Üzerinden tam 20 yıl geçti: Neydi bu 11 Eylül saldırıları?

ABD'de gerçekleştirilen 11 Eylül saldırılarının ardından tam 20 yıl geçti. Peki, neydi 11 Eylül, ABD bu saldırıları nasıl kullandı ve kullanmaya devam ediyor?

Haber Merkezi

11 Eylül 2001'de, yani bundan tam 20 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri'nde iç sefer yapan 4 yolcu uçağı El Kaide üyeleri tarafından kaçırıldı.

Bu uçaklardan ilki Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey, ikincisi ise güney kulesine çarptı.

Bu iki saldırının ardından kaçırılan bir diğer uçak Pentagon'a çarptı, binanın batı cephesinde çöküş yaşandı.

Kaçırılan son uçak ise iddiaya göre yolcuların saldırganlara müdahalesi sonrası kırsal bir alana düştü ve iddiaya göre hedefi Kongre binasıydı.

Yaklaşık 3 bin kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı bu saldırı ABD tarafından büyük bir işgal ve yok etme atağının başlangıcı olarak kullanıldı.

İlk hedef Afganistan, ikinci hedef ise Irak oldu. Sonra gerisi geldi... Sadece işgal ve yok etme saldırıları değildi 11 Eylül'ün ABD yönetimine verdiği yetki. Aynı zamanda ülke içinde tüm "hukuk" kurallarını askıya alacak büyük bir baskı yetkisini de eline alacaktı ABD yönetimi. 

Yazarımız Erhan Nalçacı, saldırıların 20. yılını bugünkü köşesinde değerlendirirken, "Dünyanın gördüğü bu en büyük çaplı terör saldırısının El Kaide tarafından örgütlendiği iddia edildi. Öte yandan saldırıyı ABD’nin cihatçıları yönlendirerek gerçekleştirdiği veya bildiği halde önlemediği de söylendi" ifadesini kullandı.

"Gerçekten 1980’lerde Afganistan’da Sovyetler Birliği’ne karşı cihatçıların nasıl kullanılabileceğini keşfeden ABD istihbaratının günümüze kadar çok sayıda vakası ortaya döküldü" diyen Nalçacı, "Ancak 11 Eylül’e ilişkin bir dedektiflik yapmayacağız. 11 Eylül’de ne yaşandığını ileride belgelere ulaşarak çözecek tarihçilere bırakıyoruz. Bu yazıda bu çapta bir terör saldırısını ABD’nin nasıl kullandığını veya neden gereksinim duyduğunu anlamaya çalışacağız" sözleriyle yazısında ABD'nin 11 Eylül'ü nasıl kullandığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yazıdan bir bölüm şöyle:

"11 Eylül sonrası ABD terör karşıtı yasaları ilan etti.

Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’yi işgal etmek için ortam yaratıldı. ABD uluslararası normların dışında insanları işkenceli sorguya tabi tutma, onları dünyanın çeşitli yerlerinde kurulu CIA istasyonlarına kaçırma ve toplama kamplarında istediği kadar tutma hakkı kazandı.

Farklı kurumlar farklı rakamlar veriyor, ancak 22-48 bin arasında sivilin 11 Eylül’den bu yana ABD hava saldırılarında can verdiği bildiriliyor. Ayrıca bu “sivil” lafının da sorgulanması gerekiyor. ABD’nin dünyanın hiçbir yerinde meşru bir savaşı yok ve elinde silah olanları da öldürmeye hakkı bulunmuyor. 

Evleri, hastaneleri, fabrikaları, düğünleri dünyanın birçok yerinde İHA’larla ve uçaklarla bombaladılar. Bilinçli bir dehşet mi yaratmak istiyorlardı, yoksa “beyaz” Anglosakson erkeğin üstün olduğuna ilişkin geri zekâlılıkları nedeniyle mi bu kadar hoyrat davrandılar, tam olarak bilmiyoruz.

Bunların dışında örneğin Suriye halkının direncini yok etmeye dönük Sezar Yasası gibi ablukaların kaç kişinin canına mal olduğu ayrıca hesaplanmalıdır."

Yazıyı okumak için: