Kayseri'nin ardından çok sayıda kent karıştı, yüzlerce kişi gözaltında: Neler oluyor?

Kayseri'de Suriye uyruklu bir kişinin kız çocuğunu taciz ettiği iddiası sınırı aşan bir gerilime yol açtı. Peki bu duruma nasıl gelindi, hükümet ve muhalefet ne diyor?

Haber Merkezi

Kayseri'nin Melikgazi ilçesindeki Danişmentgazi Mahallesi'nde Suriyeli bir kişinin yine Suriyeli olan 7 yaşındaki bir kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla 30 Haziran'da başlayan gerginlik çok sayıda kente sıçradı.

İddiaların ardından Suriyelilere ait olduğu söylenen ev ve işyerleri yakıldı, zarar gördü. Sokaklarda toplanan gruplar araçları ters çevirip ateşe verdi. Polis zaman zaman havaya ateş ederek zaman zaman da TOMA'larla kalabalığı dağıtmak için müdahale etmeye çalışsa da başarılı olamadı. 14 emniyet mensubu ile 1 itfaiye eri yaralandı.

Tekbirler eşliğinde "Ülkemizde mülteci istemiyoruz" sloganları atıldı.

İşçi servislerinin yolu kesildi, 'Suriyeli işçi kontrolü' yapıldı

Valilikten yapılan ilk açıklamada çocuğun koruma altına alındığı duyurulurken, vatandaşlar "itidalli davranmaya resmi makamlarca belirtilen açıklamalar haricinde herhangi bir eylem yapmamaya" çağrıldı.

Öte yandan gerilimin ardından pek çok Suriyeli işçi bugün işe gidemedi. İşçilerin çoğunluğunu Suriyelilerin oluşturduğu bazı yerlerde işbaşı yapılamadı. Gaziantep'te sabah saatlerinde işçi servislerinin önü kesilerek "Suriyeli işçi kontrolü" yapıldı.  

Melikgazi'de bazı araçlar kepçelerle parçalanıp tahrip edildi.

Soruşturma dosyasına kısıtlama ve yayın yasağı

Olaylarla ilgili Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.

Bu kapsamda Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliği, "Mağdur ve ailenin sağlığını korumak, hadise sonrası artan toplumsal olayların önüne geçebilmek amacıyla, yaşanan toplumsal olayları ve mağdur çocuğun görüntülerini de kapsar nitelikte, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzer yayınların yapılmasının soruşturma evresi tamamlanana kadar yasaklanmasını", yani olaylara ilişkin "yayın yasağı getirilmesini" kararlaştırdı.

Yaşananları "münferit bir olay üzerinden yeni bir provokasyon girişimi" olarak nitelendiren Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin ise "Sosyal medyayı ustalıkla manipüle eden odakların oyununa gelmemek millet olarak faydamıza olacaktır. Medyamız bilinçli veya bilinçsiz olarak oluşan bilgi kirliliği ortamından uzak durmalı, kaynağı belirsiz bilgilere haber bültenlerinde yer vermemelidir" ifadelerini kullandı.

Hakimlik, soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı verdi.

Kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle yakalanan Suriye uyruklu 26 yaşındaki İ.A.'ysa çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı.

Yüzlerce kişi gözaltında

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yaşanan olaylarda 474 kişinin gözaltına alındığını ve bu şahıslardan 285'inin çeşitli suçlardan kaydı olduğunu açıkladı.

Yerlikaya, "Kayseri’de meydana gelen çirkin olay sonrası ülkemiz genelinde bazı şehirlerimizde dün gece Suriyelilere yönelik provokatif eylemler gerçekleştirilmiştir. Yasa dışı yollara başvurularak gerçekleştirilen provokatif eylemler sonrası 474 şahıs gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan şahısların 285'inin çeşitli suçlardan (Göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme, cinsel taciz, dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma v.b.) adli kaydı olduğu tespit edilmiştir" dedi.

Yeni Şafak'ta yer alan haberdeyse "Kamyonlarla getirilen ve gözaltına alınan 73 vandaldan 40’ının uyuşturucu, yağma, yaralama ve tacizden sabıkalı olduğu ortaya çıktı", "Bir gün önce çeşitli ilçelerden toplanarak kamyonla mahalleye getirilen bazı şahıslar, çocuğun istismar olayını, büyük provokasyona çevirmeye kalktı" ifadelerine yer verildi.

Kayseri’de son durum: Suriyelilere ait neredeyse tüm dükkanların yakılıp, yıkıldı

Kayseri’deki olayları takip eden gazeteci Hazar Dost X hesabından dün yaptığı paylaşımda binlerce kişinin Suriyelilerin yoğun yaşadığı mahallelerde "Ne mutlu Türk’üm diyene", "Ülkemden mülteci istemiyorum" sloganıyla yürüdüğünü aktarırken "Yürüyüşe katılan birçok kişi Suriye’de ÖSO’cuların Türk bayrağını yakmasına karşı yürüyüşe katıldıklarını söyledi" ifadesini kullandı.

