Almanya Federal Meclisi Parlamento Kontrol Komitesi Başkanı Konstantin von Notz, "Rusya, internet üzerinden dezenformasyon kampanyalarıyla bu kış Avrupa'da ve özellikle de Almanya'da toplumsal gerilimi tırmandırmaya çalışabilir" açıklamasını yaparak, kış ayları içerisinde ülkede toplumsal gerilimin yükselebileceğini söyledi.
Deutsche Welle'ye konuşan Yeşiller milletvekili Notz, "Durum oldukça ciddi. Son birkaç haftada, Almanya'nın Rus etkisine karşı ne kadar savunmasız olduğu bir kez daha görüldü" dedi.
Doğalgaz ve gıda kıtlığı korkusu
Haberde, Rusya'nın Batı'nın yaptırımlarına misilleme olarak doğalgaz sevkiyatını durdurmasının ardından Almanya'da enerji fiyatlarının hızla yükselmesinin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiği söylendi.
Avrupa Birliği, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına karşılık olarak Moskova'ya yönelik geniş kapsamlı yaptırımlar uygulamaya başlamıştı.
Almanya'da istihbarat teşkilatlarının denetiminden de sorumlu olan Federal Meclis Parlamento Kontrol Komitesi’nin Başkanı von Notz, "İstihbarat servislerimiz, uzun zamandır Rusya yanlısı aktörlerin Telegram gibi sosyal ağlarda karamsar bir hava oluşturmak ve toplumumuzu bölmek amacıyla kampanyalar düzenlediğini gözlemliyor. Özellikle tetikte olmamız gereken bir dönemdeyiz. Tahrif edilmiş Baerbock videosuyla ilgili yaşanan vahim olay, bunu bir kez daha gösterdi" dedi.
Haberde görüşüne yer verilen çeşitli kurumlar, Almanya içinde Rusya'nın bu krizi büyütecek dezenformasyon adımları atacağını iddia ederken, Baerbock videosunun da bunun parçası olduğu iddia edildi.
Kriz yokmuş gibi...
Almanya'da artan yaşam maliyetlerine ve özellikle enerji fiyatlarına karşı yapılan protestoların henüz küçük boyutlu olmasına rağmen ülkeyi yönetenleri ne kadar korkuttuğunu gösteren haber, yaşanan tepkileri ve krizi sadece Rus dezenformasyonu ilan edip Alman sermayesini aklamayı amaç ediniyor.
Almanya Cumhurbaşkanı itiraf etmişti: Yoksullar evlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmada itiraf niteliğinde sözler kullanmış, "Artan fiyatlar nedeniyle kiralarını veya hizmet bedellerini ödeyemeyen yoksul insanlar, özellikle de aileler, evlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ayrıca ev arayan insanlar uygun fiyatlı ev bulmakta daha da zorlanabilirler" demişti.
