KİTAP | Bir karın dolusu sır

"Pimm van Hest 'Bir Karın Dolusu Sır' adlı kitabında, kelimelerin, doğruları söyleyemeyen Moira’nın boğazını nasıl gıdıkladığını ve ona yaşattığı karın ağrılarını görmemizi sağlıyor."

Berna Yiğitbaş - Delal Dalgıç

Boğazımızda bir düğüm, karnımıza oturan bir sancı, dilimizin ucunda biriken sözcükler... Eminiz tanıdık gelmiştir bu hisler. Nasıl anlatacağımızı bilemediğimiz, kelimeleri seçmekte zorlandığımız, ne kadarını söyleyeceğimizden emin olamadığımız anlarda vücudumuz bu belirtileri verir. Evet, doğruları söylemek zordur. İçimizde bağıran cümleleri, düşünceleri korkmadan, kırıp dökmeden ifade etmek cesaret gerektiren bir eylem halini alabilir. Doğruları söylemek yerine erteleyebilir, konuşmaktan vazgeçebilir ya da kaçabiliriz. Gündelik hayatın akışında çözülmesi gereken konuları ertelediğimizde, kaçmak istediğimiz şeylerin zihnimize ya da bedenimize eşlik ettiğine şahit oluruz. Karnımıza yumru gibi oturan doğrular, akmasına engel olamadığımız gözyaşları gibi...

Peki, çocukken çektiğiniz karın ağrılarını hatırlıyor musunuz? Yanlışlıkla kırdığınız yadigâr vazonun parçalarını saklarken, ödevinizi yapmadığınız için sıranın altına saklanırken, evde oynanan topla özenle büyütülmüş bir çiçeğin dallarını kırarken çektiğiniz karın ağrısından bahsediyoruz. Aklınızda başka pek çok örneğin canlandığını ve gülümsediğinizi görür gibiyiz. Peki, o gün gülebilmiş miydiniz?

Pimm van Hest “Bir Karın Dolusu Sır” adlı kitabında, kelimelerin, doğruları söyleyemeyen Moira’nın boğazını nasıl gıdıkladığını ve ona yaşattığı karın ağrılarını görmemizi sağlıyor. Yetinmiyor, yaptığı yaramazlıkları anlatmak istemeyen Moira’nın ağzından, çocukların doğruları söylemek için neye ihtiyaç duyduklarını da aktarıyor:

“... Babam bana sarıldı ve dedi ki: Bize her zaman her şeyi anlatabileceğini biliyorsun, değil mi canım? Bazen birazcık kızabiliriz, hatta üzülebiliriz bile ama seni çok ama çok seviyoruz. Ayrıca şunu sakın unutma, senin bir karın dolusu sır ile dolaşman bizi daha çok üzer. Annem bana göz kırptı, babam da beni kocaman öptü. Gözyaşlarım kuruduğunda bütün sırlar gitmişti…”

Çocukların içlerinde bağıran cümleleri anlatmalarına olanak sağlamak ve onların güvenli limanları olmak, problem çözme becerilerini destekler, kendilerini daha iyi ifade etmelerini sağlar, var olan potansiyellerini açığa çıkararak özgüvenlerinin gelişmesine katkıda bulunur.

Onları olduğu gibi kabul etmek, arka planda keşfedilmeyi bekleyen olanakları görünür kılacaktır.

Künye: Bir Karın Dolusu Sır, Pim van Hest,  Çeviren: Lale Şimşek Çalışkan, YKY, 2021