Hazar Dost Danişment Mahallesi’nde Suriyelilere ait neredeyse tüm dükkanların yakılıp, yıkılmış durumda olduğunu aktarırken, mahallede yaşayanların çoğunun işçi olduğunu belirterek, "Yaşanan olayda suçlunun tek olduğunu biliyorlar ama savunuları, iş olanaklarının Suriyeliler yüzünden azaldığı" diye belirtti. Bugün istifa eden Çevre Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Kayseri milletvekili olduğu 2021’de "Suriyeliler giderse sanayi batar. Sanayimizi onlar ayakta tutuyor" dediğini hatırlatan Dost bugünkü yürüyüşte "Tayyip istifa" sloganının da atıldığını aktardı.

Sığınmacılara yönelik öfkeye dönüşen olaylar Hatay, Gaziantep, Antalya, Bursa, Şanlıurfa, İstanbul gibi çok sayıda kente sıçradı. Video: Kayseri

Azez ve Afrin'de ÖSO'cu gruplar ayaklandı

Dün TSK’nin Suriye Milli Ordusu (eski adıyla ÖSO) ile birlikte kontrolünde tuttuğu Azez ve Afrin’de cihatçı militanların Türk bayraklarını indirdiği, araçlara ateş açtığı, araçların sınırlardan girmesini engellediği, sopalarla araçların camlarının kırıldığı görüntüler sosyal medyada yer aldı.

Kayseri'deki olayların ardından yayılan görüntülerde cihatçı militanların Türkiye’den El Bab’a giren araçları engellemeye çalıştığı, bir TIR’ın taşladığı, bölgedeki iki PTT binasını yağmaladığı, Afrin’de de cihatçı militanların TSK üssüne ve TSK’ye ait bir araca ateş açtığı görüldü. Afrin’deki gösterilerde Türkiye’nin kurduğu “Valilik” binasına saldırı düzenlendiği, bazı bölgelerde silahlı çatışmalar çıktığı da öne sürüldü.

Rudaw’ın yerel bir kaynağa dayandırdığı haberine göre çatışmalarda bir kişi öldü, yedi kişi yaralandı.

Gösteriler devam ederken, Sky New Arabia tarafından yapılan paylaşımda Türk yetkililerin çalışanlarına "acilen Kuzey Suriye'yi terk etmeleri çağrısında bulunduğu" iddiasına yer verildi.

Hükümet ne diyor?

Tüm bu yaşananların ardından bakanlıklar, ve bürokratlar arka arkaya açıklamalar yaptı. 

Partisinin yerel yönetimler değerlendirme toplantısında konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz. Dün Kayseri'de küçük bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir. Kim olursa olsun, insanların evlerini yakmak, vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz. Biz hiçbir zaman böyle olmadık, inşallah bundan sonra da olmayacağız" diye konuştu.

Cumhur İttifakı ortağı MHP'nin açıklamasıysa Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde kaldı. Aynı zamanda Kayseri Milletvekili olan İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Suriyeli misafirlerimizin mümkün olan en kısa sürede onurlu bir şekilde ülkelerine dönmelerinin sağlanması MHP olarak beklentimizdir" dedi.

Hükümet ve AKP cephesinden bazı açıklamalar şöyle:

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin: Suriye'de yaşananların sadece Türkiye ile değil dünya ile alakası var. ABD seçimleri bekleniyor. Yeni bir tablo çıkma ihtimali var. Türkiye'nin Suriye ile yeniden görüşme ihtimalinin olması tüm bunlar bölgede bulunan PKK ve DEAŞ unsurlarını hareketlendiriyor bunu görmemiz lazım. Ben bunlar ile Kayseri'nin bağımsız olmadığı kanaatindeyim.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun: Türkiye düşmanı unsurların başını çektiği bazı mahfillerin, kamu düzenini test etmeye dönük provokatif faaliyetlerle ülkemizin huzurunu bozma çabaları, devletimizin tüm unsurlarıyla birlikte özverili çalışmaları sayesinde amacına ulaşamayacaktır.

Dışişleri Bakanlığı: Zanlısı hakkında devletimizin adli süreçleri işlettiği bir suçun ardından Kayseri'de yaşanan üzücü hadiselerin, sınırlarımızın ötesinde de birtakım provokasyonlara malzeme edilmesi yanlıştır. Türkiye'nin Suriye halkının esenliği için gösterdiği çabalar ve ilkeli duruşu, her türlü provokasyonun üzerindedir.

