Ne gördük? 31 Mart seçim sonuçlarının ipuçları

Türkiye, beklenmedik bir seçim sonucuyla karşılaştı. soL, bu sonuçlara dair ilk tespitlerini paylaşıyor.

Haber Merkezi

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin sonuçları, Türkiye’de hemen kimsenin öngörmediği şiddette bir iktidara tepki tablosunu ortaya koydu.

Verilerin ayrıntılı analizi, önümüzdeki günlerde daha ince ve net dersler çıkarılmasını sağlayacak. soL, sonuçlara dair ilk gözlemlerini derledi.

- Seçmen “CHP’yi istiyoruz” değil, “AKP’yi istemiyoruz” saikiyle hareket etmiş görünüyor. Seçimler uzun zamandır en heyecansız sürece tanıklık etti. Ortada bir CHP rüzgarı yoktu. CHP’nin kendisi dahi bu tabloyu beklemiyordu. Seçmen, ülkedeki ağır yoksulluğun faturasını iktidara kesti ve AKP karşısındaki en büyük rakipte karar kıldı. CHP’yi hiç sindiremeyen tepki, Yeniden Refah Partisi’ne yöneldi. soL’un ilk incelemeleri, AKP seçmeninin sandığa gitmemesinin de sonuçta rolü olduğuna işaret ediyor, ancak bu noktada daha ayrıntılı bir analiz şart.

- CHP’nin solundaki partiler “olası alternatif” olmayı başardıkları yerlerde başarı elde ettiler. Hozatlı’da SOL Parti’nin, Samandağ’da TİP’in belediyeyi kazanması, Defne’de TKP’nin yarışı az bir farkla kaybetmesi, meselenin CHP’nin siyasi ve ideolojik duruşuna destekten ziyade, seçmenin kazanacağına inandığı seçeneklere yöneldiğine işaret etti.

- CHP “kazandı”, ama hangi CHP? Dün akşam Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun tepkileri, partideki hizipleşmeyi bir kez daha gözler önüne serdi. İmamoğlu, kendisini CHP’nin esas lideri olarak gösterme çabasını sürdürdü. CHP programına değil AKP’ye tepkiyle verilen oyların yarattığı başarı CHP’yi konsolide etmekten ziyade, parti içi mücadeleyi kızıştırabilir.

- Erdoğan erken seçime karşı ön almaya çalışıyor. Tayyip Erdoğan’ın gece geç saatlerde yapabildiği konuşmada “Şimdi Türkiye’nin önünde çok değerli dört yıl var, gereksiz tartışmalarla vaktimizi heba etmeyelim” demesi, ortaya çıkan tablonun derhal bir erken seçimi gündeme soktuğunun teyidi oldu. AKP, yeni bir plan yapmak zorunda.

- İktidarın ilk denemesi Irak-Suriye hattı olacak. Erdoğan seçim sonrası kutlama için bulunduğu İstanbul’dan hemen ayrıldı, Ankara’da çok geç bir saatte konuşana kadar çok sayıda diplomatik temasta bulundu. Konuşmasında Filistin’den ziyade, “güney sınırındaki terör oluşumları”ndan bahsetti. AKP orta vadeli yol haritasını çıkarana kadar gündeme sokulacak ilk konu, Irak’ta PKK’ye karşı atılmak istenen adımlar olacak. Erdoğan bu ay Irak’ı ziyaret edecek. Türkiye, Irak ordusuyla ortak operasyon yapma kanalını zorluyor. Bu konunun ayrıntıları, önümüzdeki günlerde soL’da derinlemesine analiz edilecek.

- “Türkçüler yükselişe geçiyor” tezinin çöktüğü çıkarsaması doğru olmayabilir. İlk sonuçlar, Zafer Partisi başta olmak üzere Türkçü odaklara verilen oyların da çok düşük kaldığına işaret ediyor. Bu da AKP’ye kesilen faturanın en güçlü alternatife yönelmesiyle bağlantılı. Ancak bu fatura, hızla AKP’yi aşarak düzenin kendisine karşı hale gelebilir. Böylesi bir arayış, düzen dışı partiler kadar, düzen karşıtıymış gibi popülist söylemlerle hareket eden partileri de ilgi odağı haline getirebilir.

- DEM Parti’deki çatlak iki eğilim açıkça göründü. DEM Parti’de batıda oyların kime verileceği noktasında parti içinde iki ayrı eğilim göze çarpıyordu. Sonuçlar, DEM Parti seçmeninin de genel eğilime uyarak, AKP’yi cezalandırmak üzere en büyük alternatife yöneldiğini gösteriyor. 

- Kürt sorununun çözümü için Erdoğan’a yatırım yapanlar boşa düştü. Seçimlere giden süreçte Kürt ulusal hareketinden birçok etkili isim, AKP’yle yeni bir çözüm süreci başlatılması niyetini ortaya koyan açıklamalar yapmıştı. Seçim sonuçları, bu eğilimin temel dayanaklarından olan “bu işi yapabilecek güçteki tek aktör AKP” tezini ortadan kaldırdı. AKP, başka meselelerden önce kendi meselesini çözmeye çalışacak.

- “Altılı masa”nın arkasındaki ideolojik tercih çöktü. CHP’yi “başarıya taşıyan”, sonuçta kendi kurduğu oyun değil, AKP’ye duyulan tepki oldu. Altılı masanın diğer aktörleri silindi. Ancak buradan, “sağcılarla iş tutulmasına gerek yokmuş” sonucuna varmak da kolay değil, zira bizzat kendisi sağcılaşmış bir CHP bu kadar oy aldı.

- Taşıma seçmen operasyonu kısmen başarı kazandı. Olay, seçim günü doğu illerinde yüzlerce kolluk kuvvetinin okullara yığılmasıyla görünülürlük kazandı, ancak göz göre göre geldi. soL, 13 Ocak’ta yaptığı haberde, Kars’ta tespit edilen taşıma seçmen sayısını 4 bin olarak duyurmuştu. 2019 seçimlerinde HDP, 1238 oy farkla belediyeyi kazanmıştı. Şu anki sonuçlara göre MHP, Kars’ta DEM’den 3 bin 300 oy fazla almış görünüyor. Şırnak’ta da benzer bir durum var. 2019 seçimlerinde AKP taşıma seçmen operasyonunu Şırnak’ta denemiş, taşınan kolluk kuvveti sayısı kadar farkla seçimi kazanmıştı. Bu seçimde de 2 bin 500 oy farkla AKP önde görünüyor. Taşıma seçmen operasyonuna muhalefet aylar öncesinden direnmeliydi.

- Lütfü Savaş vakası ayrıntılı olarak analiz edilmeli. Lütfü Savaş’ın adaylığı konusunda CHP hep “anketlerde kazandığı görülen tek aday Savaş” gerekçesini öne sürmüştü. Ortaya çıkan tabloya bakılırsa, hiç beklenmedik illerde kazanan CHP, Hatay’da da başka bir adayla seçimi alabilirdi. Lütfü Savaş’ta ısrar edildi, Savaş’a tepkilerin de payıyla Hatay’da seçimi AKP kazandı. Savaş’ın yeniden aday gösterilmesi ve seçim sürecindeki kirli operasyonları, önümüzdeki günlerde masaya yatırılması gereken konulardan biri. Buradaki inceleme hem CHP’nin tutarlı ve öngörülü bir politika sonucunda bu sonucu elde etmediğini, esas olanın CHP’ye rağmen tepkilerin burada toplandığı gerçeği olduğunu ortaya koyabilir hem de Lütfü Savaş’ın bağlantılarının ortaya çıkarılmasına ışık tutabilir.