Britanya’da hükümet değişimine doğru

Aslında Tory, Labour ve Libdem aynı vaatleri veriyor: ekonomik büyüme, az vergi, göçün kontrolü ve yeni ev inşaatı ile ev piyasasının genişletilmesi, yenilenebilir enerjiye yatırım. 

Eren Korkmaz

Birleşik Krallık’ta genel seçim 4 Temmuz Perşembe günü yapılacak. Fransa’ya ve ABD’ye nazaran oldukça sönük geçen bir kampanya dönemi ve sonucun belli olduğu bir seçim. 14 yıl sonra Muhafazakar (Tory) parti gidecek ve İşçi Partisi (Labour) iktidarı başlayacak. İngiltere için denilen “İngiltere Tory-mavi ülkesidir, arada bir Labour’un başa geçmesine izin verilir” söylemi ne kadar geçerli olacak, Labour ne kadar süre iktidarda olacak, dibe çöken Toryler yeniden toparlanacak mı soruların cevaplarını zaman gösterecek. 

Ama Labour’u kurulu düzenin sadık bir parçasına dönüştüren, parti yönetiminde sendikaların etkisini azaltan, partinin solunu etkisizleştiren Sir Starmer bu geçici iktidar meselesini değiştirmek istediğini açıkça belirtiyor. Bunun için öncesindeki Labour liderlerinden farklı olarak gerekirse nükleer silahları kullanacağını söyleyen, İsrail’in sivillere su ve elektriği kesme hakkı olduğunu belirten, doktorların yüzde 35 zam talebine “ülkede o kadar para olmadığı için” reddeden, göçmenlere karşı Toryleri etkisiz bulan ve geldiğinde sığınma başvurusu yapanların yasal süreçlerini ivedilikle bitirip reddedilenleri ülkelerine göndereceğini söyleyen, botlarla sınırları geçmeye çalışanlara karşı donanmayı harekete geçireceğini belirten ve sık sık kendisine “sir” unvanını sağlayan savcılık kariyerinde güvenlik ve istihbarat birimleriyle birlikte terör çetelerini nasıl çökerttiğini anlatan Starmer müesses nizama yeterince güvence veriyor. 

Ama yine de her şey kendisi için o kadar pembe değil. Starmer çok donuk, hatta robotik bulunuyor, heyecan yaratmıyor, insanlara Tory gitsin diye oy verecek ama yeni gelenden bir heyecan duymuyor. Starmer tedbirli hareket etmek, zafer sarhoşluğuna düşüp Labour’a oy vermeyi düşünen Toryleri ürkütmemek adına doğru dürüst bir vaat de vermiyor. Aslında Tory, Labour ve Libdem aynı vaatleri veriyor: ekonomik büyüme, az vergi, göçün kontrolü ve yeni ev inşaatı ile ev piyasasının genişletilmesi, yenilenebilir enerjiye yatırım. 

Guardian gazetesi, Starmer’in bu aşırı temkinli tutumunun tersi sonuç verebileceği, Labour’a oy verecek gençlerin Yeşillere gidebileceği, Müslüman toplulukların oy vermeyebileceği, hatta Gallagher’in Britanya İşçileri Partisi’ne oy verebileceği üzerine uyarıyor. Sermayenin sesi Financial Times da, Starmer’in yatırımcılar, sermaye kesimleri ürkmesin diye "hiçbir şey değişmeyecek, herşey aynı kalacak, ama ekonomi büyüyecek" vaatlerini dalgaya alıp, ülkenin köklü sorunlarının çözümü için biraz “girişimci” olmanın, bazı şeyleri değiştirmenin gerekli olduğunu belirtiyor. Tory yayınları da en azından Torylerin ağır yenilgi almamasına dair yorumlar yapıyor. 

Torylerin mevcut halinden yararlanan, ırkçı ve göçmen karşıtı söylemleri ile bilinen Nigel Farage’in Reform Partisinin anketlerde yüzde 19 oy almasının beklenmesi, hatta Toryleri geçme ihtimali dikkat çekiyor. Britanya’da temsili demokrasi olmadığı için ve her bölgede en çok oyu alan vekil seçildiği için anketlere göre Labour’un yüzde 40 oyla meclisin üçte ikisini alması, yüzde 19 oyla Reform Partisinin 1 veya 2 vekil çıkarması, yüzde 13 oyla liberal Demokratların 30-60 arası vekil çıkarması, hatta ana muhalefet olması ihtimal dahilinde. 

Anketler de beklenti de artık çok net. Pazar gazetelerinde Labour hükümetinin ilk gününde ne olacağı, Perşembe akşamı sonuçlar belli olunca Cuma sabahı Starmer’in kraldan yetkiyi alacağı ve diğer ilgili törenlere yer veriliyor. Burada önemli bir konu ise Starmer’in başbakan olmasından bir kaç gün sonra 9 Temmuz’da NATO Zirvesine katılacak olması. Orada da mevcut politikaların devam edeceğini teyit etmesi bekleniyor.