Türkiye’nin koronavirüsle mücadele ettiği günlerde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yaptırdığı yol, şömine ve çardak gibi peyzaj düzenlemeleriyle tartışılıyor.
Herkes “gönüllü” sıkıyönetimini ilan edip evine kapandığı günlerde “İletişim Başkanı”nın kendini inşaat işlerine vurmasında şaşılacak bir yan yok aslında. Memuru olduğu iktidar da ihalelerde hız kesmeyerek büyük inşaat faaliyetlerine girişti. Hatta arada fırsat bulup Salda Gölü'ne bile kamyon-kepçe dalmayı başardı.
Bütün mesele işi kitabına uydurmakta. Fakat Altun “nasıl olsa kimse görmez” rahatlığıyla kitabına uydurmaya gerek duymamıştı. Kaçak inşaatları yıkılınca yandaş Üsküdar Belediyesi’ne telefon etti, adı geçer araziyi şipşak 10 yıllığına kiraladı ama olan olmuştu bir kez. Altun’un kiraladığı bölgedeki inşaat çalışmasındaki yapılar mahalle sakinlerinin şikâyeti üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerince yıkıldı.
Çift maaşlı üstün yetenekliler
Boğaziçi ön görünüm bölgesinde kaçak inşaata kalkışmaları karı koca Altun çiftinin ikinci gündeme gelişlerine vesile oldu. İlki yine karı-koca aldıkları çifte maaşlar ile ilgiliydi.
Hatırlatalım: CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Fahrettin Altun ve eşinin çift maaş aldığını belirterek, “Dört dikiş oluyor da EYT’li neden maaş almadan emeklilik yaşını bekliyor, vicdan mı? Hodri meydan… Reis çıkıp söylese ya herkes tek maaşa dönecek, çift dikiş yok diye” dedi.
Bunun üzerine Fahrettin Altun’un eşi, TÜRGEV Başkanı Fatmanur Altun, “Vatandaşla alay etmeyin” başlıklı bir yazı kaleme aldı. "Devlette 'dolgun ücret' karşılığı çalıştığı iddia edilen kabiliyetli bireylerin, burjuvazinin yönettiği ulus ötesi şirketler gibi yapılarda aynı hizmetin karşılığında onlarca kat fazla gelir temin edebilecekken devlet hizmetine talip olarak büyük fedakârlık gösterdikleri kasıtlı olarak halkın gözünden kaçırılmaktadır" dedi. Devletten çift maaş alarak büyük bir fedakârlık yapmışlardı, bunu söylüyordu. Bu kadar fedakâr olmasalar, “burjuvazinin yönettiği ulus ötesi şirketlerde” çalışıp 10 maaş alabilirlerdi.
Bu özgüven patlamasının ardından yazısını, "Vatandaşla alay etmeyin, sabrımızı da sınamayın, ikiyüzlülüğünüzü ve ihanetinizi milletimizin gözlerinin önüne sermeyin" diyerek bitirdi.
Sonra ne olduğunu söyleyelim. “Altun ailesinin evine dört maaş giriyor” haberlerine erişim engeli getirildi.
Devlet hesabından kaçak inşaat açıklaması
Fedakâr Fatmanur Hanım’ın eşi Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı. “İletiştiği” nedir, ne yapar, ne eder, ne maaş alır bilinmez. Çünkü Saray'ın korunaklı duvarları arkasındaki her şey bir sis perdenin arkasında. Ama belli ki yetkileri geniş.
O kadar geniş ki “Cumhuriyet Başsavcılığı” Altunlar’ın kaçak inşaatı ile ilgili haberleri paylaşanlar hakkında “terör suçu işledikleri” iddiasıyla soruşturma bile açtı. Şeytanın aklına gelmez. Duyan da sanır ki Türkiye terörle mücadelesini Fatmanur-Fahrettin çiftinin pergolasından yürütüyor! Esası çiftin adresini faş ederek teröre hedef göstermekmiş. E bütün mahalle biliyor, o nasıl olacak?
Zaten İBB’nin bazı mahallelilerin şikâyeti üzerine harekete geçtiğini öğrenen Altun çifti, bazı “görevlilere” mahallelilerin kapısını tıklatarak imza toplattığı da gelen haberler arasında. Altun çiftinin kaçak inşaatından memnun olan mahallelilerin varlığını böyle öğrendi Türkiye. Bunlar arasında türkücü Şükriye Tutkun bile var. Çok iyi iş yapmış Altunlar kaçak inşaat yaparak, öyle söylüyor.
Mahalleyi kurtarmışlar, daha ne istiyorlar
Fahrettin Altun’un eşi de doğruluyor bunları. İzinsiz çivi bile çakılamayan Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’ndeki ‘mütevazı’ evlerinin bahçesinde önce temizlik yapmışlar. Böylece mahalleyi bit-pire ve “balici” baskınından kurtarmışlar. Bir oturma alanı oluşturmuşlar. “Minik” bir pergola ile taş mangal tarzı bir şey koydurmuşlar bir köşeye. Böylece kir-pas içindeki fakir mahalleye refah ve temizlik gelmiş.
Tek sorun şu ki Büyükşehir Belediyesi onlardan değil bir süredir. Fatmanur Hanım şöyle anlatıyor bunun bedelini: “İBB zabıta ekipleri mütemadiyen gelip orada yapılan ıslah, temizlik ve düzenleme çalışmalarını izlemişler başka işleri yokmuş gibi. Dün evimizin olduğu alana gelip tartışmalı bir iş yaparak pergolayı ve mangalı kaldırmışlar.” Halbuki normal şartlarda İBB çifti hiç uğraştırmaz, gerekeni kendi ekiplerine yaptırırdı! “CHP zihniyeti” işte…
Zaten Altun çifti bu zihniyet hakkında hemen suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu başvurusunda çift maaş aldıkları görevlerini özenle belirttiler doğal olarak. O sırada İBB Meclis üyeleri de kaçak inşaatçı çift hakkında suç duyurusunda bulundu. Olay karakola taşındı özetle.
Altunların öldürücü hamlesi de o noktada geldi. İBB ile Altun ailesi arasındaki kaçak inşaat restleşmesi hakkındaki avukat açıklaması T.C. İletişim Başkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapıldı. Uzun açıklamanın ardında şöyle bir imza okunuyordu: “T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin ALTUN vekili Av. Sezgin TUNÇ (L.L.M)”
Yargı öyle bir haldeki bu duyurudan sonra polis İBB’yi bassa, ilgilileri gözaltına alıp, ardından tutuklatsa kimse şaşırmaz. Korona günlerinde devletin yersiz iletişim hamlesindeki gelişmeler böyle. “İletişim Başkanı” bile kendini devletin sahibi sanıyor. Kabile devletin “pergola devletine” doğru emin adımlarla ilerliyoruz.