TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Rusya'daki son gelişmeler ve Wagner grubunun isyanını soL'a değerlendirdi.
"Prigojin para ve güç arayan güçlü bir patron, yaygın deyişle bir oligark. Rus devletinin içindeki başka para ve çıkar peşindeki gruplarla çıkar çatışmasına girdi" diyen Okuyan, "Hormonlu oligarklarla, Wagnerlerle NATO’ya, faşizme karşı mücadele verilemiyor. Rusya sonucu oldukça belirsiz bir sürecin içine girdi. Şimdi olağan koşullarda fazla etkisi olmayacak bir 'isyan'ın bayağı ciddiye alındığını görüyoruz. Sonucu ne olursa olsun, Prigojin Putin’i çok sarsmış oldu" ifadesini kullandı.
Okuyan, "Rusya gibi bir ülkede gerçek bir dönüşüme emekçi kitlelerin imza atması gerekir. Kimileri Putin’in her şeye muktedir olduğunu sanıyor, hayır o Rusya’daki bugünkü egemenlerin şu anda mutabık olduğu bir lider. Kafasına göre iş yapamaz. Rusya’da dengeler hızlı değişir, mücadeleci bir halktan söz ediyoruz. Ancak dediğim gibi gerçek bir değişim darbelerle, saray entrikalarıyla ya da bir kişinin tercihleriyle hayata geçmez" değerlendirmesinde bulundu.
Okuyan'ın soL'un sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Wagner grubunun Moskova’ya isyanının arkasında ne olabilir?
Çok kaba bir biçimde söyleyecek olursak, Wagner Rus sermayedarı Prigojin tarafından Rus devletinin himayesinde kurulan bir “özel ordu”. Bu ordunun kuruluşu Rus devletinin yasal alanda bazı uluslararası ve ulusal sınırlamalardan kurtulması amacına hizmet ediyordu. Wagner’in Rus devleti ile hiçbir bağı olmadığı yıllarca iddia edildi. Ukrayna’daki savaşla beraber Wagner de zorunlu olarak legale çıktı! Sorunuza gelince… Prigojin “özel ordu” işine neden girdiyse şimdi de o yüzden isyan bayrağı çekiyor. Prigojin para ve güç arayan güçlü bir patron, yaygın deyişle bir oligark. Rus devletinin içindeki başka para ve çıkar peşindeki gruplarla çıkar çatışmasına girdi.
Wagner enformasyon savaşlarında çok fazla kullanıldı. Bu anlamda elinde Rusya açısından kritik ve can sıkıcı çok fazla bilgi olduğunu unutmayalım.
Ancak siyasi bazı eleştirilerde de bulunuyor. Örneğin Ukrayna’ya dönük bir askeri operasyona gereksinim yoktu diyor.
Der, daha fazlasını da diyecektir, eğer buna fırsat bulursa… Wagner yalnızca silahlı çatışmalarda görev alan bir şirket değil, çok güçlü bir medya ve istihbarat şebekesi olarak da görülebilir. Kendisini savunabilmek için Rus toplumundaki ve Rus çıkar gruplarındaki kimi hassasiyetlere oynayacaktır. Ancak bu türden kişilerde ilke, ideoloji filan aramayın. Dünyanın en kirli işlerinden biridir “paralı askerlik”.
Dünyanın en güçlü ordularından birinin başındaki Putin nasıl böyle bir şirkete izin verdi? Bunun bir anlamı var mı?
Bunun bir anlamı var mı? Putin bir taraftan çok uyanık, yetkin, deneyimli bir siyasetçi görüntüsü veriyor ve öyle. Ancak hayata, tarihe, Rusya’ya dünyaya yaklaşımında bazı sabitleri var. Çok özet geçecek olursam, Putin 1991 karşı devrimiyle Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından yaşanan yağmacı, talancı kapitalizme geçiş sürecinde palazlanan yeni Rus burjuvazisinin bir bölümünü tasfiye etti, bir bölümünü ise bir yeniden yapılanma sürecinde resmen ihya etti. Aslında kapitalizmin mantığı açısından zaten Yeltsin dönemindeki “oyuncu” sayısının azalması, bir tekelleşme sürecinin yaşanması gerekiyordu. Güçlü bir devletin yakın himayesinde, enerji ve silah endüstrisinin öncülüğünde muazzam kârlar elde eden Rus burjuvazisi sürekli pompalanan milliyetçilik ve işçi sınıfının örgütsüzleştirilmesinin yarattığı “huzur”u Putin’e borçluydu. Karşılığında Rus devletinin stratejik önceliklerine hizmet ediyorlardı. Prigojin de onlardan biriydi. Putin para, güç ve milliyetçiliğin her şeyi çözeceğini sanan bir siyasetçi. Oysa para girdiği her yeri çürütür. Paralı ordu mu olur! Sözüm ona ulusal çıkarlar paralı ordu ile mi korunacak? Her yıl Kızıl Ordu’nun Hitlercileri dize getirişi Rusya’da şaşalı törenlerle kutlanıyor. Kızıl Ordu Sovyet emekçilerinin ordusuydu, yurtseverdi, enternasyonalistti, haklı bir savaş veriyordu. Para için savaşmıyorlardı. Wagner adını tercihi bile İkinci Dünya Savaşı’nda yaşamını yitiren Sovyet yurttaşlarının anısına hakaret sayılmalı.
