AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarlarında yurttaşların yoksullaştığına ilişkin eleştirilere tepki çeken bir yanıt vererek, "Neymiş; millet açmış, bundan bahsediyorlar. Aç olarak dolaşanları buyurun, siz de doyuruverin" dedi.
Peki, ülkedeki gerçek tablo ne?
1) İşsizlik
AKP'nin resmi istatistik kurumuna dönüşen Türkiye İstatistik Kurumu'na göre, Türkiye’de işsiz sayısı 2021 yılı ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 142 bin artarak 4 milyon 118 bine yükseldi.
Peki, bu sayı ülkedeki gerçek işsizlik verilerini yansıtıyor mu? Hayır.
DİSK-AR "İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Mart 2021" raporunu yayımlarken, buna göre, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 25,8 olurken, geniş tanımlı işsiz sayısı ise (âtıl işgücü) 9,2 milyona ulaştı.
2) Açlık ve yoksulluk sınırı
DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası (BİSAM) "Nisan 2021 Dönemi Açlık ve Yoksulluk Sınırı" raporunu yayımlamış, rapor açlık ve yoksulluk sınırında gelinen noktayı ortaya koymuştu.
Rapora göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 2 bin 816 TL olarak belirlenirken, bu harcama tutarının sadece gıda için yapılması gereken minimum tutar olduğu hatırlatıldı. Açlık sınırı üzerinden hanehalkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırının 9 bin 739 TL olarak gerçekleştiği belirtildi.
3) AKP iktidarında 6 kat arttı!
2003 yılının Nisan ayında 4 kişilik bir aile, günlük minimum 15,51 TL’ye sağlıklı beslenebilirken, bugün ancak 93,85 TL’ye sağlıklı beslenebiliyor. Buna göre 18 yıllık zaman zarfında açlık sınırı 6,05 kat arttı. Aynı dönemde enflasyondaki artış ise 5,37 kat oldu. Açlık sınırındaki artış genel enflasyonda yaşanan artıştan daha fazla oldu.
4) Asgari ücret
AKP'nin patronların talebini dikkate alarak belirlediği 2021 asgari ücreti de Türkiye'de emekçiler cephesindeki tabloyu gözler önüne seriyor.
Açlık sınırının 2 bin 816, yoksulluk sınırının 9 bin 739 TL olduğu Türkiye'de, asgari ücret ise 2 bin 825 lira. Yani emekçiler iktidar tarafıdan patronların talebiyle açlık sınırında bir maaşa mahkum edilmiş durumda.
5) Halk borç içinde
Vatandaşın bankalara olan borcu 2002 yılında 6,8 milyar lira iken, 2011 yılında 230,5 milyar liraya, 2021 yılında da kredi borçları toplamı 872 milyar liraya yükseldi.
Vatandaşın bankalara olan tüketici ve konut kredisi borçları 872 milyar TL, çiftçilerin 149 milyar TL'ye yükselmiş durumda. Öte yandan kredi kartı borçları ise 153,5 milyar liraya ulaşmış durumda.
6) Ücretsiz izin ve kısa çalışma
Salgın sırasında patronlar için milyarlarca liralık bir kaynak yaratan iktidar, işçileri ise yine patronların çıkarları doğrultusuda ücretsiz izin ve kısa çalışma ödeneği altında açlık sınırının bile oldukça altında ücretlere mahkum etmiş durumda. Öyle ki yurttaşlar 1500 lira civarındaki bu iki ödemeyle ne kiralarını ödeyebiliyor ne de en temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
7) İş cinayetleri
Emekçiler bir yandan giderek yoksullaşırken, bir yandan da patronların almadığı önlemler sonucu iş cinayetlerine kurban gidiyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, sadece Mayıs ayında en az 232 işçinin, yılın ilk beş ayında ise en az 972 işçinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
