soruşturmaya göre üç Atlantic City kumarhanesi battığı sırada Trump’ın kişisel borçlarını kumarhane şirketlerine aktardığı ve maaş, ikramiye ve diğer ödemelerden milyonlarca dolar devşirdiği ortaya çıktı.

1990’larda Atlantic City’de Trump imparatorluğu iflasın eşiğine yaklaşıp Trump küçük işletmelere borçlarını ödeyemediği sırada bankalar  ona havayolu şirketini ve yatını sattırdı. Ayrıca kişisel ve ailevi giderleri için ona bir bütçe bağladılar. Bütçenin tutarı aylık 450.000 dolardı.

Trump halen “Oradan muazzam para kaldırdım” nakaratını tekrar ediyor. Batık kumarhane şirketlerinin hisse senedi ve bono sahipleri ise aynı şekilde böbürlenemiyorlar. Zira 1,5 milyar dolar kaybettiler.

Kumarhanelerinde işleri bittiğinde Trump’ın soyup soğana çevirdiği küçük işadamları ve kadınlar da böbürlenmiyorlar.

1990’ların başında, Trump kumarhane çalıştırdığı sırada New Jersey’nin kumarhanecisi olan Steven P. Perskie New York Times’a Trump hakkında şunları söylüyordu; “Ödeme yapmadığı birtakım yerel üstleniciyi ve tedarikçiyi iş hayatının dışına itti. Bu yüzden Atlantic City’yi bıraktığında tepki “Gittiğini görmek üzücü” değil de “Buradan ne kadar çabuk defolup gidebilirsin?” olmuştu.”

Beth Rosser’ın babası bahsi geçen ödemesi yapılmayan üstleniciler arasındaydı. Şirketi Triad Building Supplies, Trump’ın Tac Mahal’i iflas ettiğinde batmanın eşiğine gelmişti. Trump’ın borçlarını ödemesi için üç yıl beklemesi gerekti ve borcun yalnızca üçte biri eline geçti.

Rosser New York Times’a “Trump bulunduğu yere benim babam gibi sıradan insanların sırtından kazanarak geldi” diye aktarıyordu. “Bu projeler için çalışan binlerce kadına ve adama hiç saygısı yoktu” diye de ekliyordu.

Kumarhanenin komisyon kayıtları üzerinde yapılan bir denetime göre Tac Mahal’in ışıklandırması, su tesisatı, duvarlarının inşası gibi işlerde görev yapan, Trump’ın 69.5 milyon dolar borçlandığı ve ödeme yapmadığı 253 taşerondan, küçük ve yerel dükkandan biri de babasının şirketiydi .

Bu şirketlerden bir diğeri olan Atlantic Plate Glass’ın genel müdür yardımcısı Marty Rosenberg USA Today’e Trump’ın küçük işadamlarına borcunun üçte birinden daha azını teklif ettiğini söylüyordu. Trump’ın sözleşmeyi ihlali ve her türlü ödemenin uzun bir süre geciktirilmesi bu esnafların bazılarına kendi şirketlerine, yaşamları boyunca biriktirdikleri herşeye mal oldu.

Ne var ki Donald Trump için öyle değil. O “Oradan muazzam para kaldırdım” diye böbürleniyordu New York Times’a.

Bu durum kumarhanelerle sınırlı değil. Yağma Trump’ın iş modelidir. Ülke genelinde yaptığı projelerde işçilere ve üstlenicilere ödeme yapmayı reddettiği için yüzlerce davaya adı karışmıştır.

Örneğin Trump’ın Florida’daki Doral golf tesisi iki resim şirketine ödeme yapmayı reddetti. Nihayet biriyle davalık olundu. Paint Spot’un sahibi  Juan Carlos Enriquez’e 30.000 dolar borç bulunuyordu. Enriquez dava açtı ve kazandı. Trump parayı ödemezken yargı tesise haciz konulmasına hükmetti.

Trump’ın avukatları elbette satışı ertelemek için başvurdu. Sonuç olarak Enriquez’e halen ödeme yapılmadı. Küçük bir işadamı milyarder Trump’a kafa tuttuğunda işler böyle yürüyor.

Küçük adamlar ara sıra da olsa devi yenilgiye uğrattı. Trump’ın Miami golf tesisindeki hizmetçiler alamadıkları fazla mesailerin ödenmesi için açtıkları davayı kazandı. Ödeme işçi başına ortalama 800 dolardı.

USA Today, Kaliforniya ve Newyork’ta Trump’a ait tesislerde saatlik işçilerin, barmenlerin ve restoran çalışanlarının açtığı benzer davalara ulaştı. İşçiler Trump’ın şeflerinden araya çıkmalarını engellemesinden yönetimin bahşiş almalarına izin vermemesine varan ihlaller olduğunu iddia ediyor.

Trump profesyonelleri kazıklamaktan da hiç çekinmiyor. Rana Williams adlı emlakçı  ondan 735.212 dolar komisyon kaçırdığı iddiasıyla 2013’te dava açtı. USA Today’e konuşan Williams dolandırıcılığın “yalnızca kapris kaynaklı ” olduğunu ifade ediyordu. 2015’te anlaşmazlığı hallettiler. Onlarca yıldır Trump ile çalışmış olan Williams yazılı ifadesinde onun sözleşmede belirtilen oranı ilk defa inkar etmediğini belirtiyordu.

Amerikalılar başkanlarının işlerini, birikimlerini ve geleceklerini korumasını bekliyorlar. Donald Trump’ın iş hayatındaki geçmiş performansı onun böyle bir deneyimi olmadığını gösteriyor. Üstelik bununla ilgilenmediğini de. Oldum olası kimin canının yandığına bakmaksızın milyarlarca dolar kazanmak için iş hayatının içinde yer aldı. Başkanlık için de aynı şey geçerli. Amerika’yı büyütmek için değil Donald Trump’ı büyük hissettirmek için yarışıyor.