İçişleri bakanı Ali Yerlikaya: Provokasyonlara gelmeyelim. İtidalli davranalım. Hukuk dışı yollarla, insanlara, çevreye ve mallara zarar vererek suç işlemeyelim. Devletimiz güçlüdür. Devletimize ve Milletimize karşı bu komploları kuranlar hak ettikleri karşılığı göreceklerdir.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suriyeli sığınmacılar konusunda son dönemde oluşturulmaya çalışılan olumsuz algı ve artan gerilimler dikkatle izlenmektedir. Türkiye’ye karşı faaliyet gösteren bazı unsurların kamu düzenini bozma girişimleri devletimizin tüm birimleriyle gösterdiği özverili çaba sayesinde başarısız kılınacaktır.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Suriyeli sığınmacılar üzerinden milletimizin birliğini ve ülkemizin huzurunu bozmaya yönelik faaliyetler ile sosyal medya üzerinden yapılan provokatif girişimler ve asılsız iddialarla ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından soruşturmalar sürdürülmekte olup, gözaltı kararları verilmektedir.
Ayrımcılık yaparak, ötekileştirerek ve nefret dili kullanarak milletimizin arasına nifak tohumları ekmek isteyenler asla amacına ulaşamayacaktır.

Dikkat çeken atamalar

Bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla 302 Mülki İdare Amirinin görev yeri değiştirildi.

Göçmenlere yönelik saldırıların şiddetlendiği Kayseri’nin Melikgazi ilçesinin kaymakamı Bülent Karacan, İstanbul Beylikdüzü Kaymakamı olarak atandı. Karacan’ın yerine Aydın’ın Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy getirildi.

Ayrıca Ankara Şereflikoçhisar kaymakamı Zafer Engin, Göç İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı olarak atandı.

AA: 'Gerekli müdahale yapıldı'

Anadolu Ajansı'nın "güvenlik kaynakları"na dayandırdığı bilgilere göre ise "Türkiye'nin çeşitli kentlerinde ve Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen olaylar hakkında gerekli müdahaleler" yapıldı. "Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), İçişleri Bakanlığı ve Emniyet güçlerinin hem Türkiye içinde hem de Suriye'nin kuzeyinde eşgüdüm halinde yaşanan olayları takip ettiği" belirtilirken, olayların Suriye'nin kuzeyinde de etkisini gösterdiği hatırlatılarak şunlar kaydedildi:

"Türkiye'de provokatörlerin Suriyelilere yönelik düzenlediği eylemlere karşı olarak, Suriye'nin kuzeyinde de Türk güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde karışıklıklar meydana gelmiştir. Hatay, Gaziantep, Kayseri, Konya, Bursa ve İstanbul Sultanbeyli'de gece boyu Suriyelilere ve Suriyelilere ait iş yerlerine yönelik eylemler olduğu gözlemlenmiş, Suriye tarafında da Türklere karşı eylemler yapılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı faaliyet gösteren, Türkiye'nin izlediği dış politikaya karşı düzeni bozmak isteyen provokatif eylemlerde bulunan kişiler ve eylemlerde yer alanlar yakalanmış, bu kişiler hakkında gerekli işlemler yapılmıştır. Eylemlere karışan ve olayları kızıştıran her kişi tespit edilerek, gerekli işlemlerin yapılmasına devam edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik yapılan bu eylemlere hiçbir şekilde izin verilmeyecektir."

CHP'den 10 maddelik açıklama

CHP, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda iktidarın Suriye ve sığınmacı politikasının çöktüğünü kaydetti. "İktidarın Suriye ve sığınmacı politikası çökmüştür" başlığıyla yayımlanan açıklamada 10 maddeye yer verildi.

"Erdoğan ve AKP hükümeti var olan bu vahim tablonun başlıca sorumlusudur" denilen açıklamada, hükümetin neden olduğu Suriye krizini çözemediği belirtilirken Esad yönetimi ile normalleşme sürecinin sürdürülmesi gerektiği söylendi.

DEM Parti'dense "Pogromlara, ırkçılığa ve nefret saldırılarına karşı mücadelemizi büyüteceğiz" başlıklı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, "Saldırıların sadece emniyetin yetersizliği değil, aynı zamanda AKP-MHP iktidarının milliyetçiliği körükleyen politikalarının bir ürünü olduğunu biliyor ve tekrar teşhir ediyoruz" denildi.

Mültecilere yönelik saldırıların, sadece bireysel nefretin değil sistematik olarak beslenen bir ırkçılığın ve ayrımcılığın sonucu olduğu vurgulanırken, "DEM Parti olarak, her türlü ayrımcılığa, ırkçılığa ve nefret söylemine karşı duracağız. Pogromların, nefret saldırılarının ve ırkçı politikaların karşısında durarak göçmen ve mülteci haklarını savunmaya devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.