Wagner isyanının Ukrayna’daki savaşa etkisi ne olur?
Eğer Rusya’da siyasi bir çatlak oluşmazsa, Prigojin isyanı kolaylıkla ezilir. Ama Putin’in imajı büyük bir yara aldı. Bir “paralı asker grubu” dünyanın en güçlü ordusuna isyan ediyor, Rostov gibi önemli bir kentte kontrolü ele geçiriyor, Putin bunun üzerine halka sesleniyor. Kötü bir aksiyon filmi gibi. Ancak paranın egemenliğindeki her “düzen” bu türden tuhaflıklar üretir. ABD’deki Trump yanlısı Kongre baskınını hatırlayalım. Ve böyle dönemlerde Putin gibi siyasetçilerin sınırları da daha kolay görülüyor. Ukrayna Savaşı başladığında “15 günde Kiev’e girer” diyen uzmanlar nerede şimdi? Ukrayna’nın işgalinin NATO’yu güçlendireceğini söylediğimizde pek ciddiye alınmamıştık. Ukrayna dünyanın en karanlık yönetimlerinden birine sahip, Rusya’nın hamlesi bu yönetimi bile meşrulaştırdı. Bu ancak milliyetçilik ve Rus kapitalizminin yol açtığı bir akıl tutulmasının ürünü olabilirdi. O zaman da söyledik, NATO askeri olarak yenilgiye uğratılamaz. NATO ancak halkların örgütlü mücadelesiyle, gerçek bir anti-emperyalist tutumla yenilgiye uğratılabilir. Hormonlu oligarklarla, Wagnerlerle NATO’ya, faşizme karşı mücadele verilemiyor. Rusya sonucu oldukça belirsiz bir sürecin içine girdi. Şimdi olağan koşullarda fazla etkisi olmayacak bir “isyan”ın bayağı ciddiye alındığını görüyoruz. Sonucu ne olursa olsun, Prigojin Putin’i çok sarsmış oldu.
Putin Wagner isyanını “ihanet” olarak adlandırdığı konuşmasında Bolşevikleri de suçladı ve “iç savaş” uyarısında bulundu.
Putin’in dünyasında sadece emperyal Rusya var! Çarlık, milyonlarca insanın çektiği acılar, baskı, zulüm, yoksulluk, bunların hiçbir değeri yok. Tarihten ne anladığı da belli değil. 19. yüzyıl boyunca Rusya’da Çarlığı yıkmak için insanlar ölümü göze aldılar. Yüzlerce örgüt kuruldu. 1917 yılı uzaydan düşmedi. 1914 yılında Rusya’yı ve bütün imparatorluk halklarını kendi çıkarları ve Rus egemenlerinin çıkarları için emperyalist savaşın içine atan Çar bu kanlı oyunu kutsallıkla süslemeye çalışıyordu. Putin’in tarihten anladığı, Rus köylüsünün, işçisinin büyük acılar çektiği Rus İmparatorluğu’nun çıkarlarıdır. 1917’de halk yeter dedi ve Çarı alaşağı etti. Sonra aynı düzenin başka bir biçim altında sürmesini isteyenlerle Bolşevikler karşı karşıya geldi. 1917’de Bolşevikler milyonlarca ezileni bu onursuzluğun içinden çıkardı. Bu aynı zamanda Rusya’nın da kanlı ve kirli bir düzenden kurtulması anlamına geldi. Sovyet Rusya, sonrasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Rusya’nın karanlık sicilini düzeltti, ülke ayağa kalktı. Rusya’nın tarihinde sadece Romanovlar ve sonrasında Putin olsaydı, bu oldukça itibarsız bir tarih olurdu.
Prigojin’in hamlesinden sonra Putin’in oligarklara karşı daha sert bir tavır içine gireceğini düşünenler var…
Putin’in günün birinde Rusya’ya yeniden sosyalizmi getireceğine inananlar da var. Rusya’da bürokrasi içinde sosyalizm yanlısı unsurlar olduğunu biliyoruz, olmaması tuhaf olurdu. Bunlar kapitalizmin ve anti-komünizmin Rusya’ya iyi gelmediğini düşünüyorlar. Ancak bunların tercih ve eğilimleri ile Rusya’da toplumsal düzen değişmez. Rusya gibi bir ülkede gerçek bir dönüşüme emekçi kitlelerin imza atması gerekir. Kimileri Putin’in her şeye muktedir olduğunu sanıyor, hayır o Rusya’daki bugünkü egemenlerin şu anda mutabık olduğu bir lider. Kafasına göre iş yapamaz. Rusya’da dengeler hızlı değişir, mücadeleci bir halktan söz ediyoruz. Ancak dediğim gibi gerçek bir değişim darbelerle, saray entrikalarıyla ya da bir kişinin tercihleriyle hayata geçmez.