AKP müsilaj sorununu da patronlara kazanç kapısı haline getirdi!

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yasaya göre, çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla gerçekleştirilen hizmetler ve tesislerin özelleştirilmesinin önü açıldı.

Haber Merkezi

AKP'li milletvekilleri tarafından hazırlanan ve müsilaj ile ilgili hükümleri de içeren Çevre Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik öngören torba kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kabul edilen yasa çerçevesinde; arıtma, geri kazanım, arıtma çamuru işleme ve bertarafı, atıkların toplanması ve taşıma hizmetleri, atık işleme süreçleri ve tesislerinin özelleştirilmesinin önü açıldı.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından konuya dair yapılan açıklamada öne çıkanlar şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56’ncı Maddesinde çevre sağlığını korumak, çevre kirlenmesini önlemek, devletin asli görevi olarak tanımlanmıştır. Devlet bu sorumluluğunu yok sayamaz veya devredemez.

Temel motivasyon kaynağı kâr etmek ve kârını artırmak olan özel şirketlerin, serbest piyasa aktörlerinin, kamusal bir hizmeti toplum, doğa ve çevre yararını gözeterek vermesini beklemek mümkün değildir.

Çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla arıtma, atıkların toplanması, taşınması, bertarafı veya geri kazanımı süreçleri veya tesislerinin özelleştirilmesi, ya kamusal maliyetlerin son derece yükselmesine ya da çevre felaketlerinin yaşanmasına, belki de ikisine birden sebebiyet verecektir. Çevre yatırımları bilimsel ve teknik bilgi, ileri teknoloji, kurumsal işleyiş, nitelikli ve yeterli iş gücü gerektirmektedir. Bu da yetmez, her işlem adımında ve aşamasında kontrol gerektiren, sürekli ve sürdürülebilir denetim mekanizmaları dahilinde çalışması gereken bir işleyiştir. Bu gereklilik de ne yazık ki ülkemizde yaşanmakta olan ahbap-çavuş kapitalizmi dahilinde yerine getirilebilecek bir durum değildir. Nitekim kanun teklifi de bu türlü gereklilikleri yok saymaktadır.

Sağlıklı işleyen bir sistemde planlama, projelendirme, üretim ve denetim hizmetlerinin birbirinin olmazsa olmazı ve tamamlayıcısı olduğu gerçeğinden hareketle başta İmar Kanunu olmak üzere Yapı Denetim Kanunu ve ilgili tüm Kanunlar ve bağlı yönetmelikleri kamu yararı ilkesi gözetilerek ve bütüncül bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.

Mevcut Yapı Denetim Yasasının öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık ve etik değerlere sahip yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir denetim süreci modeli hayata geçirilmelidir."