İşçiler açlık sınırını iki yılda dört defa aşabildi: En yüksek asgari ücret bizdeymiş...

Bakan Şimşek "Vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz" ezberini tekrarladı ancak ortalama maaş haline gelen asgari ücret iki yılda sadece 4 defa açlık sınırı aşabildi.

Haber Merkezi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bloomberg HT-Habertürk yayınına katılarak ekonomiye dair açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Gücü'nün (FATF) gri listesinden çıkmasıyla övünen Şimşek, "Listeden çıkmak büyük kazanım ama burada esas amaç Türkiye'nin güvenilebilir olduğunu ortaya koymaktı" dedi.

Son aylarda kaynak girişinin güçlü oranda arttığından, rezerv yeterliliği bakımından neredeyse IMF kriterinin yakalandığından, fon akışının güçlendiğinden, cari açık konusunda başarı sağlandığından ve reel bazda lirada bir miktar değerleme olduğundan bahseden Şimşek, enflasyona ilişkin de değerlendirmede bulundu:

"Enflasyondaki düşüşle birlikte reel ücret artışları yaşanacak. Mayıs ayında enflasyon yükseldi diyebilirsiniz ama son 12 ayın enflasyonu o. Piyasalar temkinli, henüz programı tam satın aldılar diyemeyiz. Önümüzdeki 12 ay için yüzde 31 enflasyon bekliyorlar.

Bizim için önemli olan yıl sonunda enflasyonun yüzde 42'nin altına düşmesi, o zaman alım gücünün hissedileceği bir döneme gireceğiz."

Asgari ücret iki yılda 4 defa açlık sınırı aştı

Öte yandan TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre enflasyon yıllık bazda yüzde 75'i aşmış durumda. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeri içinde en yüksek enflasyona sahip ülke de Türkiye. 

Yüksek enflasyon çalışanların gelirlerinin erimesi anlamına gelirken, sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi kapsamının sınırlılığı ve hükümetin ücret politikası da Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi haline getirdi. Asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesi, asgari ücretin sınırlı bir çalışan kesimini değil, çalışanların çok büyük bir kısmını ilgilendirmesi anlamına geliyor. 

Bugün, DİSK Araştırma Merkezi tarafından yayımlanan Asgari Ücret Raporu'na göre Türkiye'de çalışanların yüzde 50'si 17 bin 2 lira değerindeki asgari ücret civarında bir maaşla çalışıyor. Dün asgari ücrete ilişkin de açıklamalarda bulunan Şimşek, AKP'nin "Vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz" ezberini tekrarladı. Ancak son verilere göre açlık sınırı 18 bin 489 TL'ye, yoksulluk sınırı ise 63 bin 955 TL'ye yükselmiş durumda.

2023 ve 2024 yıllarında asgari ücret, açlık sınırını yalnızca 4 ay aşabildi. (Not: Aralık ayı açlık sınırı yıllık enflasyonun yüzde 45 olması varsayımı ile, açlık sınırının yüzde 45 oranında artırılması yoluyla tahmini olarak hesaplandı.)

Asgari ücretli 19 Cumhuriyet altınını kaybetti

Şimşek, asgari ücretin AKP hükümetlerinde dolar bazında ciddi oranda arttığını ve Haziran 2024 itibariyle asgari ücretin 524 dolara tekabül ettiğini söyledi. Oysa DİSK'in araştırması başka bir gerçekliğe işaret ediyor:

"Asgari ücret altın karşısında dramatik ölçüde değer kaybetti. Merkez Bankası’nın yıllık ortalama Cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25, 2005’te 31 cumhuriyet altını alınabilmekteydi. Ortalama altın fiyatları ile yıllık ortalama net asgari ücretle çalışan bir işçi 2024 yılı ortalama 12,6 Cumhuriyet altını alabilmektedir. Altın fiyatları karşısında asgari ücretli 2005’ten bu yana 19 Cumhuriyet altınını kaybetti."

2005’te yıllık asgari ücret ile 31,5 Cumhuriyet altını alınabilirken günümüzde ortalama 12,6 Cumhuriyet altını alınabilmektedir.

Şimşek, asgari ücrete dair sözlerini "Gelişmekte olan ülkelerde en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye'de asgari ücret düşük değildir" iddiasıyla noktaladı.

Vergi paketi: 'Koparılan yaygaralar doğru değil'

Şimşek'in bir diğer gündemi ise Hazine ve Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve kanun teklifi olarak TBMM’ye sunulması beklenen vergi paketi oldu.

Şimşek söz konusu paketle vergi adaletini ve uygulamada etkinliği sağlamak gibi iki temel ilkeleri olduğunu söyledi ve "Bizim tercihimiz vergilendirilmeyen alanlardan vergi almak, yeni bir vergi yükü getirmek değil" dedi.

Ancak pakette yer aldığı belirtilen maddelerin, büyük sermayeye dokunmaması paketin eleştirilmesine neden olmuştu. Şimşek bu tepkiler hakkında da "Koparılan yaygaralar doğru değil" demekle yetindi.

Üzerinde aylarca çalışıldığı ve 5 kez tadil edilerek geçtiğimiz günlerde AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulduğu belirtilen pakete, Erdoğan'ın da çeşitli müdahalelerde bulunduğu gündeme gelmişti. Erdoğan'ın 11 maddeyi veto ettiği ve bunlar içinde servet vergisi, borsada kazanç vergisi, 1'den fazla eve vergi gibi maddelerin de olduğu öne sürülmüştü.

"Piyasada üzerinde tartışılan paket kapsam olarak bizim süzgecimizden geçmiş bir paket değil" iddiasında bulunan Şimşek, Erdoğan'ın veto ettiği belirtilen borsada kazanç vergisine dair "Bu pakette değil ama belki bir sonraki pakette borsa kazançlarının vergilendirilmesini çalışıyoruz" yorumunda bulundu.

Patron örgütleriyle bir araya gelecekti

Vergi taslağının ham durumda olduğunu söyleyen Şimşek, "iş dünyası" ile konuşacaklarını da sözleri arasına ekledi.

Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan haberlere göre Şimşek'in bugün patron örgütlerinin temsilcileriyle bir araya gelmesi bekleniyordu.

Bu görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin henüz herhangi bir açıklama yapılmazken, Şimşek'in basına kapalı şekilde yapılacağı belirtilen toplantıda vergi paketi taslağını patron temsilcileriyle paylaşacağı belirtiliyordu.

Konuya dair haberlerde ise toplantıya TOBB, TİM, MÜSİAD, DEİK, ASKON, TÜRKONFED, TÜRMOB, TÜSİAD ve YASED gibi kuruluşların başkan ve yöneticilerinin katılacağı aktarılıyordu.

Görüşme kapsamında, patronların görüşlerinin alınması ve taslağın, hükümetin ve AKP’nin ilgili organlarına iletilmesi bekleniyordu.

Öte yandan hem yurttaşları hem de kurumları kapsayan yeni vergiler ve vergi zamları bulunan paket, "sermaye gerçekten vergilendirilecek mi" sorusununu da beraberinde getirmişti. Çünkü bütçenin sırtındaki en büyük yükü patronların ödemediği vergiler oluşturuyor. Devletin 2024'te almaktan vazgeçtiği vergi geliri 2,2 trilyon liraya ulaşırken, bunun 1,8 trilyon lirası patronlara sağlanan vergi istisnası ve muafiyetlerinden oluşuyor.