2 Temmuz... Sivas'ta neler yaşandı?

2 Temmuz 1993'te Sivas'ta yaşanan katliam ülke tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak tarihte yerini aldı. O gün devlet seyretti, şeriat isteriz diyen bir güruh 35 yurttaşı herkesin gözleri önünde katletti. O günden geriye şeriatçı katilleri savunan iktidarlar ve katliamı zaman aşımına uğratan bir adalet kaldı.

Haber Merkezi

1 - 4 Temmuz 1993’te, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin çağrısıyla Pir Sultan Abdal etkinliklerinin dördüncüsü düzenlenecekti.

Birçok aydın ve sanatçının katılacağı etkinlikler öncesinde gericiler Sivas’a yığınak yapmış, etkinliğin katılımcılarından olan Aziz Nesin’i hedef alan bildiriler dağıtmıştı.

Günlerce süren provokasyon çağrıları, otelin çevresine yapılan taş yığınakları katliamın önceden planlandığının en somut kanıtları oldu.

Devletin açıkça seyrettiği, dönemin Refah Partili Belediyesinin desteklediği katliam çağrıları 2 Temmuz’da Cuma namazı çıkışında büyük bir saldırıya dönüştü.

Kent merkezindeki Pir Sultan Abdal ve Atatürk heykellerini parçalayan güruh “şeriat isteriz” diyerek etkinliklerin yapıldığı salonlara saldırdılar.

Neredeyse hiçbir güvenlik önleminin alınmadığı olaylarda ilk saldırılar katılımcılar tarafından püskürtüldü.

Seyreden gözler gerici güruhun sayısının artmasını bekledi.

Sayıları her geçen dakika artan gericiler, daha sonra Madımak Oteli’nin önüne geldi.

Burada saatler süren saldırı karşısında en ufak bir güvenlik önlemi dahi alınmadı.

Aydınlar ve etkinlik katılımcıları kurdukları barikatlarla kendilerini savunmaya çalıştı sadece...

Otel "şeriat isteriz" sloganları arasında gerici güruh tarafından yakıldı.

Saldırı sırasında 33'ü aydın ve 2'si otel görevlisi olmak üzere toplam 35 yurttaş yaşamını yitirdi.

KATLİAMDAN SONRA DA KORUNDULAR

Katliamın ardından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” dedi.
Başbakan Tansu Çiller, “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” diye konuştu.

AKP'nin öncülü olan Refah Partisi, katliamın destekçisi oldu.

Sivas Katliamı’nda yer alan gerici güruhun büyük bir çoğunluğuna tek bir dava bile açılmadı. 

Sivas katillerinin askere gittiği, evlendiği, ellerini kollarını sallaya sallaya yıllarca rahatlık içinde yaşadığı yıllar sonra ortaya çıktı.

Bu isimlerin başında gelen Cafer Erçakmak’ın 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askere gittiği, çocuğunu nüfusa kaydettirdiği, Emniyet’e başvurarak ehliyet bile aldığı anlaşıldı.

Katillerin savunmasını AKP üstlendi, 13 Mart 2012 tarihinde katliamın zamanaşımından düşürülmesine de yine AKP yargısı imzasını attı.