Kitap | Benim Babam Dalgıç

Benim Babam Dalgıç, doğanın büyüleyici güzelliğini şiirsel bir dil, etkileyici biçimde gerçekçi ve detaylı çizimler ile okuruna sunuyor. Denizin ve doğanın kıymetini bilen herkese…

Nişan Mesut Oyardı

“Mutlak bir sessizlik, pazar sabahları gibi bir sakinlik. Yeryüzünden uzakta, başka bir gezegende yürümek…”

Gözlerinizi sımsıkı kapatıp hayal kurun bu sözlerle. Kendinizi uzayın derin boşluğunda, Ay’ın üzerinde yürürken bulabilirsiniz ya da denizin dibinde.

Hayalinizde ister Ay’da yürüyün ister deniz dibinde; oradaki güzellikleri görmek için uygun kıyafetlere, kaska, nefese, akla ve bütün bunlardan daha fazla kalbe ihtiyacınız vardır. Denizin dibi onu sevmeyeni bir çırpıda boğup yok edecek, sevene de tüm ihtişamıyla renklerini gösterecek kadar güçlüdür.

Bu küçük kasaba, denizden kolay para kazanmaya çalışanları da denize ömrünü adayanları da barındırır içinde. Hikâye, aktardığı tüm çelişkilerle ekosistemin bozuluşunu çarpıcı biçimde yansıtır.

Deniz kıyısı bir şehirde doğarsan eğer, deniz kokusu ömür boyu bırakmaz peşini.

Denizin ve güneşin hüküm sürdüğü küçük bir kasabada, babası, büyükbabası hatta büyük büyükbabası dalgıç olan ve deniz kokusunun peşinde dalgıç olmaya kararlı sekiz yaşında bir çocuğun ilk dalış hikâyesi bu. Hayattaki pek çok ilk gibi asla unutulmayacak türden.

Denizin dibine ulaştığında onu karşılayan derin sessizlik sanki bir anlığına dünyayı durdurmuş, zamanın akışını engellemiştir. Karşısındaki mavilik başka hiçbir maviliğe benzemez. Gökyüzündeki yıldızların parlaklığı gibi denizin dibi de yıldız tozlarıyla doludur sanki.

Bakış açısına göre hiçliğin ya da her şeyin ortasında.

Dinlediği denizci hikayelerinde duyduğu “denizin ruhunu” arıyor küçük kahramanımız. Bildiği en önemli şey, denizciler bir laf etti mi bunun en doğrusu olduğu: “Kimsenin onurunun sorgulanmayacağı gibi, onların da sözü sorgulanmaz.” 

Denizin ruhu olan “inciyi” bulmanın hayali yalnızca Ettore’de değil, onu paraya dönüştürmek isteyenlerde de vardır. İlk dalışını bütün kalbiyle yapan Ettore, çok geçmeden denizin ruhunu, inciyi bulacaktır. Deniz, kendisine kalbini açana ruhunu açmıştır. İnciyi karaya çıkarmak, gazete manşetleriyle ünlü olmayı, arkadaşları arasında popülerliğinin hızlıca artmasını ve bir kaptan gibi önemsenmeyi beraberinde getirir. Hikâye, incinin (denizin ruhu) kime ait olduğu sorusunu büyük fırtınalar çıkartarak sormamızı sağlar. Azgınca yaklaştığımız doğaya bakışımızı dağ gibi dalgaların yıkıcı gücüyle sorgulatır.

Benim Babam Dalgıç, doğanın büyüleyici güzelliğini şiirsel bir dil, etkileyici biçimde gerçekçi ve detaylı çizimler ile okuruna sunuyor. Denizin ve doğanın kıymetini bilen herkese…

Künye: Benim Babam Dalgıç, Elisa Sabatinelli, Türkçesi: Filiz Özdem, Resimleyen: Iacopo Bruno, YKY, 2022, 86 sayfa.